Bölüm 14

75 26 2
                                    

" Beni hemen anlamalısın. Çünkü ben kitap değilim çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum." 

Sabah uyandığımda aşağıdan sesler geliyordu. Yüzümü büyük bir gülümseme kapladı. Aşağıya indim hemen ve annem'i salatalıkları doğrarken gördüm. Koşarak gittim ve sımsıkı bir öpücük kondurdum yanağına.  Masaya şöyle bir göz attım. Bir sürü şey vardı masada özlemişim... annemin elinden yemeyi.  Babam geldi ve masaya oturdu annem ve bende oturunca  yemek yemeye başladık.  Bu yemekte iddia ediyorum iki kilo kazandım. Bugün pazar ve ailemle evdeyiz. Üzerimde hala pijamalar var. Babam televizyonda maç izliyor annemde örgü yapıyor. Bende canım sıkıldığı için yukarıdan telefonu alıp oturdum yanlarına.  Telefonu çıkarttım ve facebook'a girdim. Daha sonra Çağan'ın profiline girdim dünden bu yana hiç bir şey paylaşmamış. O sırada buse hemen mesaj attı. 

" Seni çok güzel bir yere götüreceğim."

Annem ve babam  burada olduğu için mesaj attım.

" Annem ve babam geldi köyden, nasıl geleyim?"

İkna etmezdi böyle deyince normalde ama;

" Ya.. hiç mi dışarı çıkma şansın yok?" yazmış buse doğrusu merak ettim.

" Nereye gidecekmişiz böyle?" yazdım buseye.

" Söylenmez izin al yoksa ben gelip izin alırım."

Buda çok inatçı ama merak ediyorum anneme fısıltıyla söyledim.

" Anne bizim proje ödevimiz var da yarına acil arkadaş diyor gelmen lazım."

"Kızım... git tabi ödev sonuçta git git." dedi annem.

Doğrusu izin vermezdi yeni gelmiş ya kesin o yüzden neyse bu fırsatı kullanayım bende. Odama fırladım ve dolabımı açtım. Beyaz yarım üzerinde siyah bir renk ile seksen altı yazan kazağımı giydim.  Altına siyah bilek boy bir pantolon. Ve ayakkabı olarak beyaz convers  ve siyah ikili kuplu çanta taktım. Saçımı da dağınık topuz yaptım ve yuvarlak gözlüğümü taktım.  Daha sonra hızla aşağıya indim. Babam bana baktı hemen lafa atladım.

" Baba ben gidiyorum proje ödevini yapmaya." dedim gülümseyerek. Kafasını salladı ve tekrar gazeteye döndü. 

Kapıdan çıktım ve siyah çok güzel bir araba korna çaldı. Daha sonra buse camdan bağırdı ve oraya doğru gittim. Buse hemen kapıyı açtı ve sarıldı bana. İçeriye baktığımda diğer koltukta da çağan oturuyordu. Arka kapıyı açtım ve oturdum. 

"Nereye gidiyoruz?" dedim gözlüğümü çıkarıp.

" Gidince görürsün." dedi buse. Bu hareketine sinir olmuştum gülümsedim ve arkama yaslandım.

Geldiğimizde camdan dışarıya baktım ve tabelada " Blue Bar" yazıyordu. Gördüğüm yer... indim ve buseye baktım çok güzel giyinmişti biraz mini gibiydi sanırım. Çağan da çok yakışıklıydı birde bana baktım. 

"Buraya beni almazlar bile." dedim ve buse üstümü süzdü. Daha sonra Çağan'a bakıp;

" Ne yapacağız?"  dedi ve oda;

" Daha başlamadı hemen mağazaya gidebiliriz." dedi busede onayladı onlara bakarken birisi kolumdan tuttu ve kendisine çevirdi. 

" Demir..." dedim sessizce. 

" Sende mi buradaydın mavi? neyse hadi girelim." dedi kolumu tutuyordu hala.

" Demir... Biz Şafak için buraya yakışır bir elbise alıp geliyoruz." dedi Çağan.

Demir üstümü süzdü ve " yok yok böyle iyi" dedi demir. Ona şaşkın şaşkın baktım ve şöyle dedim;

" Saçmalıyorsun böyle ağır bir yere beni bu halle almazlar." dedim gözlüğümü taktım.

"Alırlar." dedi kolumdan çekiştirerek.

Kapıya kadar sürükledi kapıda iki tane dev gibi adam bana baktı ve elini uzattı. Al işte rezil oldum.

" Giremezsiniz Hanımefendi kıyafet kuralları var burada." Daha geri gidecekken demir kolumu sıkıca kavradı ve;

" Bu kız böyle girebilir." dedi ve adamlar elini kaldırdı bizde girdik. İçeride çok seste müzik çalıyordu. Merdivenlere geldiğimizde herkes bize bakıyordu. Kesin üstüme başıma işte ne olacak.

Daha sonra demir elini belime koydu ve aşağıya inmem için biraz ittirdi. Aşağıya inene kadar elini çekmedi. Koltukların önüne geldiğimizde hala eli belimde idi. Kimse anlamasın diye yavaşça elini tuttum ve aşağıya doğru kaydırdım ve bunu yaptım kurtuldum, derken daha sıkıca kavradı bedenimi.

Gözlerim ayırdım ve demire baktım gülüyordu bende oturdum. Oturduğum kişiler Çağan'ın resimlerindeki kişilerdi. Yanıma bir tanesi yaklaştı ve çok ses olduğu için kimse kimseyi duymuyordu demir ile aramda bir kişilik koltuk vardı. Yanıma gelen çocuk esmer uzun saçlı bir çocuktu oldukça yakışıklıydı.

" Merhaba güzelim, nasılsın ?" dedi saçlarımla oynamaya başlayarak.

" İyi " dedim ve o  anda çocuk şöyle bir şey söyledi.

" Bende iyi hadi kalk odama gidelim." dedi dediği şey karşısında şok oldum.

"İstemiyorum." dedim ve biraz yana kaydım. Ben kaydıkça oda geliyordu. 

" Neden güzelim unutulmaz bir gece yaşayacağız emin ol." dedi üzerime gelmeye başlayarak. 

Ben kaydım o üzerime geldi en sonunda birisine çarptım ve arkamı döndüğümde demirdi. Demir kafasını bana doğru çevirdi ve önce bana sonra dibimde olan şu sapık olan çocuğa baktı.

" Siktir git lan!" dedi bağırarak. Demirin bağırmasıyla çocuk biraz irkildi ve kulağıma "Bu defalık böyle olsun." dedi ve benden uzaklaştı. Gülümsemeye başladım hala demire yapışık halde oturuyordum. 

" Biraz kayabilir misin mavi düşeceğim..." dedi ve demesiyle biraz kaydım. Daha sonra kafamı çevirdim buse ve Çağan yoktu sahneye baktığımda ise deli gibi dans ediyorlardı bu hallerine gülümsedim. Demirde onlara baktığımı gördü ve bir onlara birde bana baktı.

" Dans edelim mi mavi ?" dedi bana bakarak.

" Hayır tabi ki de." dedim tıslayarak.

Sinirle soludu ve karşı masadaki açık giyinen - çok açık- bir kızı dansa kaldırdı ve dans etmeye başladılar.  Zaten o kız ile yarım saat oldu hala kesişiyorlardı. Dans edenleri izlemeye başladım o anda yine birisi yanıma yaklaştı ve kafamı çevirdiğimde yine o siyahlı vardı.

" Güzelim sevgilin senden başkasıyla dans ediyor bizde senle edelim ölmezsin." dedi yanıma yaklaşarak.

" Defolur musun?" dedim yüzüne bile bakmıyordum. 

Derken elimi kaldırdı ve öpmeye başladı. Harbi sapık lan bu. 

Kaçacak yerim kalmamıştı elini kaldırdı belimi tutacakken elini dişledim ve demirin yanına gittim koşarak.

Onlar dans ediyorlardı bende ikisinin sağ tarafında durmuş demire yalvarıyordum.

" Eve gidelim ne olursun." dedim ve oda yanındaki kızı hızla bırakıp benim belimi kavradı.

" Neden sıkıldın mı mavi? yada kıskandın mı beni? " dedi kahkaha atarak.

" Ne kıskanması sapık arkadaşın üzerimi saldırıyor ne yapabilirim?" dedim gözlerimi ayırarak. Daha sonra demir elimi tutup havaya kaldırdı ve göğsünde birleştirdi beni kendine daha da fazla yakınlaştırdı. Aramızda nefes aralığı bile yoktu. Onun gözlerine bakıyordum başka hiç bir şey yapmıyordum. 

Derken demir bir anda dudağıma yapıştı ve öpmeye başladı. Şok olmuştum... gözlerimi kapattım ve kendimi ona bıraktım. 

ARKADAŞLAR HER GÜN YENİ BÖLÜM YAZMAM SİZE GARİP GELİYORSA SÖYLEYİN BENDE YAZMAYAYIM. SİZDEN BİR OY VE YORUM İSTİYORUM ALLAH KAHRETSİN ONUDA ÇOK GÖRÜYORSUNUZ...

UMARIM BEĞENİRSİNİZ OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM.

>MAVİ GÖZ<Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin