Bölüm 7

82 29 4
                                    

Arkadaşlar Gerçekten İçimden neye yazıyorum ne oy ne vote var gibi şeyler söylüyorum kendi kendime. Bir oy dahi olsa iyi-kötü fark etmez yinede anlıyorum ki kitap okunuyor beğeniliyor yada eleştiriliyor. Lütfen Oylarınızı ve Voteleri bekliyorum iyi okumalar ...

***

Taksi de ikimizinde eli ayağı titriyordu. Nihayet okula varmıştık. Okul bahçesi oldukça kalabalıktı. Taksiden indik ve okula giriş yaptık, ki galiba müdür konuşma yapacak -unutulmaz konuşmalar- şimdiden başlıyoruz. Bizim grubu aramaya başladık ve az ilerde  telin orada durduklarını gördüm. Yanlarına gittik ve konuşmaya  başladık. Müdür konuşmaya başlamak için herkesi çağırıyordu. O sırada bahçenin dış kapısına siyah çok lüks bir araba girdi. Herkes o tarafa bakıyordu. Müdürler ve öğretmenlerde dahil. İçinden çok yakışıklı, güneş gözlüklü ve siyahlara bürünmüş bir oğlan çıktı bizim yaşımda gibiydi,yani öyle gösteriyordu. Ön koltukta oturan ise;

" Çağan bu..." dedi buse.

Ön koltukta oturan dün konuştuğumuz Çağan'idi. Gerçekten oda fotoğraf da kiler den daha yakışıklıymış. Bir saniye... şu sürücü koltuğundan inen çocuk benim dün telefonda yakınlaştırıp yakınlaştırıp baktığım çocuk mu? 

" Seninki de bu olmalı, güneş gözlüklü..." dedi buse kıkırdayarak.

" Ya buse alırım ayağımın altına görürsün şimdi.Benim bunlarla işim olmaz, zengin zübbeleri! "dedim gözlerimi devirerek.

Daha sonra onlarda geldi ve müdür sesini düzeltip tekrar konuşmaya başladı.  İki saat süren bir konuşmadan sonra sınıflarımıza geçtik.  

                                                                                 ***

Sınıfa girdiğimde çok az kişi vardı. Buse ile cam kenarında aynı zamanda en arkada oturmayı seçtik. Gittik ve oturduk o sırada Buse'nin telefonu çaldı. Arayan Çağan'idi. Buseyle buluşacaklardı. Buse telefonu kaldırıp sınıftan dışarıya çıktı. Bende telefonu alıp şu çağana bakayım dedim ve de şu çocuğa.. Fotoğraflara bakarken  biri geldi ve Buse'nin çantasını öne koyup yanıma oturdu.  Kafamı kaldırdığımda o çocuk... yanımda oturuyordu. Şaka filan mı bu? Hemen konuştum.

" Ya kalkar mısın burası dolu!"dedim sesimin tonunu kalınlaştırarak.

Gözlüğünü çıkardı ve bana bakmaya başladı. Benim mavi gözlerim onun kahverengi gözlerindeydi. Elini sakalına götürüp okşamaya başladı ve şöyle dedi.

" Fotoğraflarıma bakıyorsun mavi..."

Ne ne dedi ya o mavi mi? tam bir pislik, zengin zübbesi aynı zamanda!

" Birincisi ismim mavi değil. İkincisi senin değil çağanın fotoğraflarına bakıyorum arkadaşım buse için. Üçüncüsü artık kalkar mısın?!" dedim.

"Ben burada oturuyorum çok istersen sen kalk MAVİ..." dedi mavi' yi bastıra bastıra söyleyerek.

" Ben burada oturuyorum. Dağdan gelip bağdakini mi kovuyorsun? hadi kalk şimdi ve istediğin yere defol git!" dedim bağırarak. Gerçekten dediğim şeyin farkında bile değilim.

Önce güldü ve daha sonra kolumu sıkıca kavrayıp " Bana bak kızım bana bulaşma. Bildiğin erkeklerden değilim ben tamam mı?  Çok istiyorsan sen kalk git ! Sana bulaşır sam ne olur  beni vuracak mısın gibi bir soru sorma çünkü vurmam ama dersini veririm derim." Dedi dişlerinin arasından konuşarak.

Kolumu bıraktığında canım o kadar acıyordu ki! Konuşamadım gözlerim doldu kolum çok kötüydü öyle hissediyordum. Çantamı kucağıma alıp camdan dışarıya bakıyordum. Buse halleder nasıl olsa diye düşünüp kolumu tutarak pencereden dışarıya bakmaya devam ettim.

Zil çaldı buse ve çağan içeriye girdiler ve buse koşarak yanıma geldi. Gözlerimin dolduğunu hissedecek ki şöyle dedi.

" Ne oldu sana ?" dedi tedirgin bir şekilde.

Gözlerimle yanımdakini işaret ederek kaldır dedim.

" Şey pardon orası benim yerimdi..." dedi buse kibarca.

Bu kız tam bir mal ya da  tam bir korkak!

" İyi artık değil." dedi karşıya bakarak.

" Peki bende Çağan ile oturayım o zaman" dedi buse gözlerimi ayırarak baktım ama aynı zamanda kolumu tutuyordum.  Korkak demek de haklıymışım hatta korkak dersem korkaklara yazık olur, bir kedi gibi miyavladı resmen.

Derken ders zili çaldı bizim grupta içeriye girdi. Kaan... Kaan bana bakıyordu sinirli bir şekilde. O sırada hoca da girdi . Yanımdaki çocuk kulağıma eğilerek;

" Sana bakan sevgilin olmalı?" dedi fısıldayarak.

" Ne yapacaksın!" dedim sinirli ama sessiz bir şekilde.

Kafasını salladı. Kolum o kadar çok acıyordu ki. Dayanamadım.

" Hocam kolum çok ağrıyor çıkabilir miyim?" dedim hocaya.

" Olmaz derse başlıyoruz." dedi.

Rezil olmuştum salak kadın ne olacak. Yerime oturdum ve camı izlemeye başladım. Daha sonra Yanımdaki çocuk kolumdan tutarak - ağrı olmayan koldan- beni kapıya kadar götürdü.

"Hocam... geliyoruz." dedi. Hocaya baktım süt dökmüş kedi gibi kafasını salladı. Bu kimdi? hocanın bile korktuğu adam... benim yanımda olan kimdi? çok korkuyordum. İçimde kötü bir his vardı.

" Tamam, sağol ben hallederim." dedim sessiz bir şekilde.

Hiç bir şey demedi beni takmıyor gibiydi. 

" Nerede şu siktiğimin okulunun acil odası!" dedi bana bakarak.

" Alt katta..." dedim.

Oda hemen alt kata indi ve acil odayı buldu içeriye girdik. İçeride kimse yoktu. Epey kullanmamış ve temizlenmemiş gibi. Müdür' e bak bizi kandırıyor her taraf tertemiz diye!

Odaya girdik  kolumu bıraktı. Yatağa oturdum bende. Dolabı karıştırıyordu. Bende onu izliyordum bir şey konuşmuyorduk. Bir şeyler eline alıp yanıma geldi küçük oturağı kendisine doğru çekip oturdu. 

" Kolunu aç..." dedi sessizce.

Hiç bir şey demedim dediğini yaptım. Kolumu açtığımda mosmor olmuştu. Hani kan toplayınca mor olur ya aynen öyle. 

" Ben hallederim..." dedim sessizce.

Yine bir şey demedi bu halinden nefret ediyorum. Yüzümü diğer tarafa çevirdim o anda buz gibi bir ilaç ,sımsıcak  bir el... Ona doğru baktığımda kolumu acıtmayacak şekilde ilacı sürdüğünü gördüm.  Eli çok sıcaktı. İlacı sürdükten sonra  sargı beziyle sarmaya başladı. Sardı ve kapıya doğru ilerlemeye başladı. Takmıyordu bile beni. Bende yataktan inecekken dolabın altındaki fareyi gördüm ve çığlığı bastım. Kimse yoktu gitmiş miydi? Burada bırakıp gitmiş olabilir miydi?

ARKADAŞLAR OY VE VOTE ATIN SÖZ VERİYORUM OYUNCULAR PAYLAŞILACAK...

>MAVİ GÖZ<Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin