BÖLÜM 8

16 1 0
                                    

Multi: Alse Uzay Güngör

Şarkıyı söyledikten sonra sağ elimle gözümdeki yaşı sildim. Kimsenin acizliğimi görmesini istemiyordum.

Ayağa kalktıktan sonra karşımdaki insanlara göz gezdirirken en arkada Sergeni gördüm. Direkt olarak gözlerime bakıyordu ve gözlerini kırpma bile kırpmıyordu. Bakışı biraz rahatsız ettiğinden dolayı gözlerimi başka tarafa çevirdim ve Erisi gördüm. Küçük bi tebessüm gönderdikten sonra gitarımı da alarak sahneden inip Erisin yanına doğru ilerledim.

İnsanların bazıları kim olduğum hakkında konuşuyordu. Bazıları Sergeninki bile diyordu . Kocaman bi kahkaha atmamak için zor duruyordum ama sırası değildi.

Kimisi ise kimse kim sesi de kendisi de çok güzel diyerek gururumu okşuyorlardı.

Yanlarından geçerken birçok kişi tebrik etti. Onlara kısa baş selamları vererek Erisin yanına ulaşmayı başardım.

Eris de övgüler yağdırdıktan sonra yanımıza Sergen geldi. Tebrik bile etmeden yanımda durmaya başladı. Umrumda bile değil neyse ki.

" Eris artık gitmek istiyorum."

" Biraz daha kal Alse biraz sonra Bekir abi gelecek. "

" Yorgunum üstelik acıktım da. Gidip yemek yemek istiyorum. Bekir abiyle sonra da konuşabiliriz. "

" Nasıl istersen. Ama ben şuan gelemem seninle . burada birkaç işim var. Seni Sergen bıraksa sorun olur mu? "

" Kendim gidebilirim. "

" Ben bırakırım. Hadi gidelim. " Sergenin sözünden sonra omuz silkip çantasına koyduğum gitarımı omzuma astım.

Erise görüşürüz dedikten sonra ben önde Sergen arkada ilerlemeye başladık.

İlerledikçe erkeklerin garip bakışlarına maruz kalıyordum ve bu bakışlar hep beni rahatsız eden bakışlardı .

Rahatsız olduğumu anlayan Sergen yanıma geçip sağ koluyla belimi kavradı.

Bu hareketine şaşırsam da ses etmedim çünkü Sergen'in bu hareketinden sonra kimse bu tarafa bakmaz olmuştu.

Arabanın sağ kapısını açıp bindikten sonra başımı koltuk başlığına dayadım ve sesli bir şekilde nefes verdim.

Bugün çok yorulmuştum hem fiziken, hem de ruhen.

Sergeninde arabaya binmesinden sonra sessiz bir şekilde ilerlemeye başladık. Benim evimi tarif etmem gerekliydi.

- Mimar Sinan sokağı/Gülmezler Apartmanı.

Tarifim üzerine Sergen benim tarafıma bakmadan ilerlemeye devam etti. Bende yorgun olduğum için başımı cama yaslayıp gözlerimi kapattım.

Kolumu birinin dürtmesiyle gözlerimi araladım. Sağ tarafında dikilen Sergen'i görünce eve geldiğimizi sanıp gitara elimi uzattım ancak Sergen benden önce davranıp gitarı almama izin vermedi.
Ona anlamaz bakışlar atarken " Eve gitmeden birşeyler yiyelim. "

" Gerek yok ben evde yerim . Hadi gidelim " tam başımı koltuk başlığına dayayacakken Sergen sağ kolumdan tutup kalkmamı işaret etti.

" Evde yemeyeceğini biliyorum hadi kalk. "

Birkaç mırıltı ve Sergen'in kenara çekilmesinden sonra dışarı çıktım.

Nereye geldiğimizi bilmiyordum. Gerçi nereden bilecektim ki? Bu şehir hakkında? Bu insanlar hakkında? Hiçbir şey.

Bu ortamda bana tanıdık gelen tek şey Mini Restaurant ' ın camının yansımasından gördüğüm kendimdi.

Ezbere bildiğim soğuk bakışlarım bana bakan insanlarda bir ürkütme oluşturuyordu. Alışıktım bunlara lakin bu sefer yaklaşık yarım metre solumda olan Sergen yanımdaydı. İşte buna alışık değildim.

UZAYDAKİ GİZLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin