Kısa bir sessizliğin ardından iştahımın kaçtığını fark ediyorum ve masadan kalksam mı diye düşünmeye başlıyorum.Daha fazla sorgularlarsa bir açığımı yakalayacaklarından korkuyorum.Bu düşüncelerim yüzüme yansımış olacak ki hemen konuyu değiştirmeye çalışıyorlar.Ama tadım kaçmıştı ya bir kere.
Tepsimi ve yarım kalan yemeğimi alıp mutfak kapısına götürürken elimden geldiğince hızlı yürüyorum.Bir el omzumu kavrıyor.Arkamı dönüp baktığımda bu kişinin Gigi olduğunu fark ediyorum:
"Biliyorum iyi bir başlangıç yapmadık ama herkes ikinci şansı hak eder.Bunu en iyi sen biliyor olmalısın."Samimi olup olmadığını anlamak için gözlerinin içine bakıyorum.Mavi gözleri içten görünüyor.Ne diyebilirim ki?
"Bana uyar."
GIGI
...Dedikten sonra yine de arkasını dönüp tepsisini bırakmak için hızla uzaklaşıyor.Tekrar masaya mı çağırsam diye düşünüp vazgeçiyorum.Bundan sonra isteseydi zaten gelirdi.
Bizimkilerin meraklı bakışları altında masaya geri dönüyorum.
Sam:
"Eee ne dedi bari?
"Hiç.Yarın yemekhaneye bile gelmeyecek bence."
Melody:
"Amaan boş verin.Bizim daha önemli işlerimiz var."diyerek yanında taşıdığı küçük laptop'unu çıkarıyor.Verdiğim USB'yi takıp Sam ile görev dosyalarını inceliyor.Bu gece uyuşturucu ticareti yaptıkları düşünülen ancak kanıtlanamayan bir şirketin fabrikasına delil toplamaya gidiyoruz.Sam aniden salak salak sırıtmaya başlıyor.
"Aklından neler geçiyor?"diye soruyorum.
"Yani..Diyorum ki..Bu geceki göreve Harry'yi de mi çağırsak?"