3. BÖLÜM

11.1K 239 30
                                    

O sırada zil çaldı. 2. Derse geçtiler. 2. Dersleri yine Arda hocayaydı. Arda hoca dersi anlatırken Ayça yine Serkan tarafından izlendiğini farketti. Kafasını dağıtan şey adını duyması olmuştu. Selin'e döndü ve merakla sordu:
-Ne oldu Selin? Bir şey mi var?
-Ben de bir şey yok da, Arda hoca da var. Sana sesleniyor. Neye bu kadar daldın da duymadın?
-Ne! Yok. Yok bir şey. Sana sonra dönerim. O sırada sandalyesinde oturmakta olan Arda hocadan bir ses geldi:
-Öhöm. Öhöm. Ayça, Selin ve bütün sınıfın gözleri Arda hocaya döndü:
-Evet küçük bayan. Arda hoca küçük bayan diyince muzipçe güldü. "Sanırım çok dalgınsın. İlk günün olduğu için bir şey demiyorum. Şimdi söyle bakalım. Milattan Önce 3500 yılında hangi uygarlık tarihi çağların başlangıcı olan dünya için önemli hangi bulguyu buldu? Ayça biraz düşündü. Bu sorunun cevabı kolaydı. Ayça kendinden emin bir şekilde cevap verdi:
-Sümerler. Çivi yazısını bulmuşlardır. Arda hoca gülümsedi. Ayça'nın bu kendinden emin tavrını sevmişti. Bununla birlikte birkaç soru daha sordu ki bu sorular Ayça'nın bilgisinin ne kadar olduğunu öğrenmek içindi. Ayça'nın diğer yanıtları da doğruydu. Sadece bir soruya cevap verememişti. Çünkü o sorunun konusunu eski okulunda öğretmenleri hasta olduğu için görememişlerdi. Arda hocanın Ayça'ya soru sorması bitince tekrardan derse döndü ve kısa bir zaman sonra zil çaldı. Zil çalınca Ayça, Arda hoca tam gidecekken bir anda istemsizce kolunu tuttu. Arda hoca şaşkınlıkla bir Ayça'nın tuttuğu koluna birde Ayça'ya baktı. Ayça utanarak pardon hocam dedi ve elini çekti:
-Hocam. Ben sizin öğretmen olduğunuzu bilseydim asla öyle yapmazdım.
-Ah. Sen hala orda mısın Ayça? Ben unutmuştum bile, sorun değil ama senin yerinde olsam, bende aynısını yapardım, dedi gülümseyerek.
-Ama küçük bayanı unutmamışsınız. Arda hoca yeniden gülümsedi:
-Hadi ama. Bu bir şakaydı. Gıcık oluyorsan söylemem.
-Hayır hayır. Gıcık olmuyorum da, sadece-
-Neyse Ayça. Ben sana bu kelimeyi söylemem. Sen de gıcık olmazsın olur mu? Arda hoca yeniden gülümsedi. Ve Ayça'ya iyi dersler diyerek yanından ayrıldı. Ayça biraz olsun rahatladı. Sonra sınıfa girdi. Ve Selin'in yanına gitti. 3. Dersleri Cevdet Köksoyaydı. Cevdet hoca yeri gelince pamuk, yeri gelince sert bir demir gibiydi. Ama sevimli yüzü onun demir tarafını ortaya çıkarmıyordu. Ders başladı. Cevdet hoca Ayça ile tanıştı. Sonra Ayça'yı tahtaya kaldırıp bir kaç soru sordu. Ayça zorlanmadan bütün soruları cevapladı. Çünkü Ayça zeki bir kızdı. Ama içinden "Bugün ne kadar da çok soru yağmuruna tutuldum," dedi. Cevdet hoca Ayça soruları çözdükçe şaşırdı:
-Sen çok zeki bir kızsın. Bu zekilik nerden geliyor acaba?
-Benim babam da matematik öğretmeni hocam. Bu arada Ayça'nın annesi İngilizce öğretmeniydi.
-Aferin kızım. Bu zekiliğini hep sürdür. Zaten babanın matematik öğretmeni olmasından dolayı şanslısın.
-Saolun hocam. Dediğiniz gibi yapacağım. Cevdet hoca Ayça'yı yerine oturttuktan sonra derse geçti. Saatler ilerledikçe ilerledi. Ayça sırasıyla dersi gelen öğretmenleriyle tanıştı. Ama içlerinden kendine en yakın hissettiği Arda hoca olmuştu...
Ve çıkış vakti geldi. Ayça merdivene oturup babasını beklemeye başladı. Bu sırada Arda hoca merdivende oturan Ayça'yı gördü. Ayça'nın yanına oturdu:
-Neden yalnızsın? Yanında oturan Arda hocayı beklemeyen Ayça irkildi. Sonra derin bir nefes aldı:
-Siz ne ara geldiniz hocam? Beklemiyordum. Arda hoca gülümsedi:
-Afedersin. Sanırım dalgınsın. O yüzden fark etmemiş olabilirsin. Okulda beğenmediğin bir şey mi oldu yoksa.
-Hayır hocam. Okul güzel. Hocalarımı beğendim. Hepsi çok iyi insanlar.
-Hımm. Peki. O zaman ne oldu?
-Babamı bekliyorum da hocam. Sanırım biraz gecikti.
-Müsaaden olursa bende seninle babanı bekleyebilirim. Hem yalnız kalmamış olursun.
-Müsaade sizin. Siz bilirsiniz hocam. Arda hoca kısa bir zaman sonra çantasından bir paket çubuk kraker çıkardı. Paketi açtı ve Ayça'ya uzattı. Ayça çubuk krakeri görünce istemsizce gülümsedi. Teşekkür ederek içinden bir tane aldı. Arda hoca gülümseyerek:
-Acıktık tabi dedi. Uzun bir sessizlik Ayça'nın sorusu ile bozuldu:
-Hocam varsa bir eşiniz, lütfen benden dolayı bekletmeyin. Onun böyle yalnız kalmaya hakkı var mı? Arda hoca uzun bir süre güldü. Sonra anca toparlanarak:
-Ah, Ayça. Uzun zamandır hiç bu kadar gülmemiştim. Hayır ben evli değilim. Ayça'nın yüzü utancından kıpkırmızı olmuştu.Utanarak sordu:
-Peki kaç yaşındasınız hocam?
-24 yaşındayım. Ayça şok olmuştu. Ama gülümsemeden de edememişti:
-Ne kadar gençsiniz hocam.
-Doğru ama ataması da şanslı olanlardanım. Erken atanma olunca genç oluyorsun tabiki. Ayça hocasına hak verdiğini gösterircesine başını salladı.
Bu sırada bir korna sesi duyulmuştu...

ÖĞRETMENİMLE GARİP İLİŞKİM (GARİP İLİŞKİ SERİSİ 1) ---DÜZENLENİYOR!---Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin