Bölüm 1

209 35 12
                                    


Lise de iken  bir akşam bütün arkadaşlar bende toplandı. İçlerinde oda vardı, Onunla dost gibiydik. Akşam yemekler yenildikten sonra müzik son ses açıp parti yaptık. Ama hiç oynayamadım, partilere bayılan kız oynamadı. Nedenini bilmiyorum ama galiba o vardı. Sena arka odadan leptop'u bulup getirdi. O leptop'u en son ne zaman kullandığımı hatırlamıyorum bile.  Onuncu sınıfta resimle çok uğraşıyordum. Yaptığım bütün resimleri bilgisayara atıyordum. Sena'nın söylediği söz şu oldu;

"Hadi herkes gelsin. Şafak  yaptığın resimlere bakalım mı?" dedi.

Bende ona "saçmalama istersen eski eski resimler" dedim. Nedenini bilmiyorum ama o leptop'u hiç açmak istemiyordum. Birazda arkadaşların ısrarıyla leptop açılmış herkes etrafıma toplanmıştı. Oda bakıyordu. Resim klasörünü açtım ve çizdiğim resimlere bakıyorduk. Resimlerim kötü değildi aksine okulda yaşadıklarımı günlüğe değil de resime aktarmış gibiydim. Çizdiğim resimlere herkes gülüyordu çünkü çizdiğim resimlerde onlarla yaşadığım komik olaylar çizmiştim. Biraz ilerledikten sonra bir resimde onu çizmiştim. Ne zaman çizdiğimi hatırlayamadığım resimi o anlamasın diye dua ediyordum. Arkadaşlardan  bazıları ;

" Ooo kim bu haberimiz bile yok." gibi laflar söylüyorlardı. O an ona yani Kaan'a baktım bir resime birde bana bakıyordu. Herkes eğlenirken o sadece donup kalmıştı.  Anlamışmıydı bilmiyorum ama anlamaması için dua ediyordum. Fotoğrafların yarısına baktık bakmadık leptop'u kapatıp "bu kadar yeter "dedim. Herkes cafeye gitmek için hazırlanıyordu. 

" Hemen çantamı alıp geliyorum." dedim.

Odama doğru giderken arkadan Kaan'nın sesini duydum.

" Şafak bir dakika durur musun ?" dedi.

Bende "Tabi." dedim.

"O fotoğraf da ki ben miyim?" dedi.

Anlamıştı, kimse değil ama o anlamıştı...

" Hangi fotoğraf ?" dedim.

Sinirlenmişti " Bizde bir şeyler anlayabiliyoruz ." dedi.

" Ne gibi ?" dedim.

"  Benim resmimi çizmiştin gördüm diyorum anladım diyorum sende anladın mı diyorum? " dedi sinirli bir şekilde.

Donup kalmıştım. Bilmiyorum sanki dilimi yutmuş gibi hissediyordum. 

" Mümkünse bir daha görüşmeyelim " dedi.

" Niye ?" dedim. 

O da " Sevgilim var benim fark ettiysen ve ben onu çok seviyorum okey ? hadi eyvallah ." dedi.

O an kapıyı çarpıp gitti. Ne hissediyordum biliyor musunuz? keşke hiç yaşamasaydık keşke arkadaşım olarak kalsaydı diyordum kendi kendime. Ve tek yapabildiğim şey ağlamak oldu.  Öyle bakmıştı ki sanki bir daha beni görmeyecek gibi. Bir insan ne zaman ölürmüş biliyor musunuz? Sevdiğinin hayalinde yaşamadığını anladığı an. Anlaşılmak koca bir ihtiyaçmış meğer. Ben bunu anlayamadım . Sorun bende miydi bilmiyorum. Galiba bende sever sandım ama yanılmışım. 

Artık hayatında olmak istemiyorum. Seni görmek istemiyorum. Beni gör istemiyorum. Sadece dışarıda, bulunduğun bir yerde sana beni hatırlatan şarkılar olsun. Sonra gözlerin dolsun aniden. Ama kimseye bir şey belli etme. Üzülmek gelsin içinden, içine at beni. Konuşma.  İçinde tuttuğun, herkesten sakladığın, söylemeyi isteyip bir türlü bahsedemediğin biri olayım senin için. Beni sev istemiyorum. Beni öp istemiyorum. Ben; "Boşver" diye geçiştirdiğin, herkese anlatmaktan çekindiğin, unutmak isteyip unutamadığın biri olmak istiyorum. Anlatabildim mi? Umarım anlamışsındır. 

Belkide bunları ona söyleyemedim ama bunlar zaten bana bir yerden tanıdık geliyor. Çünkü bunlar benim yaşadıklarım.

>MAVİ GÖZ<Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin