Zor Günler

39 2 2
                                    

Kardeşi sünnet olmuştu. Rüya da küçük değildi artık. 16 yaşında ve kardeşiyle yeterince ilgilenebilcek bir yaştaydı. Zaten ona yardım eden, destek olan biri vardı yanında. Aşkla birlikte; arkadaşlığı, dostluğu öğrendiği biri. Onunla birlikte ilgilenmişti kardeşiyle. Hatta onun payı çok büyüktü.
Kardeşi iyileşmişti. En büyük sorumluluk ondan sonraydı. Eğlenceye birkaç ay kalmıştı. Davetiyeler, listeler; Rüya onlarla bile fazla ilgilenmişti. Çok heyecan vericiydi. Büyüdüğünü fazlasıyla hissetmişti bu sayede.
Son bir hafta kala hazırlıklar daha da hızlanmıştı. Hafta sonuna birşey de kalmamıştı zaten. Herşey o kadar yolunda, güzel gidiyordu ki; Rüya'nın heyecanı artıyordu. O heyecan korkuya dönüşene kadar...
Son 4 gün kalmıştı. Rüya salı günü okula gitti. Ertesi günü son alışverişe çıkacaklardı. Okula gitmeyecekti yani. Akşamüstü okuldan geldi, babaannesinde birşey vardı. Ama o kadar heyecanlıydı ki fark etmemişti. Sonra o haberi duydu. Babası iş kazası geçirmişti. Yüksekten düşmüş, hastanede yatıyordu. Rüya bunu duyunca yıkıldı. Eli ayağı titremeye başladı. Birşey olduysa diye düşünmeye başladı. Hemen Barış'ı (aşkı, arkadaşı) aradı. Ağlıyordu zaten. Anlatamadı hiçbir şey. Barış sesini öyle duyunca hemen soluğu Rüya'nın yanında aldı. Sarılması yetmişti Rüya'ya. Sarılıp ağladı, onun hep yanında olduğunu biliyordu ama bu sefer gerçekten hissetmişti.
Akşama babasının iyi olduğunu öğrendi ve acayip rahatladı. Eğlence iptal diye düşündü ama babası istememişti iptal olmasını. Rüya dört elle sarıldı hazırlıklara. Babasının yapacak olduklarını yapmaya başladı. Ve başardı da.
Eğlenceden bir gün önce babası hastaneden çıkıp gelmişti. Bacağı kırılmıştı. Eğlenceye sandalyenin üzerinde gelecekti. Ama gelecekti ki bu Rüya için yeterdi.
Eğlence günü geldi. Gündüz yemek vardı. Ve Rüya çok koşturmuştu. Teyzeleri, dayıları, komşuları o kadar çok destek oldu ki onlara; bu durum Rüya'yı çok fazla mutlu etmişti. Barış da yanındaydı bütün gün. Akşam olmuştu. Rüya pek bir kalabalık beklemiyordu açıkçası. Ama beklediğinin kat be kat fazla üstündeydi kalabalık. Düşündüğünden daha güzel olmuştu da. Çok yorucu, can sıkıcı olaylar yaşadılarsa da beklediklerinin daha güzel olmuştu herşey. Yorucu ve güzel bir günü de bitirmişlerdi.
Herşeye bugünden sonra başlamıştı. Babası uzun bir süre çalışamayacaktı. Yapılan masraflar, borçlar... Bütün sıkıntı şimdi başlamıştı. Zor günlerin temeli atılmıştı. Ama en azından babası hayatta, yanlarındaydı. Bu Rüya'ya da, ailesine de yeterdi.
Aradan 2 yıl geçmişti ama hâlâ sıkıntı çekiyorlardı. Rüya da son sınıftı ve masrafları daha da arttı. Kitaplar ayrı bir masraftı. Bu sıkıntıları gördükçe kitaplarına, derslerine 4 elle sarılmıştı. Ama evdeki sıkıntılar Rüya'yı çok fazla etkiliyordu. Yeterince sağlık sorunu vardı zaten bu da olunca daha da tükenmiş hissediyordu. Ama nolursa olsun dimdik ayakta duracaktı. Annesinin, babasının ve ondan güzel şeyler bekleyen etrafındaki herkes için başaracaktı. Mecburdu zaten. Onların güvenini, beklentisini boşa çıkarmayacaktı. Sınava aylar kalmıştı. Gün saymaya başlamıştı baya. Dikkatini dağıtacak herşeyden uzak durmaya çalışıyordu. Elini ayağını herşeyden çekmeye uğraşıyordu. Ama zordu bunları yalnız yapmak. Destek almadan, yanında biri olmadan zor oluyordu. Ailesi yanındaydı biliyordu ama yetmiyordu işte. Yalnızlığını geçirmeye yetmiyordu. Emre ile o zamanlar tanışmıştı ve ona çok çok iyi gelmişti. Zor günlerinin en büyük destekçisi olmuştu. Arkadaşı, sırdaşı, dostu olmuştu. Ama en önemlisi aşkı olmuştu. Bu zor günlerinde dayanağı olmuştu. Aşkı olmuştu. Evet böyle duygulara kapılmamalıydı. Çünkü aşktan daha önemli birşey vardı önünde. Kendini geri çekmesi gerekiyordu. Ama yapamıyordu. Belki daha iyi olurdu. Emre'nin varlığı iyi gelirdi. Canı sıkıldığında, kendini boğulmuş hissettiğinde sesini duymak iyi gelebilirdi. Emre'ye de bu yüzden çok güvenmiş ve hayatına almak istemişti, yanında olmasını istemişti. İyiki de almıştı. Emre Rüya'ya çok iyi gelecekti, çok.

HOŞGELDİN   AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin