BÖLÜM 3

45 7 2
                                    

Multi : Doğu Kaygısız

Yaklaşık bir dakikadır karşımdaki çocukla bakışıyordum . Hayır , flörtleşme anlamında değil . Mesela vampirler ile kurtlar , fare ile kedi , kedi ile köpek , köpek ile tilki gibi . Ah her neyse hiç iyi bakışmıyorduk yani . Bu sıkıcılık ne kadar sürecek diye düşünüp konuşmaya karar verdim .

" Siz 1 kişiye 4 kişi dalmışsınız ama size ben tek dalıcam uyar mı ? " Dediklerimi duyan çocuklar gülmeye başladı . Ah ! Beni hafife alan bir grup ahmak daha . Siz gülün , gülün . Ben göreceğim sizi biraz sonra .

" Bak tatlım sen eve gidip yabancı dizi felan izle bizim işimize de karışma olur mu ? "

" Ben yabancı dizi izlersem seni dövemem . Önce seni dövmem gerekiyor . Sonra izlerim . Olur mu ? Olur . "

" Ben- " Bu olay çok sıkmaya başladı olayına kapılıp çocuğa susmasını işaret ettim . Telefonumu Erise uzatıp çocuğun dibine kadar gittim ve ellerimi iki yana açtım ' vur ' dercesine .

Gülmekle yetindi . Sen bilirsin . Ben ilk hamleyi sana sundum . Yapsaymışsın .

Bir iki adım geri gidip ayağımı çocuğun dizine hızla yapıştırdım . O yere çökerken saçlarından tutup geriye doğru hafifçe yatırdım ve dizimi burnuna geçirdim . Bu hamleden sonra baygın gibi olan çocuğu gören arkadaşları bana doğru hamle yaptılar . Önce esmer olanın suratına yumruk attım . O afallarken sarışının karnına tekme attım ve o yeri boyladı . Saçıma asılmaya çalışan esmere döndüm ve öpücük atıp dizimi penisine geçirdim . Bu arada sarışın ayağa kalkıp beni geriye doğru çekti . Sendelerken sinir kat sayım artmıştı . Hızla geri döndüm ve en sert yumruklarımdan birini gözüne geçirdim . Sonuç biri baygın olmak üzere 3 tane yaralı . Hafifçe gülerek ellerimi silkeledim . Arkamı döndüm ve bir yığın insanla karşılaştım . Ne meraklı insanlar bunlar yahu ? Rahat rahat kavga da edemeyeceğiz .

Erisin yanına gidip telefonumu elinden kurtardım ve hızlı adımlarla evime doğru yürümeye başladım . Hayır . Utandığımdan felan değil . Yarın okullar başlıyor ve ben kayıt için gitmeyi unuttum . Kıyafetlerimi değiştirip okula gitmeliyim .

Eve vardığımda hızlıca kıyafetlerimi değiştirip okula gelmiştim ve şuan müdürün kapısının önünde bekliyordum . İçeride bir veli vardı ve kadındı . Cırtlak olduğunu da unutmamalı . Bende kapıda beklemeye karar vermiştim ve sonuç bu . Aov , shit .

12 dakika 43 saniye sonra kadın dışarı çıktı . Evet , evet saydım . Kadını dövecekmiş gibi bakıp müdürün odasına girdim . Ben girer girmez ayağa kalkan müdür beni selamladı. Selamına karşılık verip deri koltuğa oturdum .

" Hocam ben İstanbuldan nakil olarak gelen öğrenciyim . Telefonda konuşmuştuk . Kayıt işlemleri için geldim . " Hatırlamış olacak ki gülümsedi . İyi bir adama benziyordu . Bu arada kel , göbekli ya da yakışıklı değil . Sıradan bir insan tipi var ama sevecen biri . Adı da Yunus . Her neyse .

Kayıt işlemlerini tamamladıktan sonra müdürden maddi durumumun çok iyi olduğunun aramızda kalmasını rica ettim ve o da sağolsun anlayışla karşıladı . Okulda serbest kıyafet kullanılıyormuş bu arada . Bana göre farketmediği için pek sevinmedim yani .

Şimdi de evde kitap okuyorum . Bugün çok çabuk geçmişti saat şuan akşam 11 di ve bende yorulmuştum haliyle . Kitabımı bırakıp duşumu aldıktan sonra alarmımı kurup yattım . Çok geçmeden uykuya daldım .

Ah ! Lanet alarm . Elimi komedine doğru salladım ama alarmı bulamadım . Bir gözümü açıp alarmı aradıktan sonra benden çok uzakta olduğunu gördüm ve mecburen kalktım . Alarmı kapatıp lavaboya girdim . İşimi hallettikten sonra üzerime siyah düz bir t-shirt , mini şortlu kot tulum ve siyah yarım bot giydim . Düz olan saçlarımı tarayıp salık bıraktım . Gözüme rimel çekip dudağıma parlatıcı sürdüm ve makyajda bitmiş oldu . Siyah deri sırt çantama kulaklık , bir defter , bir kalem , kredi kartımı , anahtarımı ve telefonumu koyup sırtıma taktım . Mutfağa geçip çekmeceden bir karam alıp evden çıktım .

Okulun dış kapısından içeri girdiğimde dikkat çekmemiştim . Ama sonradan biri ' bu kız Doğuyu döven kız ' diye böğürdükten sonra bütün konuşmalar kesildi ve herkes bana bakmaya başladı . Açıkcası pek umrumda değil . Çünkü ben alışkınım böyle ortamlara . İlk defa devlet okuluna geliyorum ama dikkat çekmek her yerde prensibimdir . Bilerek de yapmıyorum halbuki . Omuz silkip bahçedeki banklardan boş olan birine doğru ilerledim . Konuşmalar da başladı . Banka oturduktan bir dakika sonra yanıma biri oturdu . Bakma zahmetine bile girmeden etrafı izlemeye devam ettim . Ama yanımdaki her kimse dikkatimi çekmeye çalışıyormuş gibi hareket edip duruyordu . En sonunda soluma döndüm ve Erisi gördüm . Evet hatırladığınız kişi . Yardım ettiğim . Erise bakarak tek kaşımı kaldırdım . O da omuz silkti . Tınlamayıp önüme döndüm ve insanları incelemeye başladım .

Saniyeler sonra koluma birinin dokunduğunu hissettim ve hızla sola döndüm . Erise elini çekmesi için işaret yaptım . Anlamış olacak ki hemen çekti .

" Şey , pardon . Ben selam vermek istemiştim ama sanırım sen konuşmak istemiyorsun ? "

" Selam Eris . Bak selamını da verdin başka bişiy var mıydı ? "

" Yo , yo . Hayır . "

" Tamam o zaman bak herkes sıraya geçiyor kalk bizde geçelim . "

Erisle beraber kalabalık öğrenci gruplarının arasına girdik . Müdür konuşurken bizde bıkkınca etrafı izliyorduk . Sıkıldığımı belli edercesine üfledim ve müdürün konuşmasının bitmesini bekledim .

Aradan yarım saat geçmiş müdür konuşmasını bitirmiş ve sınıflarımıza dağılmıştık . 11 - D sınıfının cam kenarının en arka sırasında tek başıma oturuyordum . Erisle de aynı sınıftaydık ama ben tek oturmak istemiştim .

Sınıfta konuşma sesleri artarken başımı sıraya koydum ve çabucak günün bitmesini diledim .

Kapı açılıp kapandı ve ardından bir sessizlik oldu . Başımı kaldırdım ve hocaya baktım . 30 yaşlarındaki adam sempatik duruyordu açıkcası . Selam faslından sonra tatilde ne yaptıklarından felan bahsettiler . Sıradan tatil sonrası konuşmalar işte . Hoca beni görünce yeni öğrenci gelmiş gibisinden konuştu ve kendimi tanıtmamı istedi .

" Alse Uzay Güngör . İstanbuldan taşındım . " Bu kadar bilginin yeteceğini düşünerek hocaya baktım . Ona yetmemiş olacak ki soru sormaya başladı .

" Ailenin işi yüzünden mi taşındın ? "

" Hayır . Tek başıma yaşıyorum . "

Konuşmak istemediğimi anlamış olacak ki tamam diyip başkalarıyla konuşmaya başladı . Bende kafamı sıraya koydum ve gözlerimi kapattım .

Uyandığımda tenefüstü . Herkes birbiriyle konuşuyor , ya da telefonla vakit geçiriyordu . Tek fark yanımda bir çocuk oturuyordu . Benim ise kantine gidip karam almam gerekiyordu çünkü baş ağrım başlamıştı .

Çocuğa seslendim ama bakmadı . Kolunu dürttüm ve ' çıkar mısın geçeceğim ' dedim . O ise çıkmadı . Yine duymamış gibi yaptı .

Sinirlerim gerilirken çocuğa döndüm ve ' kalk şurdan ' dedim . O yine duymamazlıktan gelirken sınıftakiler bizi izlemeye başladı .

" Oğlum kalksana be yarım saattir söylüyorum . İlla bağırmak mı gerekiyor ? " Dediklerim üzerine yavaşca bana döndü . Hiç konuşmadan kenara çekildi ve geçmemi işaret etti . Bir töbe estağfirullah çektikten sonra telefonumu alıp çıktım sıradan .

Anlaşılan o ki bu okuldan çok dayağımı yiyen olacaktı . Bol dayaklı günler dediğinizi duyar gibiyim . ^^

UZAYDAKİ GİZLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin