İlkbaharda doğmuşum ben. Oldum olası sevemedim ilkbaharı. Ne o güneşini bana ısrarla tutmaktan vazeçti, ne ben kahkahalarla, çığlıklarla, bağrışlarla, gülümsemelerle kinimi akıtmaktan. İçindeki sahteliği bir ben görebildim şimdiye kadar. Defalarca yeniden doğan çiçeklerin umutsuz çığlıklarını bir ben duyabildim. Ya da öyle sandım, kim bilir?Ne melankolikmişsin sen de diyeceksiniz, biliyorum. Ama çaresizlik öyle güçlü bir duygudur ki, yakanızı silktiğinizde bile ayrılmaktan öte daha da yapışır üstünüze. Sonbahar, en sevdiğim mevsimdir. Karanlık havaları, soğuktan korunmak için yakılan ateşleri, sokak kenarlarına dökülmüş turuncu, kırmızı renkli yaprakları, en çok da yağmuru severim. Yağmur ağlar. Yağmur susmaz. Yağmur asla atmaz hüznünü parlaklığın arkasına.
Seni bir ilkbahar günü tanıdım. O mevsimde olduğu gibi genel huysuzluğum yine üstümdeydi. Gökyüzüyle ben birbirimize savaş açmıştık adeta. Oysa ben bilemezdim ki kaderin hayatıma soktuğu o göz alıcı çiçeğin, her şey gibi zamanı gelince solmaktansa elimi tutup bütün mevsimlere benimle karşı koyacağını...
Daha ilk başından sana çekilmemin nedenini anlayamasam da, çok da kafa yormadım üstünde. Sen de öylesine bir insandın, öylesine insanlar giderdi, öylesine olmayan insanların gittiği kadar acıtmasa da gidişleri, giderlerdi işte. Zaten sen ilkbaharda gelmiştin bana, solacaktın, emindim. Aramızdaki şeyin, ismi her neyse, emindim ufacık bir soğukta donabileceğinden. Ve uzun zamanlı dostum çaresizlik yine uğramıştı bana. Kaybetme korkusu yine gün yüzüne çıkmıştı. Sorumluluk demekti bu, yine üzülmek, yine ağlamaktı ve mevsim sonbahar olmadıkça ağlamak yasaktı bana.Ve yine mevsim bahardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalem Anlatır Herşeyi
Teen FictionKalemin mürekkebi insanın acısı bittiğinde tükenirmiş... Bizim kalemin mürekkebi ne zaman tükenecek acaba?