4.BÖLÜM

8 0 0
                                    

Yolda neşeli şekilde yürüyerek her zaman ki yerimize gittik oturmaya. Olana bakar mısınız şimdi. Bulunduğum yerde yer bildirimi yaptığım gibi Doğukan beğendi. Hadi onu geçtim, beğendiği gibi oraya geldi ve bana tebessüm ederek karşı masama oturdu. Göz göze geliyorduk sürekli fakat ben gözlerimi ondan alamıyordum. Anlaşılan o da alamıyordu ki göz göze geldiğimizde cesurca devam ediyor,gözlerini hiç kaçırmıyordu.
Aradan biraz zaman geçtikten sonra birbirimize laf atmaya başlamıştık. Güldük,eğlendik.

Fazlasıyla güzel bir gündü diyebilirim. Akşam eve geldiğimde mesaj atmıştı. Konuşuyorduk. Hem de daha samimi bir şekilde. Benden onun için fedakarlık yapmamı istiyordu. Niye bunu istemişti anlam veremedim fakat içinde birşeylerin olduğu kesindi. Giyimim konusunda,arkadaş çevrem konusunda.. Her konuda fedakarlık istiyordu benden. Büyülüyordu beni. Çok mutlu ediyordu. Aşık mı olmuştum ben? Bu gerçekten olabilir miydi?
Bunları düşünürken masa da dönen muhabbet aklıma geldi. Doğukan anlattıkları gibi biri olamazdı. Anlatılanlara göre fazla iyiydi çünki. Egolu değildi bir kere. Dışarı yansıttığı ciddiliğini ukalalık olarak algılıyorlardı. Ama o, çok iyi kalpli ve çok merhametli biriydi. Bunu hissetmiştim. Fazla mükemmeldi bana göre.

Yine bir günü daha geri de bırakmıştık. Yeni bir güne gözlerimi açtığım gibi karşımda Melisa'yı gördüm.
"Heyy bu saatte ne işin var burda."
"Doğukan'dan sonra çok ihmal ettiniz beni hanımefendi. Pabucum dama mı atıldı yoksa?" diyerek kırgın bir tebessüm etti.
haklıydı. Doğukandan sonra kendimi de kaybetmiştim ben. Saçmaydı bu sergilediğim tavırlar.
Bugün de çok işim vardı. Çok eski bir arkadaşım arayıp kahvaltıya çağırdı. Gitmesem ayıp olurdu, uzun zamandır görüşemiyorduk.
"Hadi bugün birşeyler yapalım,hem kafa dağıtırız. Ne dersin?"
"Çok isterdim ama Eda çağırdı. Kahvaltıya onlara gitmem gerekiyo."
Melisa'nın yüzünde ki o kırgınlığı anlamıştım.

Hazırlanıp yola koyuldum. Doğukan günaydın mesajımı atmıştı bile. Düzgün giyin diye tabirde bulunmuştu ama ben mesajını geç gördüğüm için pek işleme koymadım.

Edalara gittiğim de kahvaltı hazır beni bekliyordu.

Balkonda oturup güzel bir şekilde kahvaltımızı yaptık. Sohbet ettik,meyve yedik,kahve içtik. Evde sıkılınca dolaşmaya çıktık. Doğukan mesaj atmıştı.
"Nerdesin? Seni almaya geliyorum."

Ne yapacağımı şaşırmıştım. Doğukan beni almaya geliyordu.
Hemen edayla vedalaşıp Doğukanı beklemeye koyuldum. Geldiğinde heyecanla arabanın kapısını açtım ve bindim.
"Merhaba."
"Merhaba." dedi ve tebessüm ederek yanağıma bir öpücük kondurdu.
Neye uğradığımı şaşırmış, ona bakıyordum.

"Ben sana düzgün giy dememiş miydim? Bundan sonra bu şekilde giymek yok anlaşıldı mı?" dediğinde cevap vermeyip susmayı tercih etmiştim.

Çok heyecanlıydım ve ne diyeceğimi bilmiyordum. Doğukan konuşmaya devam ediyordu.
"Bundan sonra herhangi bir yere giderken ben bırakacam seni, eve döneceğinde de ben alıp eve bırakacam. Bensiz bir yere adım atmayacaksın."

Bu sahiplenici tavırları o kadar hoşuma gitmişti ki, büyük hayranlıkla onu izliyordum. Yüz hatlarını incelemekten ezberlemiştim bile. Çok güzel gülüyordu. Hemde çook.

İMKANSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin