Baskın ve Sonrası

54 8 3
                                    

Önce işi tatlıya bağlamayı denedim. Altınoluk Çetesi'ne Dönerek: "Buna hiç hakkınız yok ..." dedim ... Fakat Altınoluk Çetesi'nin büyüğü bilyeleri toplamış cebine indiriyordu bile. O zaman küçüğü benim yakama yapıştı : " Sen baskının ne demek olduğunu biliyor musun? " diye bağırdı. Buna karşılılık veremedim. O sırada Meriç ve Kaan uzaktan bizi gözetliyorlardı. Böylece Altınoluk Çetesi bütün bilyeleri topladıktan sonra , hiçbir şey söylemeden gittiler. İşte olay bundan ibaret... "

  İsmail ve Mertali'nin bu olaya çok canı sıkılmıştı. Fakat konuşmuyor, derin derin düşünüyorlardı. Herkes bakışlarını Mirac'a dikmişti. Bu düpedüz hırsızlık onu da kızdırmıştı.

  Biraz sonra Mirac fısıltıyla:
  " Önce yemeğimizi yiyelim, sonra şantiyede buluşur enine boyuna konuşuruz. Ben de sizler gibi düşünüyorum. Bunlar olacak şeyler değil. " dedi.

  Tekrar yürümeye başladılar. Sabırsızlıktan yerlerinde bile duramıyorlardı. Mirac bu işin iyi olmadığını söylediğine göre işler kızışacağa benziyordu. Çocuklar, Aşağıeğlence caddesini geçerek Altınoluk Sokağı'ndan aşağı doğru indiler. Bir yandan konuşuyor, bir yandan da yürüyorlardı.

Kızıl Melek ÇetesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin