_Hoş geldiniz, oğlum..
_Hoş bulduk Fâik abi..
_Ben hoş bulmadım baba..
_Neden kızım??
Hilmi Beyden gelen soruyla birlikte Fâik Beyde olan dikkat Hilmi Beye kaydı..
_Çünkü Hilmi amca, kardeşiniz yüzünden buraya geç kaldık..
Herkes gülmeye başlamıştı.. Burak, Efsun'a baktığında onunda güldüğünü görünce içi rahatladı.. Sadece üç dakika geç kalmış olsalar da o da bu durumdan memnun değildi.. Gerçekten onun yüzünden geç kalmışlardı.. İş yerine gidince o kadar dalmıştı ki, ofiste uyuyup kalmış olan Efsun uyanıp gitmeleri gerektiğini söylememiş olsa kalkmayacaktı..
Efsun için sandalyeyi tutarak oturmasına yardım etti.. Efsun, Hilmi Beyin yanına, Burak da Fâik Beyin yanına oturmuştu.. Büyükler cam tarafına Efsun ve Burak iç tarafa oturmuşlardı..
Ana yemeğe geçecekleri sırada Efsun'un telefonu çaldı ve izin isteyerek kalktı.. Burak, Efsun'da sahilden beri bir gariplik olduğunu düşünüyordu.. Fâik Beyin sesiyle birlikte Efsun'un arkasından bakmaya ara verip masaya döndü..
_Bunu nasıl başardın Burak??
_Neyi Fâik abi??
_Efsun benim yüzümden bir yere geç kalsa benimle bir hafta konuşmaz.. Bir yere geç kaldığında iki gün boyunca bir kez olsun gülümsemez.. Biraz önce güldüğünü gördüğümde şok oldum..
Fâik bey küçük bir kahkaha patlattı..
_Seni seviyor olmalı..
Hilmi Beyle Fâik Bey gülüşürken Burak düşünceye daldı.. Bugün Efsun'un o kadar kısa sürede hazırlanmasına çok şaşırmıştı.. Demek ki bu kız her zaman böyleydi.. Buna alışmalıydı.. Kendisi de dakik bir insandı.. Genelde.... Bu sıralar fazla yoğun olduğundan bir yerlere geç kalmaya başlamıştı.. İki-üç dakikadan fazla geç kalmıyor olsa da kendini bu konuda rahatsız hissediyordu..
Efsun'un karşıdan geldiğini görmesiyle düşüncelerinden sıyrıldı.. Bugün çok güzel olmuştu.. Masaya yeniden oturduğunda deri ceketini çıkardı.. Burak ana yemeği getirmelerini işaret etti.. Hilmi Bey ve Fâik Bey kendi aralarında konuşuyorlardı.. Burak bunu bir fırsat olarak gördü ve sabahtan beri sormak istediği soruyu Efsun'a yöneltti..
_Efsun, birbirimizi tanımadığımızı fark ettim.. Hakkında çok fazla şey duydum, çok fazla şey okudum ama bunların seni tanımama hiç yardımcı olmadığını düşünmeye başladım.. Özellikle bugünden sonra..
_Ben de öyle düşünüyorum.. Bir muhabir bile senin hakkında benden daha çok şey biliyordur..
Burak gülümsedi.. Efsun'dan gülümseyişine karşılık bulunca konuşmaya devam etti..
_İlk soruyu sen sormak ister misin?? Nasıl başlayacağımı bilmiyorum da....
_Tabii.. Ben patlıcan ve biberden nefret ederim.. Senin asla yemeyeceğin sebze var mı??
_Imm.... Bakla.... Baklayı hiç sevmem.. Acıyı da mı sevmiyorsun??
_Hayır.. Acıya bayılırım.. Hiç etsiz çiğ köfte yedin mi?? Bol acılı olacak şöyle..
Burak, Efsun'un haline gülmekten kendini alamadı.. Efsun da onunla birlikte güldü..
_Etsiz çiğ köfte.... Lisedeyken arkadaşlar alırlardı.. Üniversiteye başladığımdan beri bir kez yedim sanırım.. Onu da bana aşık olan bi.... O, şey sanırım bu konuya girmemeliydim..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ağlayan Çınar
Novela JuvenilZengin bir iş adamı olan Faik Bey çok sevdiği biricik kızını, çocukluk arkadaşının kendisi gibi yakışıklı ve başarılı erkek kardeşiyle evlendirmek düşüncesindedir.. Çünkü, sağlığının iyiye gitmediği bu zamanlarda, ele avuca sığmayan kızını emanet e...