Düşündüğün herşey yanlıştı. Bunu nasıl, neden yaptın diye sormadın. Soramadın. Belki de soracak cesaretin yoktu. Ve sen sırf gerçekleri ögrenmemek için kaçmayı seçtin. Çünkü birşeyi çok iyi biliyordun.
Gerçekler daima yaralardı.
Sen canının acımasını istemedin. Benim vücüdümda, kalbimde kabuk tutmayan yaralarla doluyken... Sen canının acımasından korktun.
Sonra...
Aradan çokça zaman geçti. Mevsimler araya girdi, takvimler eskidi.
Benim yaralarım kabuk tuttu.
Ama ben yine de kabuk tutan yaralarımı kanatmaktan bir an olsun vazgeçmedim.
Eğer kanatmasaydım,
Bir süre sonra geçecekti. Ben yaralarımın geçmesini istemiyordum.Çünkü o yaraları sen açmıştın.
Senden geriye bir tek kabuk tutmayan yaralarım kalmalıydı.Ve ben o açılan yaraları asla unutmayacaktım.
*DÜZNENLENDİ*
(Alıntı değildir.)
Arkadaşlar yeniden düzenleyip, yayınladım.
Bütün bölümleri değiştirmesemde, birçoğu değişti.
Umarım yeni hâlini seversiniz. Ve birşey daha. Bu bölümden itibaren sevdigim şairlerin şiirlerini de bölüm sonuna yazıcağım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON UYKU
PoetryHer sabahın bir gecesi vardır. Sen benim şafak vaktimsin. Güneş ile Ay'ın birleştiği iki dakikalık sonsuz heyecanımsın.