Bölüm 29 Part-2~ doğum günüm

162 13 6
                                    


Uzun bir aradan sonra yeniden burdayım. Ve okul tatile girdi yeni bölüm geldi. Ve çooook teşekkür ederim 4 bin olmuşuz çok sevinçliyim ve yorumlarda geliyor daha da sevimçliyim.
Emeklerimin karşılığı olarak sizden sadece vote ve yorum istiyorum bu kadarcık. :) :) ♡♡

Maalesef süpürge ile uyandım ve annem;
"Gece yatmaz sabah kalkmaz hadi kalk!"
Şu meşhur sözünüde söylemese olmaz yani.

Ben yüzümü yıkayana kadar annem çoktan odamdan çıkmıştı.
Oh be şükür!

Yatağımın üzerine oturdum annem görse bağırırdı "Daha ne oturuyorsun hadi kalk öğlen oldu"
Masanın üzerindeki telefonumu elime aldım ve sosyal medyalarımdaki bildirimlere baktım.
Facebook dan gelen bildirimle ağzım açık kaldı.
"Aaaa bugün benim doğum günümmüş ya! Kendi doğum günümü bile unutmuşum"
정말 aishhh!

Doğum günümü bakalım ilk kim hatırlayacak?
Ayağıma terliklerimi giydim ve yatağımı topladım. Aynanın karşısına geçip kendime baktığımda saçlarım yoluk yoluk duruyor ve toka saçlarımdan kaymış düşmek üzereyken çıkarttın ce saçlarımı yeniden gelişi güzel at kuyruğu yaptım.

Ayaklarımı sürterek mutfağa girdim annemde bayağı hızlı, süpürgeyi bitirmiş ve Kahvaltı hazırlamaya koyulmuştu.
Yardım ederek sofrayı kurduk.
Babam çoktan işe gitmiş bile ben kalkana kadar.

Oğuzhan ve annemle birlikte güzel, zengin bir kahvaltı yaptık. Allah olmayanlara da versin. Amin dediğinizi duyar gibiyim. :)

Sofra toplandı ve etraf düzeltildi.
İşte klasik ev hali düzenleme.

Eee ben bugün nr yapacağım?  Dışarı çıksak Tan la doğum günümü hatırlamadığı için trip mi atsam acaba?
Aaa bir de Ezraya trip atmalıyım ondan da bir haber yok.

Ay bunları düşünürken telefonumdan gelen bildirim sesi kulaklarıma doluyor.
Elime alıp ekran kilidini açtım.
Facebook'tan gelmiş bildirim.
Şimdiden 7 kişi doğum günümü kutlamış be, hem de yakın olmadığım kişiler kutlamış.

Sinirle telefonumu yatağın üzerine fırlattım. Fırlattım ama yatağın üzerine, filmlerdeki gibi duvara falan fırlatmadım ben kıyamam.

Odamda göz gezdirdim etrafa. Odam çok dağınıktı ve hemen toplamaya başladım.

Camdan dışarıya baktığımda gökyüzünden usulca inen karlar ruhumu ele geçirip huzura boğmuştu. Allah öyle güzel yaratmış ki hepsi birbirinden farlı kar tanelerinin. Gökyüzünden inen kar taneleri hepsi birlik olmuşlar ve etrafı beyaza bürümüşlerdi.

Dışarıya bakarken dalmış olmalıyım ki cama atılan taş ile kendime geldim. Neyseki cama atılan taş küçüktü yoksa cam kırılabilirdi. Atan kişiye bakmak için aşağıya doğru baktım.

Yüzündeki elmacık kemikleri soğuktan kızarmış, gözlerini kısarak yukarıya doğru bana bakan biriyle karşılaştım bir çift mavi gözlerle.
Mavi gözleri o kadar dikkat çekiciydi ki öyle güzeldi ki rengi...
Kaşları simsiyah ve çatık olarak bana bakıyordu.
Gülümsemiştim istemsizce neden bilmiyorum ama mavi gözlerine bakınca içim bir garip oldu kendimi denizi izlerken buldum sanki....

Neyse kendime geldim ve bu kişiye dikkatlice baktığımda hatırlamıştım bu yıllar önce gördüğüm  Ezranın arkadaşıydı, onun sayesinde bende arkadaş olmuştum. O mavi gözleriyle az çapkınlık yapmazdı eminim ki yine çapkınlık yapıyordur buna kalıbımı basardım.
Camı açıp aşağıya baktım.
"Ah Merhaba, burayı nasıl buldun?"
"Benim için kolaydı. Seni uzun zamandır görmüyorum bu yüzden hadi gel de dolaşalım ben çok sıkıldım" sözünü daha bitirmeden eliyle yerdeki karlarla oynuyordu ve daha sonra neye uğradığımı şaşırdım.
Yerdeki karı alıp yüzümün tam ortasına fırlattı. Yüzüm buz kesmişti. Ani sinirle kelimeler ağzımdan dökülüverdi.

Herşey O Sabah DeğiştiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin