9. bölüm

58 4 0
                                    

"Hangi rüzgar attı sizi buraya?" diye sordu Amine. "Sizi almaya geldik!" dedi Jinyoung.

İkimizde şaşkın bir şekilde gözlerine bakıyorduk. "Hadi hazırlanın!" dedi Gongchan sırıtarak.
"Nereye gidiyoruz?" diye sordu Amine. "Bizimkilerle Film izleyecektik, siz'de izlemek istersiniz diye düşündük." dedi Jinyoung. "Aslında hiç'te fena olmaz" dedim gülümseyerek. "Peki ozaman, anlaştık" dedi Gongchan.

Kapıyı kapattım ve hızla oda'ma çıkıp üstümü değiştirdim. Aşağı indiğimde üçü'de beni bekliyordu. Converse'lerimi giyip evden çıktım. Jinyoung'un arabasına bindik. O sırada "Bizim burada yaşadığımızı nereden biliyordunuz?" diye sordu Amine merak'la. "Dün gece Beyza'yı çöp atarken gördüğümde, bana evinizi göstermişti. Demek ablamın bahsettiği yabancı komşular sizdiniz" dedi Jinyoung sırıtarak.

Yolun kenarındaki bir market'den Atıştırmalık birşeyler aldık. Bir süre sonra varmıştık yurd'a. Gerçekten büyük bir bina'dı yurd. Yurd demek biraz saçma olurdu sanki, çünkü koskoca bina'da sadece 3 tane daire vardı ve bunlarda bayâ büyüktü. Yani normal bir yurd'dan çok daha değişikti.


Kapıyı çok tatlı bir genç açmıştı. Gülümseyerek içeri girdim. Gerçekten çok güzeldi burası. Mobilya'lar siyah beyazdı ve çok modern ve lüks'dü. Kapıyı açan çocuğun ismi Sandeul diğerlerinin ismi Baro ve Dong woo'du. Hepsinede kanım kaynamıştı. Onların ünlü olması gerçekten inanılmazdı.

Binâ'da bir sinema salonu bile var yani düşünün. Aşağı indik. Uzun süre bir film arayışından sonra korku/ komedi karışımı bir film seçtik.

En ön'e sırasıyla Sandeul-Baro-Gongchan-Amine-Ben-Jinyoung oturduk. Herkesin arasında bir paket patlamış mısır vardı. Ve patlamış mısırın yanında olmazsa olmazım Kola, Patlamış mısır yediğimde dilimin hafif kuruduğundan yanında hep birşeyler içerim. Işıkları kapattık ve Filmi başlattık. Başlarda Film biraz Korkunç olsada gittikçe komikleşiyordu. Mısır almak için elimi paketin içine götürdüğümde filme dalmış olacağımki yumuşacık bir el'i tutuyordum.

Jinyoung

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Jinyoung

Elimi mısır'a doğru götürdüğümde, ilk önce elim bir el'e değmişti daha sonra elimi tutmuştu. Yutkundum ve gözlerim bir anda koskocaman oldu. Yanımda Beyza oturuyordu, yani....
Bu o olamazdı değilmi. Ben neden heyecanlandımki şimdi. Kafamı o'na çevirdim. Gözleri, Burnu, ağzı herşeyi çok narin ve güzeldi. Hayatımda böyle güzel kız görmedim desem inanırmıydınız? Bence inanın çünkü öyle. Ne yapacağım ben şimdi? Kalbim son surat atıyor. Kahrolsun. Heyecanlandığımı anlamaz değilmi. Hayret, yüz mimiği hiç değişmiyor ne yani elimi tutarken bir şey hissetmiyormu? Neden tutuyorki elimi? Yeter, of bukadar soru benim beynim için çok. Şu an resmen boş kalan elimdeki tırnakları yiyordum. Ve onun açıklamasını bekliyordum. Birden aklına birşey gelmiş gibi oldu ve bana hızlıca döndü ve elini ışık hızında çekti, bu imkansız olsada, bayağı bir hızlıydı refleksi. Filme daldığı için elimi tuttuğunu söylediğinde, doğrusu biraz kırıldım. Oysaki içimde çok değişik bir his olmuştu, aynı ilk karşılaştığımızdaki gibi.



Beyza


Şu'anda korkunç bir sahne olduğundan, kendime geldim ve bir el'i tuttuğumu fark ettim, yanımda kimin oturduğunu unuttuğumdan kafamı hafif çevirdim, Yok artık!! Napıyorum lan ben. İşte şimdi sıctın Beyza, nasıl açıklayacaksın bunu. Yaa bu sadece filmlerde olmuyormuydu, çok klişe bence. Şu'an bunları düşündüğümden el'imi çekmeyi unuttum. Amine'nin boğazını temizlediğini duyduğumda tekrar kendime geldim ve elimi hızlıca çektim. Şu'an utançtan şuracıkta bayılabilirdim . Ne bok yemeye kendimi filme kaptırdımki. Kafam'ı Jinyoung'a doğru çevirdiğimde bana bakıyordu. Utançtan gözümü devirdim ve tekrar ona baktım. "Ş-Şeyy ben dalmışımda, yanlışlıkla tuttum elini. Kusura bakma." dedim utangaç bir ses tonuyla. "Yok, önemli değil." dedi Jinyoung sırıtarak. "Pşşt, şurada film izliyoruz en heyecanlı yerinde, artık konuşmayı kesin ve önünüze dönün. Birşey anlamadık filmden." dedi Baro gözleri hala filmin üstündeyken. "Pardon!" diye fısıldadım.

Aslında o'nun elini tuttuğum için çok mutluydum, neden olduğunu bilmiyorum ama mal gibi gülümsüyordum. Biri kafama tavayla vursada kendime gelsem. Off, neler düşünüyorum ben yaa. İyice salaklaştım ben.




Amine

Şu'an Gongchan'ın yanında oturuyorum yaaa. Kalbim yerinden çıkacak birazdan. Resmen kalbim göğsümden ağzıma çıkmış gibi oldu şimdi. Neden böyle oluyorki bana. Tamam belki onun azıcık bir hayranı olabilirim.
'Ne azı kızım, çocukmu kandırıyon' dedi gerizekalı iç sesim.
Kabul büyük bir hayranıyım hatta dolabımın içi posterlerle dolu ama ne yapabilirim, hem hayranlık duygum onu gördüğüm ilk gün değişti galiba, çünkü yakından çok daha değişik. Belki onunla ilk tanışmam biraz kötü geçsede, 'Ne birazı kızım, resmen çocuğu aşşağladın' dedi İç sesim.
Ya İç ses sen karışma bana AllahAllah. Evlat olsan sevilmessin iç ses!!

Benim film izlediğim yoktu, resmen iki saat'tir yanımdaki taş'ı kesiyorum. 'Bir dönüp baksan bana be zalımın oğlu' diye geçirdim içimden. Tamam biraz saçmalamış olabilirim. Bu duygu hoşlantı galiba, bunu Beyza'ya söylemeliyim.

"Ben buraya Ağabeyimi bulmaya geldim"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin