Bir Dokunuş

441 24 9
                                    

Hayat ne zordu bazen. Kimi annesini, kimi babasını, kimi de en sevdiğini kaydediyor bu hayatta. İşin en acı yanı ise kayıplar sadece ölümle olmuyor. İnsan en sevdiğine sırtını dayadığında, tam sırtından itiliyor o karanlık çukura. Ama ne var biliyor musunuz Allah (cc) bir kapıyı kapattığın da koca bir cennet kapısı açar insana ve insan fark eder ki geçmişte onu sevenler gerçek sevgi ile değil sadece bir kabulleniş ile girmişler hayatımıza.

Umut edin ve yaradan dan isteyin sevgiyi. Çünkü şüphesiz ki Allah (CC) en çok seven ve sevilen dir.

++++++++++++++++++++++++++

Genç kız uykusundan yavaş yavaş ayılmaya başladığında bir tuhaflık olduğunu sezmişti. Bir aydır bu evdeydi ama yattığı yatağın yumuşaklığı yerine şuan sert bir şeyin üstünde yatıyordu. İşin tuhaf tarafı bundan rahatsızlık duymuyor hattahası yattığı yerin sıcaklığı ile mest oluyordu. Bulunduğu yerin neresi olduğunu anlamadan bir şey daha fark etti, hafif bir esinti vardı ve onu takip eden kuş cıvıltısı ayrıca yakında bulunan bir suyun şıkırtı sesleri geliyordu kulağına. Bulunduğu yerin evin bahçesindeki çardak olduğunu anlasa da neden burada olduğunu çözememişti. Tüm bu sesleri ve esintiyi düşünürken başını yasladığı yerde hafifçe kıpırdanma olduğunda dondu. Yoksa..? Dün geceyi iyice hatırlamaya çalıştığında aklına gelen görüntüler üzerine tüm vücudu kasıldı. Tabi vücudunun bu eylemi belinde olan ve ona sıkıca sarılan kol tarafından hissedilmiş ve genç adam tarafından daha güçlü bir sarılış olarak geri dönmüştü. Hafif bir nefes alış ve ardından kısık bir sesle duyuldu.

_ Hiç uyanmayacaksın sandım ufaklık.

İşte bu sözler genç kızda şok etkisiz yaratmış ve kısa süreli bir donukluk oluşturdu. Aklı her şeyi idrak ettiğinde hızla yerinden kalkmaya çalıştı. Çalıştı diyordum çünkü debelenmekten başka bir işe yaramadı yaptıkları.

_ Biz... Ne yaptık? Ya gören olduysa... Dur... tamam. Görmemişlerdir, daha saat kaç ki? Erken dimi?

Semra her saniye daha da panikler iken genç adam kızı belinden tutup yavaşça doğruldu ve kollarındaki kıza sırıtarak bakmaya başladı. Semra onun bu halini gördüğünde panik dalgası yavaş yavaş öfkeye dönüştü. Kısık, öfkeli ve uykudan yeni kalktığı için hafif tarazlı sesi ile genç adama çemkirmeye başladı.

- pişmiş kelle gibi ne sırıtıyorsun?  Bırak beni de kalkalım, annenler kalkar şimdi.

Bunları söylerken bir yandan da beline dolanmış ve sıkı sıkıya sarılan kollardan kurtulmaya çalışıyordu ama çabası boşa idi. O her debelendiğinde Mehmet onu biraz daha sarıyor ve genç kızı kendine çekiyordu.

- Yaa ... yaaa bıraksana, anlamıyor musun gelecekler şimdi yakalanacaz.

Mehmet'in yüzündeki sırıtış iyice büyürken ukala bir tavırla konuşmaya başladı.

- ne yaptıkta yakalanacağız güzelim!

Bu bir soru değildi. Kesinlikle  değildi. Bu Semra'yı deli etmek için kurulmuş bir oyundu sadece ve başarılıda olmuştu genç adam.

- ıııııhhhh. Mehmet! Oyarım seni bıraksana be adam...

Onlar kavga ede dursun bahçede ince ve naif bir ses duyuldu.

- Ayyyy sonunda uyandınız. Hayır anlamıyorum bu havada ne diye dışarıda uyuyorsunuz ki. Tamam gündüz sıcak ama gece ayar olur, ya ben üstünüze örtmesem ne olacaktı. Ayol kı...nız donardı bu havada.

Anne YarısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin