Sabah bu üç kız kardeş düğün telaşı nedeniyle erkenden kalmışlardı. Hep birlikte neşeli bir kahvaltı yaptıktan sonra elbirliğiyle
ortalığı toplamaya başladılar. Hepsi de bir işin ucundan tutma, yardım etme peşindeydi.Fadime ailesine uzaktan seyrediyordu , içine çöken garip hisle balkona çıktı. Dışarıda her şey çok iyi gözüküyordu. Masalar, sandalyeler, aydınlatma sistemi ve bolanlar süsler...
Gerçekten hepsi de harika gözüküyordu. Yüzüne kasvet ve gölgenin düştüğü herhalinden belliydi. Şu an aklına kendi düğünü gelmişti. Aynı sabah bu saatlerde dışarı çıkmıştı balkona. ..hiç bir şey yoktu, ne masa ne sandalye sırf gelin çıkmak için çıkmıştı bu evden. O zaman bunları algılayan yetide değildi. Şimdi bunları düşünüyor, geçmişi için üzülüyordu. Derin bir nefes aldı , rüzgarın esintisini yüzünde ve saçlarında hissetti. Sonra," Keşke bu rüzgar beni, şimdi, buradan götürebilse "dedi
Gitmek istediği zaman aklına hep kızı Beyza geliyordu. Şimdi yine aklında o vardı,
"Onsuz nasıl giderim "dedi
İçeri yattığı odaya girdi. Üzerini değiştirdi. Annesinin ona aldığı , fiziğini ortaya çıkartan kırmızı elbiseyi giyindi. Dalgalı saçlarını açtı, iyice kabartmak için kafasını aşşağı eğdi. Aynaya gülümser bir bakış attı. Bu gülümseme ,şimdi tam istediğim gibi oldu bakışıydı. Elindeki bir kaç basit makyaj ürünüyle kendini boyadı .Şimdi gerçekten daha hoş gözüküyordu. Fadime yaşı ilerledikce doğru olanı daha çabuk bulabiliyordu. Kendisini dikkat çekici yapabilmenin nedeni biraz da kendisiydi. Bakımsız haliyle kısacık saçlarıyla eski haline tekrar dönebilirdi. Ama o şimdi Hayriye ve Ayşe ' den çok daha güzel gözükebiliyordu. Onlar anneliğin vermiş olduğu duyguları bedenlerine de hissettirmişlerdi. Mevlana gibi açılan elbisesiyle döndü, sonra tekrar aynaya baktı,
" Benimle evlenmeyen Hakan neyi kaçırdığını görsün "dedi
Onunla ilgili hiç bir şey yoktu aklında aslında sadece kendini ispatlamak istiyordu. Evet Fadime hayatında yeni bir şey daha keşfetmişti, o da güzelliği, yani çekiciliğiydi. Kumral dolgun dalgalı saçları, koyu kumral teni ve incecik fiziğine tekrar baktı. Kendine olan güveniyle kapı mandalına tutundu ve kapıyı başı dik bir biçimde açtı. Antirede Ayşe vardı. Fadime ' yi o da daha önce hiç bu şekilde görmemişti. Fadime ' yi görünce,
" Anaaam! ne kadar güzel olmuşsun kız Fadime! valla senin olduğunu bilmesem seni tanıyamazdım "dedi
Fadime kendisine iltifat eden ablasına döndü,
" O senin güzelliğin abla "dedi. Ayşe 'nin omzunu sıvazladı.
Ayşe Fadime ' nin bu davranışlarına çok şaşırıyordu. Hele de son sözü," O senin güzelliğin"
demesi Ayşe ' yi bayağı bir şaşırtmıştı . Fadime bu sözü , hayatına renk katan hemşire arkadaşından öğrenmişti. Annesi ve Ayşe, Fadime ' ye hayran hayran bakarken içeri Hakan girdi. Hakan 'ın her ne kadar böyle biri olmadığı apaçık olsa da, o da bir an durdu, Fadime ' ye öylece bakakaldı.
Sonra ne yaptığını bilmeyen insan gibi hiç bir şey söylemeden dışarı çıktı. Oradaki herkez Hakan'ın bu bocalamasını gördü ama kimse üstünde durmadı bu olayın. Sadece Fadime kendi içinde zafer çığlığı atıyordu. Gözleri ışıldadı, sabah ki duyduğu burukluk bir anda kayboldu . Sevinçle annesine sarıldı," Teşekkür ederim annem bu elbise için "dedi
Zeliha kızının hızlı değişen ruh haline şaşırsa da, onun, eski ,duyarsız,Fadime olmasından daha iyidir diye düşünüyordu. Fadime ' nin aklından geçenleri bir bilse, kim bilir belki de Fadime 'nin eski haline dönmesi için dua edebilirdi. Gözleri sevinçle parlayan Fadime annesine döndü,
![](https://img.wattpad.com/cover/56320514-288-k295710.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fadime insanın Kendisi ( BİTTİ )
De TodoFadime insanın Kendisi hikayem tamamen gerçek olaylardan etkilendiğim, karakterleri bile gerçek olan bir biyografidir. Nedenler ve sonuç ilişkisi vardır. Beni çok etkileyen suç ve cezanın raskolnokov 'u ve kırmızı ve Siyahın Julian 'ı bana göre ins...