Yine aynı numara arıyordu. Semra, tüm günü işte geçirdiği için telefon açmaya bir türlü fırsat bulamamıştı çünkü mesai saatinde yapacağı telefon görüşmesi, patronları tarafından hoş karşılanmaya bilirdi. Genç kız, yine aynı numaranın aradığını görünce, hemen yanıtlama tuşuna bastı.
- Alo?
-Merhaba. Ben Eskişehir trafik şube'den Ahmet Şahin, Semra Acar ile mi görüşüyorum?
Semra'nın kalbi bir an heyecanla çarpmaya başladı. Polis neden ona telefon açmıştı ki?
- E-vet. Buyrun; nasıl yardımcı olabilirim?
Derken sesi tereddütlüydü.
- Semra hanım elimizde kaza geçirmiş iki şahıs mevcut. Telefonların daki diğer numaralara ulaşamadık ancak, bey efendinin telefonunda baldız olarak kayıtlıydınız. Selma Güneri ve Ali Güneri, eğer bu kişileri tanıyorsanız, Yunus Emre devlet hastanesine gelmeniz gerekiyor efendim. Detayları buradaki arkadaşlar size açıklayacaklar.
Semra bir an ayaklarının altından zemin çekiliyor sandı. Ablası! İki yıldır hasret kaldığı ablası buradaydı ve kaza mı yapmıştı? Gözlerinden yaşlar akarken çoktan yola koyulan genç kız, nereye gittiğini, nasıl gittiğini dahi bilmiyordu.Hastane kapısından hızla içeri daldı. Danışma'ya ilerledi ve nefes nefese konuşmaya başladı.
-Selma... Selma Güneri'nin kardeşiyim... Telefon geldi...
Soluk soluğa konuşmaya çalışıyordu fakat kafası uyuşmuş, kalbinin hızlı atışları boynunu rahatsız edecek kadar şah damarını zorlar hale gelmişti.Genç kızın panik halini sakinleştirmeye çalışan danışmadaki hemşire, "Evet hanımefendi," derken anlayışla gülümsüyordu. "3.katta yoğun bakım ünitesinde," dedikten sonra elindeki kağıda bir isim yazarak kıza uzattı.
-Doktor'u Selim Hasanoğlu. Odası ilk katta. İsterseniz önce onunla görüşün.
Semra, her ne kadar önce ablasını görmek istese de, yanına öylece alınmayacağının bilinciyle hızlı adımlarla doktorun odasına ilerledi. Kapıyı çalıp içeri gelmesini belirten sesi işitmesi ile içeri girdi.
Selim bey gelen kişinin kim olduğuna baktı ve bir kaç saat önce gelen hastanın kardeşi olduğunu hemen anladı. Saçı ve gözleri farklı olsada çok benziyordu genç hastasına.
-buyrun! Semra hanım olmalısınız.
Semra titrek bir nefes alırken korkudan deli gibi atan kalbinide yavaşlatmaya çalışıyordu. Doktorun gösterdi yere oturup hızla sorularını yöneltmeye başladı.
- ablam! Durumu nasıl? iyi mi? Ya eniştem o nasıl?
Genç doktor mesleğinin en nefret ettiği noktasında idi, derin bir nefes alırken söyleyeceklerinin ağırlığı ile eziliyordu.
- Semra hanım sizi her şeyi açıkça anlatacağım. Ne yazık ki eniştenizi kaybettik buraya geldiğinde tüm fonksiyonları durmuştu.
Genç kız duydukları ile tüm kanı kulaklarına çıktı ve koca bir uğultu olarak geri döndü. Eniştesi.... ölmüştü öyle mi? Ya ablası?
- A- blam?
- ahhhhh.... bakın ablanız için iyi şeyler söylemek isterdim ama değil, iç kanamasını durduramıyoruz arada bilinci açılıyor ama ümit vermem mümkün değil. İç organlarında büyük çaplı bir hasar var, ameliyat ile durdurma şansımız var ama bundan önemlisi başına aldığı ağır bir darbe var. Beyin dokusuna çok büyük bir hasar vermiş ve ameliyat şansını minimuma düşürmüş.
Semra iyice çöktü, boğazına iki el yapıştı ve var güçleri ile sıkıyorlardı. Ablası! Canın yarısı ölüyordu.
-Yani a...blam... o...?????
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anne Yarısı
RomanceSemra kucağındaki kundağa baktı. İçinde herşeyden habersiz mışıl, mışıl uyuyordu. Semra gözlerinden birbiri ardına akan yaşları durduramıyordu. Babası onlara sırtını dönmüştü, bu yetmemiş sevdiği adam bile kucağındaki minik bedeni kabul etmemiştir...