18.bölüm

54 12 3
                                    

Multimedya da hikâyenin karakterleri. iyi okumalar



**ÖZET**

Odada telefon zil sesi yankılanınca özgürün olduğunu anladım. telefona endişeyle bakıp açtı.

"Ali ne oldu? bir sorun mu? var"

biraz sessizlikten sonra Özgür gözlerini kapattı. tek gözünden yaş gelince. hızla annem özgürün yanına gidip kolundan tuttu. telefon yere düştüğünde baka kaldım. yoksa yoksa alya ya bir şey mi olmuştu. hayır hayır kafamdan kötü düşünceleri atmak istedim ama bir türlü gitmiyorlardı.

özgüre bakıp "Alya nın iyi olduğunu ve senin de sevinç göz yaşları döktüğünü umuyorum"

babam masa ya tekme attığında masa bir tarafa savruldu.Babam koşarak çıktı salondan .

özgür yere çöküp oturdu annem de babamın yanına gidince Özgürle yanyana oturduk .

başını omzuma koyup

"Sevgilerini bana adamış insanları teker teker kaybediyorum Derin"

kafamda sadece bu cümle yankılanıyordu.

************

Özgür kafasını omzuma koyduğandan beri beynim le kalbim savaş açmıştı birbirlerine. kalbim sarıl sıkıca bırakma onu desede, beynim kalbime dürtüp o senin babanın çocuğu aşık olamazsın diyordu. çok saçma bir tartışma sonucunda ben kendimi dinledim. Bu kadar yakınlığın

iyi olmadığını anlamıştım yerim de kıpırdandığımda Özgür de anlamış olacak ki kaldırdı, kafasını omzumdan.

"Özgür ne kadarda sana bu soruyu sormak istemesemde yinede soracağım"

ben sorumu sormadan özgür anlamış olacak ki "Alya...komadaymış" dedi güçlükle.

ne diyeceğimi bilemeden hemen şaşkınlıkla elimle ağzımı kapattım. yoksa burada hıçkıra hıçkıra ağlaya bilirdim. komaya girmiş olması makinaya bağlı olarak çalışması demektir. ve sadece bu durumda beklemek gerekir.

özgür ayağa kalktığın da bende ayağa kalktım. kapıya doğru gidince bende peşinden gittim. ceketlerimizi aldıktan sonra dışarı çıktık. soğuk bir andan vücuduma nüfus edince irkildim. özgüre bakıp.

"hasteneye gittiğini umarak yanında geliyorum, istersen gelmeye bilirim"

gözlerini bana odaklayıp "gel" dedi. sadece şu bir kelime beni benden almıştı. o anın büyüsüyle "olur" diye bildim.

arabaya binip kemerimi taktım.Şu bir kaç ay öncesine kadar -İzmire gelmeden önce- kendi halinde tek derdi ders çalışmak ve film izlemek olan ve üzüldüğünde kendini yemeklerle ödüllendiren bir kızdım. farkettimde bu bir kaç ay içinde bunların hiç birini yapmamıştım. gün geçtikçe kendimi tayınamaz hale geldim.

tanıdık hastanenin önünde durduğumda yeniden aklıma alyanın gelmesiyle gözlerim doldu. hayatının daha yarısında bile olmayan bir kızdan ne isteye bilirdiki hayat. gerçektende çok acımasızdı hayat.

arabadan inip özgüre yetiştim. bir asansörün önünde bekleyip gelmesini bekledik, gelince binip hemen yukarı çıktık. özgürün adımları daha çok yavaşlayınca onunla birlikte bende yavaşlamıştım. kafasını duvara yaslayıp, gözlerini kapayıp bekledi gözleri dolu dolu olmuş bir şekilde kafasını kaldırıp bana baktı.

"ben...ben yapamıyacağım. onu öyle görmeye dayanam" deyip yere doğru çöktü duvarın yanında. ben de yanında ayakta ona bakıyordum. elimi omzuna koyarak "onun yanına gideceksin ve güvende olduğunu ona hissettireceksin. oda daha az korkacak yaşadığı durumdan.kendin bile söyledin. o senin kardeşin gibi . şimdi onu bu zorlu savaşta yanlız bırakamassın Özgür" özgür bana bakıp elini uzattı. elini tutup oturduğu yerden kalkmasını sağladım.

üvey sevgilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin