AŞKI HOVARDA.........
Romantik komedi .....
2 bölüm....
Başa sarıp yeniden oynasak şu son sahneyi!
Sen damat ol ben gelin. Sen kırmızı gül al bende buseni. Sen tuzlu kahveyi iç bende bakışlarını. Sen söz al bende kalbini. Ahhh keşke diye iç çekerken ciğerim yanıyordu ciğerim. Hain Eros okunu kalbime fırlatacağına dilime saplamıştı.
Hay dilimi eşek arısı soksaydı da demeseydim, öyle bir mahcup duruma düşmüştüm ki yanaklarım domates gibi kızarmıştı. Erkek güzeli bir bana, bir babasına bakarak mantıklı cevap beklerken babamın kızgın boğaya dönüşen gözleri, ekmek keser gibi beni kesiyordu. Yutkundum. İp nerede diye iç çekerek tavana diktim gözlerimi. Bir örümcek ağ yapmış, yuva çalışmasına devam ediyordu.
'' Bende anlamadım. Yanlış anlaşılma oldu sanırım.''diyerek gözlerini babama çeviren yaşlı adam, birbirleriyle bakışıyordular ki annem kolumdan tutup beni geriye çekti. '' Ne saçmalıyorsun kızım. Bu sefer baban seni de beni de kesecek. Hemen özür dile.''
''Güzel kızımız ne demek istiyor? Konuştuk seninle de sadece gençler birbirlerini göreceklerdi.''diyerek devam eden yaşlı amca babamdan mantıklı cevap bekliyordu'' Doğru değil mi Zeki bey?''
'' Elbette doğru. Beyim siz ona bakmayın aklınca şaka yapmaya kalkıştı.''diyerek bana yönelen babam,'' değil mi kızım? Şakaydı dimi?'' diye üstüne basa basa vurguladı.'' Söylesene.''
'' Şeeey ben ev...''
'' Biz buraya şakacılık oynamaya değil küçük hanımı görmek için gelmiştik.''diyerek sesini yükselten erkek güzeli babasının koluna girdi'' Hadi baba gidelim. Biraz daha burada durursam nefes alamam. Şaka kaldıracak kapasitem yok. Kıymetli kızları, eşek şakasını yapacak başkalarını bulsun.'
'' Beyim durun bu böyle olmadı şimdi. Kahveleri içseydiniz en azından.''diyerek salondan çıkan görücülerin peşinden giden babamı dinlemeyen erkek güzeli, babasını çekiştirerek evden götürüyordu. Annem dudaklarını içten içe kemiriyor ''eyvahhh bu gece yandı kızım çıran,' diyen iç sesim ise üçüncü boğaz köprüsüne hangi taksi daha ucuz gider diye söyleniyordu.
Sokak kapısından muhteşem bir dönüş yaptı babam. Dağları ayağa kaldıran hırıltısı, tüylerimi diken diken edip nefesimi kesti. Karşımda bir Erol Taş babayiğidi vardı ki düşman başına. ''Eşhedü enla ilahe ilallah ve eşhedu enne muhammeden abduhu verasuluh.''diyerek şahadet getirirken annem önüme durdu.'' Bey bir otur, ökeyle kalkan zararla oturur. Bir sakinleş sonra sağlam kafayla düşünürüz. Hem Cansu'da özür dileyecek...''
'' Kaç yıllık arkadaşımın karşısında denilecek söz müydü bu be? Söylesene be hanım! Bu bana yapılır mı be?''diyerek kırılganlıkla kükreyen babamın gözlerine bakamıyordum.''Baba ben ben çok özür ö-özür...''
'' Sus! Sen sus, sakın konuşma .''diyerek işaret parmağını sallayan babam öfkeden dört dönüyordu.'' Ben ne diyeceğim şimdi! Ne satılığı dedi çocuk. Düşünebiliyor musun kızımı sattığımı düşündü. Katlanılacak gibi değil. Hey Allah'ım ne günah işledim de bana böyle bir evlat verdin.''diyerek ellerini havaya açınca yüzüm kıpkırmızı kesildi. '' Ne günah işledim ben! Ne günah!''
'' Rızam olmayınca...''diye öne atılmıştım ki babam,'' Sus!''diye bağırınca sustum. Ne diyecektim ki!
Kendi kendine söylenerek merdivenleri tırmanan babam gözden kaybolunca annem çullandı bu sefer başıma. Bir şey diyecek gibi ağzını açtı ama sonra '' Dilimi yormaya bile değmezsin.''diyerek salondaki fincanlara yöneldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKI HOVARDA
RomanceKomedi tarzı bir hikayedir. İstanbul'lu götü pullu. İşte tam beni anlatan iki kelime. İstanbul'luydum, parasız, pulsuz, yalancı, üç kağıtçı, romantikliği çapkınlıkla karıştırmış, Han sahibi patronun bir çeki yüzünden hayata tuvalet temizleyerek baş...