BÖLÜM 2

58 7 5
                                    

Multi : Eris Yankı .

Anahtarı aldıktan sonra kapıyı kapatıp merdivenlerden inmeye başladım . İndikten sonra hızla sokak lambasının yanına gittim . Yere çömelip çocuğun gözlerinin açık mı kapalı mı olduğunu anlamaya çalışıyorken birden gözlerini açtı ve " Ne yapıyorsun? " dedi . Sesini duyunca irkildim ve geri sıçradım . Bum totom yerle buluştu . Aov shit .

" Ah ! Ne bağırıyorsun be hayvan ? Duymuyoruz sanki . "

Hayıflanarak kurduğum cümlelere karşı olabildiğince göz devirdi ve " bağırmadım ki " dedi .

" Aman konumuz bu mu hadi kalk da yukarı çıkalım . " dedim hem totomu kaşıyarak hem de ayağa kalkarak . O ise bana anlamaz bakışlar atıyordu . Anlamayacak ne var sanki kalkacak ve eve çıkıcaz . Mal mıdır nedir .

" Evime diyorum kalk da çıkalım . Yarana pansuman yapalım . Anladın ? "

" Onu anladım da yaralıyımdan ne anlıyorsun sen ? Kalkabilicek olsam senden yardım ister miydim ? "

Bak bak bak dil de ayakkabı gibi maşallah .

" Aman iyi be . Anladık kalkamıyorsun . "

Kalkamayacağını anlayınca yere çömeldim ve sol kolunu omzuma atmasına yardımcı oldum . Ya Allah bismillah diyerek ayağa kalktık . Hayvan gibiydi mübarek . Kaslı maslı . Biliyorum ması anlamadınız . Bende anlamadım . Her neyse . Allahım yardım et dedim ve ilk adımımı attım .

Ve son basamak da bitti . Şükür . Aov . Buraya çıkana kadar 7 kez düşme tehlikesi atlatmış , 3 kez totom duvarla buluşmuş ve çocukla iç içe girmiştik resmen . 20 dakika olmuştur sanırsam .

Baygın adımlarla kapıya ilerledim ve şortumun cebindeki anahtarı alıp güçlükle kapıyı açtım . Kapıyı açar açmaz çocuk yere yığılıyordu nerdeyse . Mankafa . Zaten gelene kadar bir sürü küfür etmiştim ona . Az günaha girmedim . Töbe Yarabbi .

Çocuğu oturma odasına götürüp rahat olan üçlü kanepeye yatırdım . Üstüne düşmemek için verdiğim çabayı anlatmıyorum bile . Nefes nefese bir şekilde odamdaki banyoya gidip pansuman için gerekli malzemeleri aldım . Ardından bir kaba ılık su koydum ve bir havlu alıp oturma odasına geri döndüm .

Çocuğun gözleri kapalıydı . Uyudu mu bide . Yüzsüz şey . Çocuk birde seni mi bekleyecek ? Zaten yaralı görmüyor musun ? Konuşma da yarasını pansuman et . Bravo iç ses . Sağol yani . Sen olmasan ben ne yapardım . Sabaha kadar yatardım burda . O da geberirdi kanamadan . Töbe töbe .

Kalkıp çocuğun yarasını sıcak su ve havluyla temizledim . Benim olan özel yara merheminden sürdüm . Ardından gazlı beze tentürdiyot döküp yarasının üstüne koyup bantladım . Zaten yarası da çok derin değildi . Sıyırdı bile denilebilir . Her neyse . Çocuk uyuyor madem bende azıcık uyuyım mantığına dayanarak attım kendimi ikili kanepeye . 1 koyun 2 koyun saymaya başladıktan hemen sonra gözlerim uykuya yenik düştü ve daldım rüyalar alemine .

Kolumu biri dürtüyordu sanki ama gözlerimi açamıyordum . Hem söylenip hemde kolumu deşen yaratığa içimden birkaç küfür ettim . Dönebildiğim kadar sağa döndüm ve uyumaya devam ettim .

Aradan bir dakika geçmedi ki biri tekrar kolumu dürtmeye başladı . Hay aQ yeter be .

" Ulan ne var be ne var ? Bir uyutmadın . Camış . "

Karşımda kim mi vardı dersiniz ? Ah evet dünkü çocuk . Abi ben sana yardım ettim . Evime aldım . Yaranı sardım . Sen gelip beni uyandırıyorsun . Reva mı bu ? Allah çarpacak seni .

" Sövme kızım . Sensin camış . Nabıyım acıktım . Sana sormadan da mutfağına girmek istemedim . Girse miydim ? "

Ah tabi çocukta haklı .

" Tamam sen git mutfağa geliyorum ben ? "

" Tamam "

Çocuk mutfağa gittikten sonra Bismillah diyip kanepeden kalktım . Lavaboya gidip rutin işleri yaptım ve odama geçtim . Siyah bir şort , siyah bir t-shirt ve siyah converse giyip mutfağa geçtim . Çocuk yemek masasının yanındaki sandalyeye oturmuş etrafı inceliyordu . Onu takmayıp buzdolabını açtım . İçinden kahvaltıya dair ne varsa çıkartıp masaya koydum . Bir domates ve bir salatalık alıp kestim . Omlet ve krep için malzemeleri aldım .

Omlet ve krebi yaptıktan sonra onları da masaya koydum . Ardından kahvaltı tabağı , bıçak , çatal ve bardakları da koydum . O arada da zaten çayı halletmiştim . Kahvaltı hazırlama işi tamamlanmıştı böylelikle . Çayları döküp masaya oturdum .

Sessiz bir şekilde kahvaltımızı yaparken çocuğun bana baktığını hissettim ve başımı yukarı kaldırdım . Tek kaşımı kaldırdıp ' ne bakıyorsun ' bakışı attım . Anlamış olacak ki omuz silkti . Aman banane . Dün gece uyuduğu için nasıl bu hale geldiğini sormamıştım ama merak içimi kavuruyordu resmen . Bu böyle olmaz diyip sormaya karar verdim .

" Anlatmayı düşünmüyor musun ? " Anlamamış olacak ki garip garip bakıyordu bana .

" Nasıl bu hale geldiğini diyorum . Anlatmayacak mısın ? "

" Hayır "

" Ne demek hayır ? Anlatacaksın ve gidip hesabını soracağız . Bu böyle olmaz . "

" Hesabını soramayız . Sen zaten bir şey yapamazsın . Ben tek kişi ne kadar karşı geleceğim ? Yine dayak yiyip geri gelirim . "

" Dayak yemiceksin . Bana söyle kim , neden yaptı bunu? "

" Gece gördüğün kızın eski sevgilisi yaptı . Kalabalıklardı . Kız benimle konuşuyor diye yaptı işte . Kızdan hoşlanıyordum felan . Sonra dün de tabi kız umursamadı . Olay bu . "

" Kahvaltı bittikten sonra o çocuğun yanına gidiyoruz . Hesabını soruyoruz . Tamam ? "

" Peki tamam da adını söylesen ? " diyip ensesini kaşıdı . Oha lan harbi adımı söylemedim çocuğa .

" Alse adım . Alse Uzay . Senin de Ersin miydi Eros mu neydi ? "

" Eris . Im sağol Alse . Yardımların için . Ayrıca seni daha önce hiç görmedim ? "

" Ah ! Evet dün taşındım . Bence bu kadar sohbet yeter kalkıp hazırlanalım da hesap soralım . "

" Dayak yiyip gelicez ama neyse . Hadi gidelim bakalım . "
Dediğine gözlerimi devirip kalkıp masayı toplamaya başladım .

Masayı Erisle topladıktan sonra üzerimi giymeye odama gittim . Siyah bir dar paça pantolon , siyah bir batman baskılı t-shirt ve siyah adidas ayakkabılarımı giydim . Düz olan saçlarımı kahküllerimi tarayıp serbest bıraktım . Dolabımdan düz siyah erkek t-shirtlerinden bi tane alıp oturma odasına gittim .

" Eris ? Sana t-shirt getirdim . Dünkü kan olmuştu hep de . "

" Teşekkür ederim de Alse ben onu nasıl giyeceğim . Sol kolumu kaldıramıyorum biliyorsun . " Ben bunu tamamen unutmuştum ya . Ben giydiririm ne olacak ?

Yanına gidip kolunu kaldırmasını söyledim . Utana sıkıla kolunu kaldırdı bende üzerindeki kanlı t-shirtü çıkarıp yavaş yavaş benim verdiğim t-shirtü giydirdim . Ve tamamdır . Kanlı t-shirtü kirli sepetine atıp odama geçtim . Telefonumu , kredi kartımı anahtarlığımı ve bir miktar kağıt parayı telefon kılıfına koydum . Hepsini cebime sıkıştırdıktan sonra içeriye geçtim ve evden çıktık .

Erisle konuşa konuşa çocukların olduğu mahalleye gidiyorduk ve sanırım az kalmıştı . Eris bana belli etmemeye çalışsa da önden gidip beni korumaya çalışıyordu ve kavga etmeyeceğimi felan sanıyordu . Hayır kavga edecektim yetmeyip o kızı da dövecektim . Ben o kadar madalyayı , ödülü boşuna almamıştım değil mi ?

" Alse geldik . Karşıdalar bak . Hatta bize doğru geliyorlar . "

" Eris arkama geç ve sakın konuşma . Anladın mı ? "

" Olmaz öyle şey Alse . "

" Eris ! GEÇ şuraya . Yoksa seni de döveceğim . "

" Tamam be geçtik . "

Çocuklar dibimize kadar geldiğinde sırıttım ve tam karşıdaki çocuğa göz kırpıp gülmeye başladım . Çok eğlenceli bir gün olacaktı .

UZAYDAKİ GİZLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin