"Küçük kız Liar."

335 18 10
                                    

 Etrafım Liar'larla çevrilmişti. Teslim olmalıydım artık. Sonuçta birileri televizyonda donmuş bizi izleyen Liar'ı açıklamalıydı. Ayrıca evime nasıl girdiği ortadaydı. Bahçe kapısı tamamen açıktı.

"Şey sanırım uyurken ben bir şe- Sen ağlıyor musun?" dedim gözlerimi kocaman açarak. Hadi ama o kadar sert vurmamıştım.

"L-Liar ben özür dilerim." dedim şaşırmış ifademle onu izlerken. Küçük bir kız gibi ağlıyordu karşımda. Neden ağlıyordu?

"Liar? İyi misin? Sarılmak ister misin?" dedim kollarımı açarak. Hayır hayır kesinlikle bu durumu kendi çıkarlarım için kulanmıyorum. Burnunu çekerek yanıma geldi. Ve sarıldı. Hala ağlıyordu. Ben kalp krizi geçirmenin eşiğindeydim ve o ağlamaya devam ediyordu.

"Sophia. Sophia'yla bi-" devamını getiremedi çünkü hala ağlıyordu. "Ayrıldık" demesi için her şeyimi verirdim ama küçük kızdan ziyade bir bebek gibi ağlıyordu.Sonunda cümleyi tamamlamıştı.

"Çok büyük bir kavga ettik." dedi benden ayrılıp direk yüzüme bakarak. Tepkimi mi ölçüyordu? Ne demeliydim? Bunun üzerine parti bile verebilirdim ama şuan üzülmüş numarası yapmalıydım.      

"Olur böyle şeyler. Sonuçta siz s-sevgilisiniz." dedim kafamı öne eğerek. Harika şimdi sevdiğim çocuğun sevgilisi için tavsiye veriyordum.    

"Onu seviyorum. Benden ayrılırsa yaşayamam anlıyor musun?" dedi bana. Evet o duyduğunuz Liar'ın kırdığı kalbimin sesleriydi.

Onu seviyordu.

O lanet olası Sophia'yı seviyordu.   

Gözlerim dolmuş, boğazıma bir fil oturmuştu. Canım acıyordu. Keşke kafasına çok sert vursaydım. 

"Aliesha?" dedi beni dürterek.

"Ona olan sevgin beni duygulandırdı Liar." dedim gözümde ki yaşı silerek. Ekledim.

"Sophia çok şanslı bir kız. Herkesin hayallerini yaşıyor." umarım hayranlar tarafından linç edilir.

"Evet. Ben çok şanslı bir admım ona sahip olduğum için." dedi gülümseyerek. Gerizekalı. Çıldırmak üzereydim. Liar'ın kafasını koparıp kıçına sokmak istiyordum. Beni bu kadar üzmeye hakkı yoktu. Ben kimdim ki ? Sadece bir arkadaş. Dost, belki. Ama sevgili asla.

"Ona bir çiçek al ve özür dile." Ve burdan defol seni piç kurusu diye eklemeyi çok isterdim ama yapamadım. Dediğimi önemsemeden Sophia'yı anlatmaya başladı. Ve inanın zerre umrumda değildi.

Sophia. Sophia. Sophia. 

 Yaklaşık iki saattir onun Sophia'sını dinliyordum. Onu ne kadar sevdiğini, onun içi ölebileceğini. Kimse bana aşkın bu kadar acıtacağını söylememişti.  Ve beklenen oldu. Çıldırıyordum.

"Bak Liam, Sophia ya da onu ne kadar sevdiğin umrumda değil. Anlıyor musun? Seni dinlemek istemiyorum. Canımı yakıyorsun. Şimdi defol git evimden!" evet bunları bağırıp onun yakasına yapışarak söylemiştim. 

"Ne?" dedi. Şaşırmıştı. Alnımı ovuşturdum ve koltuğa oturdum.

"Kendimi iyi hissetmiyorum. Lütfen gider misin?" dedim kafamı ellerimin arasına alarak. Bir şey demedi ve sessizce gitti.Onu kırdım mı? Ah,canı cehenneme. 

 Yapacak bir şey bulamayıp Harry'i aradım. 

"Hey! Bakın kim arıyor? Kahramanım!" diye bağırdı telefona. Anlaşılan sarhoştu ama kimin umrunda.

"Komik şey seni. Harry, acaba beni alır mısın? Kendimi pek iyi hissetmiyorumda." dedim el tırnaklarımı inceleyerek. Gerçekten maniküre ihtiyaçları vardı.

"Pekala geliyorum. Evdesin değil mi?" dedi merakla.

"Evet, teşekkür ederim. Sakın gelirken öleyim deme." dedim ve telefonu kapattım.  Üstümü değiştirmek istemiyordum. Nyan kedili pijamalarımdan kimseye bir zarar gelmezdi bence. On dakika sonra kapım çaldı. Koşarak kapıyı açmaya gittim. Gelen tabi ki Harry'di. Ve kesinlike sarhoş değildi.

"Üzgün görünüyorsun." dedi. Ve ekledi.

"Sarılmaya ihtiyacın var gibi." dedi ve bir anda bana sarıldı. Harry' de kendimi görüyorum. Tanrım o benim ruh ikizim gibi bir şey. Ayrıldığımız da bana baktı ve sırıttı.

"Ne var?" dedim gülerek. 

"Hiç." dedi. Hala gülüyordu.

"Harry! Ne var?" dedim ona hafifce vurarak.

"Sadece pijamaların o kadar yakışmış ki yanaklarını mıncıklamak istiyorum." dedi ve der demez onun tabiriyle mıncıklamaya başladı.

"Harry kes şunu." dedim. Yanaklarım acıyordu. 

"Hadi gel bize gidelim." cevabımı beklemeden beni kucakladı ve arabanın arka koltuğuna attı. Ben arkada kendime gelmeye çalışırken Harry çoktan arabaya binmiş hatta sürmeye başlamıştı. Sonunda gelmiştik.

 Acaba Liar evde miydi? Eğer evdeyse tükürdüğümü yalıyordum. Onu kovan ben şimdi onun için gelmiştim.

The Bigbang TheoryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin