Shitagi'nin yer ayırttığı restauranta geldiğimizde bizi, kulağında siyah kulaklık olan bir garson karşıladı.
"Hoş geldiniz. Rezervasyonunuz var mıydı?"
"Evet, Shitagi adına iki kişilik masa."
"Bu taraftan buyrun lütfen."
Garson masamıza kadar eşlik ettikten sonra Shitagi oturmam için sandalyeyi çekti.
"Teşekkür ederim."
Karşılığında sadece gülümsedi.
Garson az sonra yanımıza gelip önümüze mönüleri koydu.
"Ne alırsın?"
"Biftek alacağım sanırım."
Shitagi garsona el edip yanına çağırdı ve siparişleri verdi.
~~~
"Buyrun efendim."
Garson yemekleri önümüze koyup içecekleri almak üzere yanımızdan ayrıldı.
"Şirketi beğendin mi?"
"Evet oldukça beğendim. Gerçekten oldukça-"
Üzerimde hissettiğim ıslaklık ve çıplaklık hissi ile sözüm kesilmiş, gözlerim tabaktan penye gömleğime kaymıştı.
"Ö-özür dilerim efendim! Ayağım masa örtüsüne takıldı. Gerçekten çok üzgünüm!'
Üzerime dökülen beyaz şarabın kokusu burnuma geldikçe sinirleniyordum.
"Sizin hatanız olmadığını biliyorum ama bir dahaki sefere daha dikkatli olursanız sevinirim! Şu halime bir bakın!"
"Tekrar çok özür dilerim efendim! Size mendil getireyim."
Garson mendil getirmek üzere yanımızdan ayrıldığında Shitagi'nin bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum.
"Beyaz ince bir gömleğin içine renkli iç çamaşırı giymek pek akıllıca bir fikir değil sanırım."
"Ya! Bakmasana!"
Kollarımı göğüsüme bastırıp sitemkar bir sesle hafifçe bağırdım.
Gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı ve kafasını salladı."İstersen başka bir yere gidebiliriz."
"Hayır hayır! Sorun değil."
Garson kumaş mendili getirip bir kez daha özür diledi.
Shitagi çatal bıçağını eline alınca bende elime aldım ve yemeğe koyuldum.
"Yemeği beğendin mi bari?"
Ağzımdaki lokmayı yutup cevapladım.
"Evet. Beni buraya getirdiğin için teşekkür ederim."
Kocaman sırıttığında gözleri kayboldu.
Dişlerinin güzelliğine dalmışken yemek yerken hep başıma geldiği gibi boğazıma kaçmıştı.
Öksürürken bir yandan elimi yumruk yapıp göğüsüme vurmaya başladım.
"İyi misin Nami?"
Yutabileceğimi düşündüğüm lokmayı bir türlü yutamadım ve kafamı hızla iki yana salladım.
"S-su!"
"Biri su getirebilir mi lütfen?!"
Shitagi ayağa kalkıp yanıma geldi ve sırtıma vurmaya başladı. Telaştan nefes alamadığım için gözlerim dolmaya başladı.