#6

22 3 0
                                    

Kıza bugün okula gelmeyeceğimi çünkü kardeşimin evde hasta yattığını ve anne-babam işteyken ona bakmam gerektiğini,bazı ilaçlar almam için revire uğramak zorunda olduğumu söyledim.Gerçekten iyilik abidesiyim!
Onun da başka şansı yoktu çünkü böyle topallayarak okula 2 saatte anca ulaşırdı:

-Hmm o zaman şöyle yapalım ben seni sırtıma alayım.Yani eğer yürümek istersen tabi bilemem de...(Bazen neden bu kadar acımasız olduğumu anlamıyorum!-ya da çapkın)

-Bu halde yürüyebileceğimi sanmıyorum.Şey senin için de sorun olmazsa eğer...

-Umpf gerçekten göründüğünden daha ağırmışsın.

-Pardon?

-Öhöm diyorum ki sanırım seninle aynı sınıftayız.Adın ne acaba?

-Ben Caitlyn.Sen?

-Ben de Thomas.

Revire doğru ilerlerken annesi,babası ve kızkardeşi ile bu sokakta oturduklarından,iki ay önce buraya taşındıklarından ve sekiz yaşından beri bale yaptığından bahsetti.Kısa bir sessizlikten sonra sanırım şimdi benim zırvalamam gerekiyor diye düşünüp hayatım hakkında bilmesi gerektiği kadar bilgi verdim(İki sokak ilerdeki havalı sitede annem babam ve küçük kardeşim ile yaşıyorum,babam plastik cerrah,annem ise diyetisyen,normalde burada oturmuyoruz babam sayesinde dünyayı dolaşıyoruz.Çünkü kendisi dünya çapında birçok kişiyi ameliyat etti...)Gerçekten bu yalan söyleme işim kontrolden çıkmaya başlamıştı.Tuhaf olan ise Caitlyn'in inanmış gibi tatlı bir tebessümle beni dinlemesiydi:

-Caitlyn,geldik yani sırtımdan inebilirsin.Doktor seni muayene edecek.

-Eee tabi,pardon ben dalmışım da.

İyi haber,bileği sadece burkulmuştu yani bir ağrı kesici ve bandajla bu gece bale yapabilirdi.Kötü haber ise benim buluşmama yarım saat kalmıştı.İşte şimdi koşmak zorundaydım.Caitlyn'e ben eve gitmeliyim kardeşim beni bekliyor gibisinden bir şeyler geveleyip koşarak revirden çıktım.Kabul etmeliyim ki bu gerçekten çok kaba bir hareketti.Kızı yürüyemez halde okul saatinde bir başına bırakmıştım.Belki de bu karşılaşmayla onda iyi bir etki bırakırım diye düşünürken yine her şey ters tepmişti.

Sonunda parka vardım.Parkın kafesine girdim.Bu ölü saatte kafede genç bir garsondan başka kimse yoktu.Biraz tırsmıştım.Kafenin tezgahına geçip sanki ne yiyeceğime karar vermeye çalışırmış gibi yaparken aslında garsonu yan gözle süzüyordum.Normal birine benziyordu.Ne kaybederdim ki?

-Buyrun ne istemiştiniz?

-Eee şey kaşarlı tost yani demek istediğim her zamankinden?

Dört DörtlükHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin