Bölüm 4

470 39 1
                                    

  Bir önceki bölüm gerçekten kısaydı. Aklıma bir şey gelmemişti ama bu bölüm uzun yazmaya çalışacağım ama yorumlarınız benim için çok önemli ne olur bir yorum bile yapmanız beni mutlu etmeye yeter. Please! ! 

Gerçek Asya:
Bilmiyorum sabah uyandığımda böyleydim galiba karakterlerimiz yer değişti. Bana herşeyi anlat sen yani ben nasıl biriyim??
Gerçek Tan,
"Böyle ayakta mı konuşacağız?
Asya :
" ahh pardon  karşımda kendimi görünce mutluluktan kendimi kaybettim."
Tan'a bakınca bana gülüyordu yani ben gülüyordum ben aslında ne kadar güzelmişim ve ne kadarda güzel gülüyormuşum.
Tan: hadi gel ben buraları iyi biliyorum bildiğim bir yer var hadi takıl peşime.  Tan görünüşümle onu takip ediyordum birden
Asya:
"ahh bir dakika böyle biri bizi görse öndeki ben arkadaki sen yani bir kızı takip ediyormuş gibi beni bir tanıdık görse ne der?"
Bana garip garip baktı ve güldü.
"Tamam o zaman yanıma doğru gelde ve benden uzak bir tarafta yürü haa bu arada kız gibi yürüme kıvırtma az şöyle kabaca yürü ve erkek gibi davran beni de biri görürse kız gibi olmuş kokoş demesinler." Ben şaşkınca ona baktım.
"O zaman sende kaba yürüme az kız gibi yürü odun gibi yürüme. Bak ya benimle laf dalaşı yapma.
Asya:
yaa nedenmiş sen konuşacaksın ben susacakmıyım?
Tan ,
aman seninle kavga etmeye gelmez.

Asya nın düşünceleri
Aslında bu Tan ile konuşasım şimdi gelmedi oracıkta trip atıp çeker giderdim ama onun hakkındaki bilgilere ihtiyacım var. Onu tanımıyorum ama nasıl biri çok merak ediyorum acaba kaderim mi ki bu kişi?

Neyse uzun bir süre hiç konuşmadan yan yana yürüdük. Bu sessizliği Tan bozdu o benim ince sesimle:
işte buradaki kafe çok meşhurdur ve manzarası da güzeldir hadi gel içerideki bahçe tarafına girelim.
Onun arkasından girdim içeriye. Kafe ferah ve iç açıçıydı. İçerisi bir o kadarda kalabalıktı bir kapıdan diğer tafa geçtik bu taraf bahçe kısmıydı temiz havası ve hafif müzik sesi ile huzur dolu bir yerdi.
Tan önden giderek boş bir masaya oturdu bana eliyle işaret ederek sanki "hadi otur" demek istedi. Ben de karşısına oturdum.

Oturur oturmaz ilk önce etrafıma bakındım nasıl bir yer diye insanlara baktım genellikle herkes sevgilisi ile oturmuş gülüşüp konuşuyorlardı.
Onların mutlu halletini görünce içime benşmde bir huzur ve mutluluk geldi bu duygularla yüzümde hafif bir gülümseme oldu.
Tan:
Ne oldu burayı çok beğendin galiba yüzünde güller açtı ben uzun bir süredir hiç böyle içten gülmemiştim kendimi böyle görünce bir garibime gitti.
Asya : Neden , gülümsemek güzeldir hayata renk katar.
Tan : bilmem hiç normalde bu kadar mutlu değilim hayattan bir beklentim pek yok , hayat aynı.
Asya : bence çok yanlış düşünüyorsun hayattan öğreneceğimiz göreceğimiz çok şeyler var.
Tan: bilmem sanmıyorum.
Asya : bunu sana göstereceğim  seninde hayattan öğrenmediğin şeyler elbette vardır.
Tan : nasıl olacak bana nasıl göstereceksin?
Asya: benim karakterimi artık ne zamana kadar oynayacaksan görürsün.

Tam biraz düşünceli ve biraz da inanmayan bakışlarla bana baktı. Yanımıza garson geldi " ne alırdınız efendim? "
Asya: limonata lütfen
Tan,  kola.
Garson: peki efendim hemen getiriyorum.
Tan: ben limonata sevmem eğer evdekiler verirse ne yapacağım?
Asya: orasınıda artık sen düşün ya da limonatayı sevmeye çalış çünkü genellikle ben sıcak havalarda hep limonata içerim.
Tan: eee senden bakalım başka ne öğreneceğiz anlat.
Asya : hımmm ben ingilizce öğretmeniyim, lisedeki okulda öğretmenlik yapıyorum.
Tan : yaa iyiymiş benimde ingilizcem gsyet iyi pek zorlanacağını sanmam ama sen çok zorlanacaksın.

Herşey O Sabah DeğiştiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin