Bölüm 2

114 31 9
                                    


Uzun bir süre kimseyle konuşmadım; içime döndüm.  Dünya ile arama uzaklık koydum. İçimde bir suçluluk, hatta kötülük yokmuş gibi yaparsam, yavaş yavaş o geceyi de unuturdum diye düşündüm. Ama düşünmekle olmuyor ki bu iş. Her gün yaptığım tek şey sabah uyanıp kahvemi yapmak ve evde boş boş dolanmak. Artık sigaraya başlamıştım biliyor musunuz? 1 aydır aynanın karşısına bile geçmedim. Çünkü uzaktan seviyordum onu kokusunu alamadan, boynuna sarılamadan, yüzüne dokunamadan sadece seviyordum...

Her şeyden biraz kalır diyor hayat ne kadar yanlış bir söz. İnanmıyorum, inanamıyorum çünkü kavanozda biraz kahve kutuda bir kaç sigara ve bende biraz acı var dahası yok. 

                                                                                    ***

Ertesi sabah bu 1 aya göre daha iyiydim. Kahve mi yaptım sigaramı yaktım ve resim çizdiğim odaya girdim. Bu odaya girmek istemiyordum. Çünkü bu odada son hayalimi gerçekleştiremedim.  Ona sarılmak istemiştim, son kez sarılmak ama gidişini izlemekle yetinmiştim. Beni, bu odayı nasıl terk ettiğini izlemiştim. Resim tablomun karşısına oturdum ve resim çizmeye başladım. O anda 1 aydır mesaj gelmeyen telefonuma mesaj geldi.  Açtım baktım Buse yazmıştı mesajı. Şöyle yazıyordu;

" Seni çok özledim 1 aydır evden dışarıya adım attığın yok. Sana anlatacak çok şeyim var mesela senden sonra grup dağıldı. Hadi geliyorum hazır ol çıkalım dışarıya."

Bu mesajı okuduğum da cevap yazmadım yanıma koymakla yetindim. Ve resim' e devam ettim. On dakika sonra kapı çaldı ve açmak için kapıya doğru gittim. Kapıyı açtığımda Buse bana sımsıkı sarıldı, bende ona. İçeriye geçtik ve kapıyı kapattık. Buse üstümü baştan aşağıya süzüp;

" Kıyamam ya ben ne oldu sana böyle?" dedi. Acıklı ses tonuyla.

"Hiç bir şey. " dedim.

"Ne demek hiç bir şey ya şu haline bak ." dedi.

"Bir şey olmadı Buse." dedim.

Buse şaşkın bir ifadeyle bana sarıldı ve ağlamaya başladı. 

"Seni bu hale getiren ne? " dedi. Yerde ki sigara izmaritlerini görmüş olmalı ki; " Se..se..sen ne zaman başladın?!" dedi.

"Buse konumuz bu mu?" dedim.

"Her şeyi ama her şeyi en başından anlatmaya varsan bende dinlemeye varım tamam mı ? hadi gel anlat bana." dedi.

Bilmiyorum ama içimi dökmem iyi gelebilirdi , kafamı sallamakla yetindim. Daha sonra konuşmaya başladık;

+ Nereden başlayacağımı bilmiyorum... Hatırlıyor musun bir ara benim evde toplanmıştık. Ve çizdiğim resimlere bakıyorduk. Ben o resimlerde Kaan'ı da çizmiştim.  Kimse onun olduğunu anlamamıştı, sen bile. Daha sonra olan oldu işte. Kaan bana çizdiğin resimleri falan biliyorum benim dedi.  İşte sonra bir daha görüşmek istemiyorum dedi niye dedim oda sevmiyorum seni sevgilim var benim falan dedi. Ama... ben onu gerçekten sevmiştim. Kendisi de sever sandım yanılmışım. Zaten Kaan'ın o laflarından sonra ben bittim... her geçen gün içine kapanan, ölümü bekleyen kız oldum.

-Peki daha önceden niye anlatmadın? (ağlayarak)

+Bilmem belki de yüzünüze bakamazdım... 

- Ne şerefsizmiş ya ben böyle olduğunu...

+Tamam konuyu kapatalım.

-Tamam o zaman şöyle yapalım sen hazırlan dışarıya çıkalım olur mu?

>MAVİ GÖZ<Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin