39 BAŞ ROL

33 1 0
                                    

Aşık olun ama sevmeyin , konuşun ama güvenmeyin, yaşayın ama hayal kurmayın, kaybetmeyi öğrenin kazanmayı değil. Yoksa sonu çok kötü olur...

Her şey zaten üst üste geli hayatın döngüsü bu dimi yani. Her şey iyi giderken birden kötüye gider sonra atlatır gibi olusunuz, ama sonra başka bir şey çıkar ortaya onda alışırsınız, sonra başka bir şey bu böyle gider. Benim hayatımın kötü döngüsü bu. Bu zaman kadar istedim gibi yaşadım. Baştan beri yönetilen bir hayatta her şey çok iyidi.

Otel döndüm de hıza odaya çıktım. Kapıyı açmak için uğraşıtım duyuduklarimdan sonra sinirlerime alt üst olması bence gayet normaldi. Kapıyı açmaya çalışıyordum hala.

"Bana ver ben açım kapıyı."

Hakan arkamda durmuş bana bakıyordu. Nasıl? Bana hala nasıl bakabiliyor? Kapıyla uğraşırken sonda kapıyı açtım. Arkam bakmadan içeri girdim ve kapıyı kapatım. Bir süre kapının kolun tutum ve oldum yerde durdum. Hiç bir şeyi anlamıyorum? Niye? Neden? Niçin? Kapın önde ayırıp çantamı aldım içine eşyalarım tıktım çantamı aldım ve odana çıktım. Aşağı indimden Hakan'nı resepsiyonda oldun gördüm. Resepsiyon'a gidip çıkış işlemlerin yaptırmak için görevli ye yöneldim. Çantamı yer bıraktım.

"Çıkış yapmak istiyorum."
"Şey İdil hanım Hakan bey çoktan çıkış yaptırdı."
"İyi."

Hakan'a bakmadan çantamı alıp otelden çıktım. Hakan arkamdan geliyordu. Kapıdaki görevliye;

"Çıkış yaptım arabamı getirmisiniz?"
"Hakan bey arabanız yola dı efendim."
"Beni arabam la gidelim. Arabayı getirin."
"Hemen."

Yapacak bir şey yoktu. Araba gelen kadar konuşmadım zaten bu saatten sonra ne söyleye bilirim ki. Araba geldinde çantamı yerleştirip. Arabaya geçtim arka koltuğa oturdum. Hakan direksiyonun başına geçti. Yola çıktık.

Yola boyunca dışarıyı izledim. Kafamı bir ker bile çevirip Hakan'a bakmadım.

Hakan...

Arabada arka koltuğa oturdu. Arabamı niye gönderdin yada ben senile ayın arabaya binme diye kavgada etmedi. Fırtına öncesi sessizlik gibi. Aynadan ona bakıyorum bir kere bile bakmadı bana. O camdan dışarı izlerken huzurla doldu olan kadın hala ordaydı. Arabadan dışarıyı izlerken yine huzurluyudu. Sanki camdan dışarı baktında farklı şeyler görüyor. Konuşma lazım düşüncelerin öğrenme lazım. O gün geldimiz uçurum kenarına geldik. Aynada ona baktım. Başın kaldırıp bana baktı.

"Niye buraya geldik?"
"Konuşmak istiyorum."

Sesi öyle soğuktuk ki. Arabanı içi buzla kapılıyıdı sanki. Aynadan bana sakın yabancı gibi bakıyordu. Soğuktu, yabancıdı, uzaktı. Ne bekliyordum ki? Arabadan öfkeyle indi. Kapıyı öyle sert kapatı ki karşıdaki yamaçtan kayalar üzerime düştü sanki . Arabadan inip yana gittim. Uçurumun kenarında duruyordu.

"İçeri geçelim konuşuruz."
"Konuşmak! Konuşma ben senile konuşmak istemiyorum. Daha fazla konuşma."
"İdil. Lütfen?"
"Ne konuşmak nede dinlemek istyorum. Özellikle seni."

İdil...

Konuşmak istiyor şaka mı? Zaten her şeyi söyledi. Bundan sonrasın tahmin etmiş olması gerekiyor. Nasıl bir insan başka bir insan hayatın böyle değiştir. Bu adam bunu nasıl yapabilirim? Niye hiç birşey görmedim nasıl fark etmedim? Bu nasıl bir adam? Birde ben bu adamı sevmeye başladım.

"İdil beni dinle. Biliyorum hiç birşeyi değiştirmicek ama. Lütfen?"

Hiç bir şey değişmicek bunu biliyor. Ve benimle hala konuşmaya çalışyor.

"Madem biliyorsun hiç uğraşma o zaman."
"Dinle bir beni."

Öfkem yeniden beni buldu. Öfkem yenik düşüyorum. Deli gibi dolanmaya başladım. Her şeyi geçin bir insan yalan söyledi. Benim hayatım yalan üzerin kurmaya çalıştı. Ona dönüp bağırmaya başladı.

"Sana daha öncede söyledim hayatım vardı benim. Her şeyim vardı. İşim,arkadaşlarım,sevdim adam,evim,çevrem her şeyim. Bunca yıl beni nasıl böyle bir şeyle yaşatırsın. Bu aptal söz ne zaman patlar diye her gün düşünüp durdum."

Bir insana bunu yapamasınız. Hayatım çok güzel bir şekilde sürdürüyordum.

"Arkamda kaç insan kaldı sen biliyormusun. Her seferde karşıma geçip haklısın ben sadece bana söyleni yaptım dedin durdun. Bu mu sana söylenen? Bir insan hayatını al ne istersen yap... Ha...Birde çok güzel oyunyorsun. Neydi bu oyun adı... Ne güzel bir oyun dimi beni baş rol oynadım ama haberim olmadı oyun."
"Ben gerçekten çok özür dilerim. Ben seni seviyordum o yüzden ne yapalım biliyordum."

Özür diliyor! Bir dakika sevmek mi dedi? Böyle mi seviyor insan? Bir insan böylemi sever?

"Sevmek ne güzel dimi? Aylarca gözün önüde öldürdü o adam için ağladım. Sevdim adam için. Sende geçip karşıma bağırmaktan başka hiç birşey yapmadın. Sevmekmış demekki o kadar çok sevmemişsın. Sakin bir daha sevmek deme. Seven insan bunların hiç birin yapamaz..."

Kendim toparlamaya ve sakınleşmek için aşağıdaki yoldan geçen arabaları izlemeye başladım. Keşke diyorum hiç gitmeseydim. Yada hiç dönmeseydim. Kimseyi arayıp sormasaydım. Öyle beş on yılda bir ortaya çıkan biri olsaydım. Kendim toplayıp arabaya dönmek için yürümeye başladım. Hakan hala arabanı yanında durmuş beni izliyordu. Arabanı kapısın açtım binmek üzreydim ki ona dönüp :

"Bu iş uzaması konuşmak hiç bir işe yaramaz. Yaptıklarını afedebileceğım bir şey değil. Ben o kadar büyük bir yüreğe sahip değilim. Bir avukat bul boşanalım bu işte burda bittisin."

3 Ay sonra...

"Evet dava bittimiştir."

Dava bitti boşandık. Hayatım geri kalanı beni artık. Bu arada bir yıl oldu Yaman öleli. Bir hafta önceydi. Onu anısına en son hayalini gördüm de bana söyledi şeyi yazdım İlhan abiye. Mahkemeden çıktık. Şimdi İzmir'e dönme zamanı hiç bir şey eskisi gibi olmayacak ama alışmak uzun sürmez. Bir insan giden insanlar alışıyorsa bu saatte sonra her şeye alışır. Arabaya bindimizde ben yine arkaya oturdum. Hakan direksiyonun başına geçti.

"Nasılsın ?"
"Konuşmak istemiyorum."

Yol boyunca konuşmaya çalıştı ama onu duymaktan dinlemekten çok yoruldum. Üç ay boyunca her gün konuşmaya çalıştı. Durmadan bir şeyler anlatı. Dışardan dinlemiyor gibi gözuksemde hepsin dinledim. Her seferinde sevdin söyledi. Her seferinde neden yaptın anlatı. Ama işte bitti.
Evin bir sokak önceden inip öne geçtim. Evin öne geldimizde abimi kapının önde duruyordu. Babamın arabasıda evin öndeydi. Hakan la birbirimize bakıp arabadan indik. Abimin yanına gidip;

"Abi ne oluyor?"

Bu arda abimle aram iyi hep birlikte oturup konuştuk. En azından ailmeden insanlar.

Abim bana bakıp gülümsedim.

"Bir şey oldu yok. Siz bekliyordum hadi içer geçelim. Herkes sizi bekliyor."

Hakan'la hala birbirimize merakla bakıyorduk. İçer geçtimizde avluda hazır olan masaya baktım anlaşılan bir akşam yemeği daha. Ama etrafta balonlar, çiçekler vardı.

"Bular ne kim doğum günün de biz unutuk."
"Kimseni doğum günün değil oğlum."

Asya hanım yüzden gülmsesiyile bize doğur geliyordu. Ne oluyor? Yine ne kutluyoruz.

"A. Geldiler mi?"

Annem elide bir kaç tabakla mutfaktan çıkıp avluya geldi.

"Burada ne oluyor bir bizde söylerse..."
"Kutlama yapıyoruz abi. Sizin evliliğiniz bu gün tama bir yıl oldu."

Evlilik yıl dönüm mü? Ama biz bu gün boşadık!...

AŞK OLMAZ DİMİ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin