Bölüm 27~Gecenin Aydınlığı 0.2

1.2K 65 10
                                    

8 ay önce -Gece-

Silah sesleri hâlâ devam ediyordu. Tabi babamın adamlarıda karşılık veriyordu. Kafamı zar zor Rüzgarın kolunun altından kaldırıp çatışmanın ortasında kalan annemle dolunaya baktım.

Rüzgar tekrar kafamı kendine doğru yasladığında derince bir nefes alıp ellerimi zar zor göğsüne çıkarıp-zar zor diyorum çünkü resmen üstüme çulanmış herif- üstümden itmeye çalıştım.

Ama sadece çalıştım. Yahu zalimin oğlu boğdun da beni burada biraz geri çekil... Tekrar onu ittiğimde kafasını bana eğdi. Gözlerimiz birbirine değdiği an bu kadar yakın mesafeden çok daha güzel gözleri olduğuna kanaat getirdim.

Aramızdaki çekim neydi bilmiyorum ama çok kuvvetliydi. Lanet olsun kafasını biraz daha bana doğru yaklaştırdığında aramızdaki mesafe daha da azaldı.

Nefesi her dudaklarıma değdiğinde ben biraz daha onun büyüsüne kapılıyordum. Peki bu kadar kolay mıydı?

Yurt dışına kendimi düzeltmek bu kalbimdeki ağır duygudan kurtulabilmek için gitmiştim. Peki işe yaradı mı? Koca bir HAYIR! Ne onu unutabilmiştim ne ona olan duygularımı ne de onun ihanetini..

Neredeyse dudak dudağa geldiğimizde bakışları zaten dudağımdaydı benim bakışlarım da dudaklarına inmesi zaman almadı. Beynim ikiye bölünmüştü.. Arzularım ve mantığım diye... Arzularım yapış dudaklarına diyor mantığım ise alman gereken cevaplar var diyor biraz daha sabretmeliydim sanırım.

Bakışlarımı tekrar gözlerine çıkardım o da gözlerime bakınca koyulaşan kahve gözleri bacak aramı sızlatmama neden olmuştu. Ah hadi ama sadece koyulaşmış bir çift kahve göz.

Derin bir nefes alıp

"Üstümden çekil Rüzgar" sesim tahminimdende dirençli çıkmıştı. İşte bu iyi haber!

Kafasını sağa sola sallayıp
"Çatışma hâlâ bitmedi,,Gece" dedi sesi boğuk geliyordu

"Annem ve dolunay çatışmanın ortasında ve sen gelmiş bana ne diyorsun onlar için burdalar bırak da onları kurtarayım"

Bana anlamdıramadığım(ciddi ciddi söylüyorum şu şözcüğü kaç kere yazdım ya:))bakışlarla baktı bir süre sonra yavaşça üstümden kalktı. Bende yavaşça ayağa kalktım. Rüzgarın belinden gözüken silahı alıp etrafa bir göz attım. İbrahimin bir kaç adamı pert olmuştu ama bizimkilerdende olmuştu.

Son bir kez rüzgara bakıp annemlere doğru koştum. Onları kollarından kaldırıp masalardan birinin arkasına götürürken sırtımda bir karıncalanma oldu ama takmadım.

Annemle dolunay masanın arkasına geçince bende karşımızdaki it topluluğuna doğru ateş ettim. Sırtımdaki karıncalanma kendini daha da belli ederken ben var gücümle ateş ediyordum.

Rüzgara baktığımda o da bir masanın arkasında oturmuş silahına yeni şarjör takıyordu. Bakışlarımız kesiştiğinde bana önce gülümseyip sonra asker selamı verdi ve tekrar çatışmaya girdi.

Ben ibrahime doğru nişan aldığımda aldığım nefes genzimde kaldı. Ne alabiliyordum ne verebiliyordum. Sırtımdaki karıncalanmanın yanında kuvvetli bir ağrıda saplanmıştı.

Bakışlarım odaklarını kaybettiğinde elimdeki silah yere düştü. Aslında bu çatışmada düşüşündeki çıkardığı sesi duymazdım ama sesler iyice kulağıma boğuklaşarak geldiği için tek net set bu sesti.

Gözlerim tamamen karardığında vucudümün sert bir zemine düşüşü kaçınılmaz oldu. Annemin ve dolunayın çığlıkları karanlığıma teğet geçiyordu.

BAY VE BAYAN MAFYA( ASKIDA )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin