Bölüm 17

72 11 2
                                    

MULTİMEDYA ŞAFAĞIN GİYDİĞİ ELBİSELER

Odama çıktım. Uykum gelmiyordu telefonda yok... canım sıkıldığı için hemen yatağıma uzandım ve uyumaya çalıştım. 

                                                                   ***

Sabah olduğunda aşağıdan yemek sesleri geliyordu annem yemek yapıyor herhalde. Kalktım ve yüzümü yıkayıp aşağıya indim. Yemek hazırdı anneme günaydın dedim ve yerime oturdum. Daha sonra babam geldi ve annemde gelince yemeğimizi yemeye başladık. Yemekte  iken bir an telefonum geldi aklıma. Hala o manyak da... 

"Hepinize afiyet olsun ben doydum okula geç kalıyorum..." dedim ve odama doğru hızlı adımlarla çıktım. Sahi... dün okula hiç uğramadım acaba neler olmuştur... Okula gitmeden önce duş almak için banyoya yöneldim. Banyo yaptıktan sonra turuncu deri mini etek giydim. Üzerine de beyaz rambo giyip eteğin içine koydum. Küçük zebra bir çantam vardı onu taktım. Gözüme gözlük,elime bileklik,boynuma da kolye taktım. Ayakkabı olarak da siyah stiletto giydim. Saçlarımı da kurutup düz fön çektim. Daha sonra aşağıya indim ve babam beni görmesin diye anneme işaret ettim ben gidiyorum diye. Annemde kafasını salladı. Babam böyle şeylere pek kızmaz ama görse üzerini değiştir de gel der. Evden çıktım ve taksi durağına doğru yürümeye başladım. Genellikle hep yürüyorum taksi durağına kadar yürüyüş oluyor bana. Taksi durağından bir taksiye bindim ve demirin evine doğru yol almaya başladım.

                                                                           ***

Yol uzun sürdü. Taksiye parayı ödeyip aşağıya indim. Derin bir nefes alıp eve doğru yürüdüm.  Kapıyı çaldım, hizmetli açtı. 

" Demir... evde mi?" dedim hizmetliye.

"Evet efendim ama hala uyuyor." dedi hizmetli. 

Kafamı salladım ve içeriye girdim. Merdivenlere doğru yürüdüm ve çıkmaya başladım. Demirin odasının önüne geldim. Kapıyı çaldım ses gelmedi. Biraz daha hızlı vurdum yine ses gelmedi. Bende içeriye girdim.  Biraz ilerledikten sonra öküz t-shirtsiz yatakta uyuyordu. Çok tatlıydı... ne diyorum ben ya önce öküz şimdi de tatlı... Neyse telefonumu alıp çıkayım. Telefonumu aramaya başladım. Bir an gözüm demire takıldı kumral saçları dağılmış yastığa sarılıp uyumuştu. Demirin baş köşesinde lambasını koyduğu yerin altında bir çekmece vardı. Sadece oraya bakmadım... Yavaş adımlarla oraya ilerledim ve çekmeceyi açtım. Demir hemen yanımdaydı. Bir an gözüm ona doğru kaydı gülümsedim. Onu ilk defa bu şekilde görüyordum. Daha sonra kafamı dolaba çevirdim ve aramaya başladım. O anda demir bileğimi tuttu. Ben daha bileğime bakarken beni bir anda bileğimden tutup çekti. Demir uzanmış hemen yanında ben ama ayaklarım yatağın dışında. Demirin  önce elini açmaya çalıştım bırakmıyordu. Baktığımda ise hala gözleri kapalıydı. Eni sonu elini dişleyince bağırması bir oldu ve bende yataktan kalktım. Zaten kendisi de gözünü açmış sinirli bir şekilde bana bakıyordu.

"Ne yapıyorsun sen kızım!" dedi bağırarak ve uzanır halden oturma haline geçtiğinde sadece altı kapalı bir şekilde bileğine bakıyordu.

"Ya ne yapabilirim bana ne yaptığının farkında mısın?" dedi ona bakarak.

"Ben sana görüşmeyelim dedim tekrar niye geldin?" dedi kafasını kaldırıp bana bakarak.

"Ya telefonum sende! sanki ben çok meraklıyım yanına gelmeye." dedim kafamı çevirerek.

"Ya sabır..." dedi ve ayağı kalktı. Altında şort vardı. Üstünde hiç bir şey yok. Ama baklavalar ve kasları var... o da yeter. Ben bunları düşünürken mal bana baktı ve ani bir hareketle telefonu fırlattı bana doğru. Bende tuttum. Başka zaman olsa tutamazdım neyse iyi bir artistlik oldu işte fena mı?

>MAVİ GÖZ<Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin