İyi insanları aptal yerine koyduğumuzda yitirdik insanlığımızı

410 109 80
                                    

Hayat Güzeldir filminden başlık

iyi insanları aptal yerine
koyduğumuzda yitirdik insanlığımızı.

Küçük Beyza büyüyordu, yaz bitmek üzereydi. Fadime hayatını planladığı şekilde yaşıyor, bu değişim zaman geçtikçe monotonlaşıyor, ona usanç veriyordu. Sürekli yenilik peşindeydi. Evlendi evleneli dışarı bahçesine çıkmayan Fadime ,Beyza yı da alıp dışarı çıkmaya başladı. Dışarı çıkıyor ,kızıyla bahçede gezinti yapıyordu.
Fadimelerin evleri, aynı arsa içinde çevrili, iki ayrı ev bulunan bir bahçede yer alıyordu . Elli adım ilerisinde, Fadime 'nin evinin çaprazında iki katlı bina vardı. Fadime bu evde kimin oturduğunu bilmiyordu. Tek bildiği yeni evlenen bir çiftin oturduğu, ev sahibinin de yurt dışında kaldığıydı. Her gün aynı saatte dışarıda gezinirken, o eve girip çıkan biri dikkatini çekmeye başladı. Hemen hemen her gün kadının oradan geçiş saatinde orada bulunuyor, bu kadının çantasına, ayakkabısına, saçlarına kadar inceliyor ,hayran kalıyordu. Oradan geçen kadın ise oralı bile olmuyor, Fadime ' nin suratına dahi bakmıyordu. Kendi kendine düşündü
"Bu yeni kadın, bu almancının kiracası olmalı, ve bu kadın ya öğretmen ya da hemşire "
Fadime yanılmıyordu, bu kadın sağlık ocağına yeni atanmış köy hemşiresiydi. Onu bu şekilde incelemesinin hiç bir amacı yoktu Fadime 'nin ,sadece bakıyor, erişemediği hayata karşı kendini bu şekilde tatmin ediyordu. Lakin incelediği insan onu dikkate almamış gibi gözükse de, yanılıyordu. Bu hiç tanımadığı kadın da Fadime ' yi göz hapsine almıştı. Yine bir gün bu kadının yolunu gözlerken, kadın Fadime 'ye doğru ilerledi ,
"Merhaba "dedi
Fadime bu yaklaşımı hiç beklemiyordu doğrusu, kadının ona doğru ilerlemesine karşılık Fadime bir adım geri çekildi. Biraz şaşkınlık ifadesiyle
"Merhaba "diyebildi,
Hemşire bu geri çekilmeyi fark etmişti, ama oralı bile olmadı,
Kadın, en güzel istanbul Türkçesiyle konuşmaya başladı,
"Bu bebek sizin mi? "
" Evet benim kızım "
"Kaç aylık annesi, bu ,neden sağlık ocağına hiç getirmiyorsunuz, yarın getir kontrole ,bir aşı takip kartı verelim . "
Bunları söyledikten sonra Fadime ' ye öyle bir bakışı vardı ki, emir verir gibiydi. Bu keskin bakışıyla,
"Tamam mı? " dedi
Arkasını döndü , kendi evine doğru yürümeye başladı. Fadime , kendi evine doğru ilerleyen kadının arkasından baka kaldı. Kendinden simli kumaş pantolonu kalın bacaklarına yapışmış, kadının tüm hatlarını belli etmişti. Şimdi eskisi gibi merak etmiyordu bu kadını, sanki bu konuşma Fadime 'nin tüm heyecanını bitirmişti.
Zaten biz insanlar her şeyi ulaşana kadar isteriz, ona ulaştıktan sonra hiç bir önemi olmaz istediğimiz şeyin. Tabi istisnalar hariç.


Fadime ertesi gün Sağlık ocağına gitmiş, Beyza ' yı kontrol ettirmişti. Beyza ' nın bazı aşıları geçmişti, ama hemşire ona ileriki dönem aşıları için aşı kartı vermişti. Bunun dışında Fadime için çok eğlenceli şeyler de olmuştu. Hemşire Fadime ' yi akşam oturmasına çağırmıştı.
Evine giderken şaşkındı, doğrusu bu kadar çabuk arkadaş olunduğunu bilmiyor, bunu tamamen kendisine bağlıyordu.
"Onu etkiledim, duruşumla beni sevdi " dedi kendi kendine.
Evine varmıştı artık. Kucağındaki bebeği yerine yatırdı, aynada kendisini seyretti. Bu değişim ona çok iyi gelmişti. Aynadaki yansımasına bakarak
"Her şey daha iyi olacak dedi "
Akşam olmuştu, ailecek yemek yedikten sonra kocasına döndü
"Biliyor musun Cafer, sağlık ocağındaki hemşireyle arkadaş oldum hatta beni bu akşam evine dâvet etti, oraya gidebilir miyim. ?
Cafer üzerindeki eski ,üzerine iki beden bol kazağıyla ona doğru döndü, ağzının içinden ne söylediği belli olmayan gevelemeden sonra en çirkin gülüşüyle
"Tamam giiit"dedi.
Fadime bu onaylanmadan sonra hızla odasına girdi , üzerini değiştirirken
"Aptal onunla sırf dalga geçmek için izin alıyorum o ise gerçek zannediyor. İzin almadan gitsem ne diyebilir sanki. "
Fadime kocasını çok iyi tanımıştı. Haklıydı; çünkü bu Fadimenin ilk gidişiydi, ve bundan sonra her gün akşam hemşirenin evinde olacak, bunu Cafer 'e danişmaya gerek bile duymayacaktı.
Beyza ' yı erkenden uyuttu, dışarı çıktı, elli adım sonra hemşirenin evinin önündeydi,ilerledi demir kapıya varabildi. Demir kapıya vardığında, içeriden gülme seslerini duydu, bu gülme seslerine arada erkek sesinin karıştığını fark etti. Kapıya vurmadan önce biraz bekledi, geldiği yola ve evine baktı. Kaynanasının bulunduğu odanın ışığı yanıyordu.
"Ne olursa olsun bu eve gireceğim "dedi.
Zilleri yoktu. Kapıya iki kez eliyle vurdu. İçeriden bir ses duydu.
"Ahan Fadime geldi "
Kapıyı açan kişi hemşireydi, Fadime ' yi görünce,
"Gel gı niye bu kadar geç kaldın "
Bu davet üzerine içeri girdi, kadının üslubuna şaşırmıştı, dışarıda bu kadar kibar olan biri şimdi ona köyündeki insanlardan bile kaba davranıyordu. Adımını atar atmaz kocaman bir giriş yeriyle karşılaştı. Ayakkabısını yere serilmiş karton kutunun üzerine koyup, Hemşirenin gösterdiği odaya doğru ilerledi. Kocaman aydınlık bir odaydı, tam karşıda bir sedir, sedirin üzerinde yatak seriliydi. Bir köşede de kanepe vardı. Kanepenin hemen yanında masa ve sandalyeler.
Hemşire,
"Seni bekliyorduk,okey oynayacak yoksa seni ne çağıracam lan "dedi
Sonra Fadime ' nin yüzündeki şaşkınlığı fark etmiş olmalı ki, yanındaki adama bakıp,
"Şiş bakale nasıl da şaşırdı, şaşırma, şaşırma, gel hoşgeldin otur. "
Fadime bu şişko kadının otur dediği yere oturdu. Karşısındaki iki yabancıya baktı,
Şişko hemşire :
"Yav siz nasıl komşusunuz, nasıl birbirinizi tanımazsınız " dedi
Fadime 'nin karşısındaki zayıf, beyaz tenli kadın,
"Benim adım Dilber, yukarıda oturuyorum. Bu da benim kocam Ömer ,senin adın Fadime 'ydi değil mi? Ben seni bazen görüyordum dışarıda aslında, ama sen hiç bakmazdın bana. "
Birden şişko hemşire lafa girdi,
"Hadi lan kesin lafı oyuna başlayak artık "
Eline sigarasını aldı, sigarayı yaktı, kalın etli dudaklarıyla dumanı içine çekti, sonra dumanı yukarı üfledi.

Fadime bu odadaki insanları film seyreder gibi izliyordu. Hemşirenin hareketleri, ev sahibiyle olan diyoloğu bakıyor çok dikkatini çekmişti. Fadime ' nin bu halini fark eden hemşire,
"La bakale Ömer, nasıl da şaşkın şaşkın bakıyor. "sonra Fadime ' ye döndü yine en kaba haliyle
"Ne o kızım daha önce hiç mi adam görmedin "
Şimdi Ömer'e dönmüştü,
"Lan Ömer bu varya, ben iş çıkışı eve gelirken her gün beni izliyordu. Bense hiç buna bakmıyordum. Nasıl da kandırdım seni "
Gözlerini iyice kıstı, Fadime ' ye yaklaştı,
"Ama merak etme gözüm tuttu seni" dedi
Hemşire, Fadime ' yi ilk gördüğü gün, Fadime ' yle kendi arasında bir yakınlık hissetti. Yoksa gerçekten Fadimeyle işi olmazdı. Şunu da açıkça söyleyim Fadimeyi kullanmayı düşünüyordu.
Bu kadın, bir yandan konuşuyor, bir yandan sigarasını içiyor, bir yandan da hemen yanındaki Ömer'e el kol hareketleriyle bir şeyler anlatıyor,anlatmaktan çok saçmalıyordu. Lafların arasında Ömer'in karısı Dilber 'e de laf atıyor kadına
"Mal, öküz", gibi kelimeler kullanıyordu.
Fadime o an düşündü, Fadime ' yle ilk karşılaşmalarında ne kadar da kibar davranmıştı, hele sağlık ocağında, tam bir hanfendi gibiydi. Şimdi burada bambaşka bir kadın vardı karşısında. Bu kadın köylülerden daha kötü konuşuyor, arada ağza alınmayacak küfürler bile sarf ediyordu.

Üzülerek söylüyorum ki, Fadime ' nin yeni ortamı, yeni arkadaşları bu kişilerdi. Büyük bir arayış içinde olan bir insan, neyi aradığına çok dikkat etmeli, eğer gönlünde güzel dilekler barındırıyorsa, mutlaka olur o dileği , ama gönlünde kötü istekler, bitmek bilmeyen arzular doluysa hiç merak etmesin o kişi, o da kavuşur isteklerine. Bunlar sadece benim görüşlerim, Tabi herkez farklı düşünebilir. Umarım beğenmişsinizdir ve oy verirsiniz.

Hoşçakalın☺☺

Fadime insanın Kendisi   ( BİTTİ )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin