BARON

25 5 0
                                    

New York'ta bir motel.
Saat gece yarısını gösteriyordu.Biraz daha hızlı gitmezsem motel kapanacaktı.Adımlarını sıklaştırdım.Yağmur artmıştı,ne var ki yanımda siyah şemsiyem de vardı.Nereden gelmişti bu şemsiye? Eskiye benziyordu.Sanırım bunu bana NYPD vermişti, en iyi polis ödülü olarak.Tam altı yıl geçti o masada oturmayalı.Tam altı yıl olmuştu bir serseriye kelepçe takmayalı.Özlemiyordum.Ne NYPD'nını ne FBI'ı.Çünkü tüm teşkilat sistemi aptalcaydı.Biz suçluları tutuklardık,parası olan kefaletini ödeyip yine serbest kalırdı.Peki ya çocuk katilleri,tecavüzcüler,psikopatlar? Onlara ne olurdu biliyor musunuz ? Sadece hapis cezası.Öldürdükleri insanların kanları yerde kalırken,onlar sadece en iyi hapislerde dışarıdakinden daha konforlu bir hayat yaşarlardı.Biz polisler de yakaladığımız suçlular tarafından öldürülünceye kadar korku içinde bekleriz.Bu bana göre değildi.10 yıllık teşkilat Hayatımdan vazgeçip adaleti kendim yaratıyordum sokaklarda.Çünkü babama yemin etmiştim.Babam ölmeden kulağıma;
-Eğer insanlar sana adaleti vermiyorsa,onu sokaklarda kendin bul evlat,demişti.Ve bundan sonra bir katildim,bir suçlu katili.Devletin veya polislerin vermeye korktuğu adaleti ben verecektim.Altı yıl önce içeri tıktığım orospu çocuğu kızımı ve karımı öldürmüştü ve elini kolunu sallaya  sallaya hapisten çıktı. Uyuşturucu mafyaları sokaklarda cirit atıyordu.Ta ki o güne kadar. Pablo Rose'dan intikamını alacaktım.Hiç değilse kızımın ve karımın kanı yerde kalmayacaktı,buna ant  içmiştim.

Bunları düşünürken motele varmıştım bile.Motelin sahibinden rica edip beni içeri almasını söyledim.Kabul etmedi,cebimdeki birkaç doları ona vermek zorundaydım.Paramı gözden çıkardım ve yavaşca odama doğru yürüdüm.Aslında korkuyordum.İntikamımı alamadan öldürüleceğim diye korkuyordum.Çünkü altı yılda onlarca düşman edinmiştim ve çoğu da benim burda,bir motelde kaldığımı adımın ne olduğunu bildikleri gibi biliyorlardı.LANET OLSUN! Neden benim de hayatım bir deniz kenarında ailemle geçmiyor ki ? Neden beni bırakmak zorundasın Nina?Neden seni kucağıma daha birkaç kez aldığım halde o pembe emziği bırakıp cennete gittin Elynn,neden ?

Odama varamadan bir patlama sesi duydum.Sanırım arka tarafımdaki 109 numaralı odadan geliyordu.Patlamanın etkisiyle çimen yeşili halının üzerine düşmüştüm.Kaşım açılmıştı fakat ayağa kalkmayı denedim.Saklanmam gerekiyordu,belki de benim için gelmişlerdi her kimlerse.Asansöre binip kapıyı tabancamla sıkıştırdım.Dışarıdan bir kaç çığlık ve silah sesleri duyuyordum.Neler oluyordu bu siktiğimin motelinde böyle ?Hiç bir şeye anlam veremiyordum.Bi anda asansörü açmaya çalışan bir güç farkettim. Sonra bir adam İtalyanca;

-Burada birisi var Alonza,burada bir insan var !

-O zaman onu da öldür orospu çocuğu.Neden soru sormak yerine silahının pasını şu şerefsiz amerikan götleriyle silmiyorsun ?

Adam asansörü tarayacaktı,hemen asansör kapısının en yakınına yatak şekilde uzandım.Belki de yerlere ateş etmeyi akıl edemezdi.Fakat öyle olmadı,koluma yediğim bir AK-47 kurşunuydu.Ses çıkarmamalıydım.Sonra dibimdeki adam hariç hiçbirinin sesi gelmemeye başladı,gitmişlerdi.Burda daha fazla durursam delik deşik olacağımı biliyordum.Asansöre sıkıştırdığım titan altı patlarımı aldım ve asansör kapısına olabildiğince güçlü bir tekme savurdum.Adam geriye düşmüştü fakat olaylar sandığım gibi değildi.Hepsi orada beni bekliyordu.Kafama bir darbe almadan önce gördüğüm tek kişi Pablo Rose idi.Sanırım ölecektim.

Üzgünüm baba,BARON nöbetini bitirdi.

ÖLÜMÜ YAŞAMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin