Günyüzüne bakmaya doyamazdım ezberlemiştim her santimini kirpiklerinin adedini. Şimdiyse en fazla dört saniye bakabiliyorum hemen yaşlanıyor gözlerim. Uğruna kör olurum senin yeterki seni görme orucumu bozabileyim diyeceğim. Ama sonra seni bir daha nerede,nasıl göreceğim? Aslında senin silüetini birdaha göremeyecekse neme lazım bu gözlerim.
Sen çıkınca gökyüzüne önce semayı sonra da deryaları maviye boyatıyorsun, bilirsin maviyi severim bende sen gibi. Akşam üstünü hiç sevemedim beni yine bırakıp gideceksin diye korkumdan bunada seni mazeret yazıyorum bağışla sevdiğim. Bilirim belki de yoruldun ondan gidiyorsundur ertesi sabah doğacaksın yine bilsemde yinede korkuyorum nedeni bilinmez. Sen giderken ki o tan rengi. Nasılda nefretlik anlatamam.
Genelleyin yağmur yağar buralara sen en güzel yaz yağmurumdun benim. Uyurken penceremi açık bırakırdım belki tane tane dolarsın içeriye diye. Üzerim açılır sürekli sen gelip örtersin belki diye.Camdan süzülen yağmur damlalarını izler bazen gözyaşlarımda özenirdi onlara öylece uykuya dalardım geceleyin.Sokaklarda yanımda dolaşan,yağmur.
Geceleri başucum duran yağmur.
Avucumda ellerin yerine, yağmur.
Dudağımda dudağın yerine, yağmur.
Vur yüzüme hadi! Vur yüzüme.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merhaba Güz
RomanceNasıl sevmiştim seni, nasıl güvenmiştim ah bir bilsen gidermiydin ki ? Binlerce hektar ormanı ateşe verecek kadar hainmiydi senin kalbin belirsiz. Yaşayarak silemiyorsam seni , yazarak öldüreceğim bitecek,sona ereceksin.