1. BÖLÜM

179 11 7
                                    

Elindeki kahveyi hızla masanın üstüne bıraktı ve aklına gelen şey ile dışarı çıkmaya karar verdi.
Ancak böyle rahatlayabiliyordu. Saat gece 12'ydi ve bu saatte dışarı çıkmaya korkmuyordu.
Binadan çıktığında yavaşça ilerlemeye başladı. Sarsak adımlarla ilerken bir anda durdu ve kaldırıma oturdu. Ne yapacağını bilemez bir halde etrafa bakıyordu.Aklinda yine o sahne canlandı.
"Annesiyle babasının arasında olan küçük kız zıplayarak ilerlerken nereden geldiği belirsiz kurşunlar annesiyle babasını ondan aldı ve birdaha hiç goremeyecekleri bir yere götürdü."
Kim yapmıştı bunu? Neden yapmıştı ? Ne istiyor olabilirdi? Asıl hedef orada kimdi? Ve aklında birsürü soru...
Annesiyle babası yaklaşık 10 senedir yoktu. Teyzesinin yanında o küçük beden büyüyene kadar kalmıştı. Yanından ayrılalı 1 sene oldu. Riga da (letonya) 5 katlı bir binada kalıyordu tek başına. Bazen canı çok sıkılır kafasına esen yere giderdi."
Kaldırımdan kalkıp biraz daha yürümeye başladı. Ağlıyordu. Herzaman olduğu gibi... o olay her aklına geldiğinde böyle oluyordu. Bu seferkinin yanında birde çok yalnız olması da eklenince tutamamıştı kendini. Ne kadar yürüdü nereye geldi bilmiyordu gidip bir binanın önüne oturdu. Dizlerini kırıp kendine çekti ve ellerini dizlerini doladı. Hava biraz soğukdu. Üşümüştü. Ama umursamadı ve ailesini düşünerek uykuya daldı.

▪■▪■▪■▪■▪■▪■▪■▪■▪■▪■▪■▪

Sabah kalktığında başının altında bir şey olduğunu anlamasıyla bağırarak yerinden kalktı ve o anda üstünden battaniyenin düşmesi bir oldu.
"Hey! ne oluyor" dedi.
Bir süre etrafa boş boş bakarken kalktığı yerde birinin oturduğunu gördü.
"Buda kim şimdi" diye geçirdi içinden. Üstündeki battaniyeyi de bu çocuk örtmüş olmalıydı. Umursamadı yerden aldı ve çocuğun yanına koydu. Tam gidiyordu ki çocuğun ismini fısıldadığını duydu.
" Bu benim ismimi nereden biliyor" diye geçirdi içinden. Çocuk sözlerine devam etti.
"Seninle sonra tekrar görüşmek üzere"dedi ve üstünde ki ceketin şapkasını kafasına geçirip hızla ilerledi.

Çocuğun arkasından gitmek istedi ve o da ilerledi. Tam kolundan kavrayacağı sırada çocuk arkasını döndü ve sert bir şekilde baktı. Yağmur başlamıştı. Gittikçe hızlanıyordu ve sağanak şeklinde yağmaya başladı.
"Ne diye peşimden geliyorsun? Hasta olacaksın git" dedi çocuk.
Milenka şaşırdı.
"Bana neden tekar görüşeceğiz dedin?" diye sordu. Çocuk omuz silkti ve "Sadece seni birdaha görmek istiyorum ve içimden bir ses tekrar görüşeceğimizi söylüyor" dedi ve yarım bıraktığı yoluna devam etti.
Milenka anlamaz bir şekilde arkasını döndü ve evine doğru hızlı yağan yağmura inat yavaşça gitti.
Eve geldiğinde üstünü değiştirdi. Birşeyler yiyip evden çıkacaktı. Önce bir duş aldı sanki bedeniyle birlikte ruhundaki kirler de temizlenmisti. Rahatlamıştı hemde fazlasıyla.
Şimdi kahvaltisini yapabilirdi.
Derin bir "of" çekti ve buzdolabının kapağını açtı. İçinden zeytin ve reçeli dışarı çıkardı tam masaya koyacağı sırada kapı hızlı bir şekilde vurulmaya başladı.

Elindekileri masaya bırakıp kapıya yöneldi. Sesler kesilmişti. Kapıya böyle hayvan gibi kim vuruyor diye düşündü ve " dostum ne diye böyle vuruyorsun " diye bağırdı. Kapıyı açtığında karşısında kimse yoktu. Eğilip ayak uçlarına baktığında küçük bir kağıda yazılmış notu gördü. Eline alıp sessizce okumaya başladı.

" Eski sırlar ortaya çıkınca
Herkes herşeyi görecek
Ve herkes herşeyi anlayacak
Güneş ve ay yer değiştirince
Yıldızlar onları alkışlayacak
Eski defterlerin yıpranmış sayfaları
teker teker okunacak
Suçlu kim bulunacak
Herşeyin bir bedeli olacak
Hiçbir şey cezasız kalmayacak
Güneş tekrar doğacak
Ve sonunda herşey eskisi gibi olacak "

Merhaba ilk bölüm olduğu için kısa yazdım ama emin olun diğer bölümler daha uzun olacak. Kitap yazmaya yeni başladım desteklerinizi, beğenilerinizi ve tabiki de yorumlarınızı eksik etmeyin. 😊😊

Instagram: beyzanurcomert773

MİLENKA JONSSEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin