Bölüm 32

81 6 4
                                    

Medyada Tan♡♡♡♡

Artık final yapmak istiyorum birkaç bölüm sonra, ne dersiniz yapalım mı?

O gün bugün. Bir günüm ona mutluluk ve huzur verecekse elbette yapacağım çünkü zamanında Amerika da o da aynı duyguları bana vermişti. Ona olan borcumu ödemiş olacaktım bu sayede.

Kalbim ikiye bölünmüştü resmen...
Onun bakışlarını ve gülüşünü kıramayacağımı bildiği için bana bu eziyetleri çekdiriyordu.

Onun bakışlarını ve gülüşünü kıramayacağımı bildiği için bana bu eziyetleri çekdiriyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Yukarıda insanı etkileyebilecek Chen'in bakışları♡♡)

Sabahın 9 unda evin kapısının önününe indim. Bir kaç dakika sonra da hemen gelmişti zaten.

Chen uzaktan bana eliyle selam işareti yaptı ben de ona yaptım.

Yanıma gelince tatlı bir gülümsemeyle
"Gu naydiin"

"Kısa bir kahkaha attıktan sonra

"Gunaydin değil gü- nay -dın okey? Repeat after me!"

"Okey start!"

"Gü-nay-dın" beraber söylemiştik.
"Şimdi hızlı hadi!"

"Günaydın"

"Aferin sana"😊😀😀😀

Yan yana birlikte yürüyorduk.
"Bügün bir plan yaptım, ilk önce bisiklete binelim ne dersin? Aynı eski günlerdeki gibi" demişti Chen.

"Olur,-hatıralara dalarak- hatırlıyorum da o gün çok kötü olaylar yaşamıştım ama sen gelip o kötü günümü en güzel güne çevirmiştin yine. Bisikletten sonra yağmur yağmıştı hem de gök gürültülü ve çok şiddetliydi."

"Evet hatırladım. Seninle vakit geçirirken çok huzurlu hissediyordum şimdi olduğu gibi"
Gözlerime baktı.
Ben devam ettim.

"Yağmurda ıslanmamak için koşmuştuk ve kitapçıya girmiştik. Sen orada en sevdiğin kitabı görüp bana hediye etmiştin. Hâlâ o kitabı saklıyorum"

"Peki sen hatırlıyor musun? Türkçe yazdığın günlüğünü?"

"Ha? Evet ben onu sana vermiştim ama sen okusanda anlamıyordun çünkü o zamanlar türkçe bilmiyordun"

"Evet ama artık anlıyorum"

"Ne yazdım hatırlamıyorum ama umarım kötü bir yazı yoktur" deyip güldüm.

Chen derin bir iç çekti.
"Umarım o yazdıkların bir gün gerçekleşir"

"Ne? Ne yazmışım?"
Beni dinlemeden önden yürüyerek "Bak geldik" diyerek bisiketleri gösterdi.

"Sen nereden biliyorsun buraları?"

"Bir kaç araştırma yapmıştım"

Bisiklete ilk önce o binerek ben de arkasına bindim.

"Are you ready?"

"Yesss"
Bisikleti hızlı sürmeyi bırakmamış yine hızlı sürüyordu eskisi gibi.
Ben yine arkasından bağırmaya başlarım.
"Yavaşla, korkmaya başlıyorum"

"Korkma, sıkı tutun" diye bağırır o da bana.

Ben de sıkı tutunmak için tişörtünü çekiştirerek sıkıca tutunuyordum.

"Böyle düşmeyeceğinden emin misin?
Belimden tutun!"

"Bu anları hatırlıyor musun?"
Dedikten sonra beline ellerimi dolayarak sarıldım arkadan. Böyle tutunmak daha rahat.

"Evet Amerika'da bunu yapmıştık. Yine aramızda aynı konuşma geçmişti."

"Duygularım, hatıralarım depreşti"
Bir müddet öylece gittik ta ki Chen
"Hadi gel şurada fotoğraf çekinelim"

Çantamdan telefonum titredi
Tan arıyordu. Meşgule atmak zorunda kaldım, hemen mesaj bölümüne yazımı yazdım ve gönderdim.

"Sadece bana bir gün ver yarın herşeyi anlatacağım. Lütfen, anlayışla karşılamanı umuyorum"

İçimde sıkıntı ve hüzün oluştu, ona o kadar çok ihtiyacım vardı ki...

Chenin sesiyle kendime gelmiştim.
"Haydi Asya buraya ,kameraya bak"
O halde gülümseyebilir miydim? Keyfim kaçmıştı zaten.
Chenin bugünü mahvetmemeliydim, zorla da olsa kameraya gülümsemiştim.

~~3 saat sonra~~~

Yemek yiyorduk çok yorulmuş ve çok da acıkmıştım.
"Tatlı olarak be yemek istersin Chen?"

"Ben tatlarını bilmiyorum sen karar ver"

"Immm o zaman sütlü tatlı olarak en sevdiğim sütlaçdır sen de tatmalısın"

Garsonu çağırarak istemiştim.
Telefonum çalmaya başladı yine.

"Efendim müdür bey?"
.....
"Ne? Neden?"
.......
"Tamam peki anlıyorum, ne zaman?"
.....
"Tamam ..peki..hıhı... iyi günler"
Chen soru dolu bakışlarını bana çevirdi.

"Ya ben ingilizce öğretmeni olduğum için bir proje ile öğrencilerin başında olmam gerekmiş. Ve bu proje Amerika'ya!"

"Gerçekten mi çok güzel haber bu benim yanımda olacaksın ne güzel" Chen çok sevinmişti bu habere, peki bana sorarsak nasıl hissediyorum?

Berbat bir haldeydim. Tanla aram zaten bozukdu onunla aramı düzeltemeden gidemezdim. 😕😯😣😣

Apar topar hemen taksiye bindim.
Arkamdan Chen
"Nereye?' Diye bağırmaya çalışsa da dinlemeyerek kalbimi dinleyerek Tan ın iş yerine gittim.

Adımlarım hizlı ve koşuyordum bir yandan da. Ona çok ihtiyacım vardı, onun şefkatli kollarında durmayı, sarılmaya çok ihtiyacım vardı. Bunları düşünürken sanki adımlarım daha da hızlanıyordu.

Ve bir o kadar da kalbim hızlı atıyordu.
Kapı önündeki Mirza sekretere aldırmadan içeri daldım.
Tan arkası dönük;
"Bu ne cürret kapıyı çalmadan...."
Beni gördüğünde şaşırdı ve kaşları çatılı bir şekilde bakıyordu.

Ben nefes nefese kalmış bitkin bir haldeydim. Koşarak Tan'a sarıldım.
Belki kalp atışlarımın hızını durdurabilirdi.
Belki o bana iyi gelebilirdi.
Belki kalbim huzur dolardı.
Belki belki beni affedebirdi.

Evet duygularımda yanılmamıştım, onun yanındayken çok mutlu ve huzurluydum. Neden bilmiyorum ama gözlerim bana ihanet etmişcesine gözlerimden yaşlar akmaya başlıyordu. Kalbimin gümbürtüsü neden hâlâ dinlenmişti?

Göz yaşlarım dar gömleğini ıslatmıştı. Ona dar gömlek çok yakışıyordu.

Başımı iki ellerinin arasına aldı ve bana baktı, göz yaşlarında kalmış gözlerime....

Artık bol yorum ve oylama istiyorum bunu başarabiliriz size güveniyorum.
Kpss ye çalıştığımdan ve sınavlarımdan dolayı bölüm geç geldi.
Haydi yorum ve oylamaya!!!!!!😀😊👍👍👍

Herşey O Sabah DeğiştiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin