32.Bölüm

3.5K 139 21
                                    

sarılmamızı öksürük sesi böldü...
Gelen kişi Buğraydı çenesi kasılmış ve bi o kadarda yüz hatları sinirli duruyordu. Barışa öyle bir bakıyordu ki korkmamak mümkün değil. Bakışmaları yarıda kesmek için hemen sesimi biraz yükselterek "ne vardı Buğra bey?" dedim. Sakince kafasını bana doğru çevirip Sanane bakışını atıp "seni merak ettim AŞKIM" dedi aşkım kelimesini tabiki bastıra bastıra söyledi Barışın gözüne sokmak istercesine halbu ki Barış sevgili olduğumuzu biliyordu bu neyin çabası anlamadım.
Yan masadan sandalye çekip yanıma oturdu "Bizi tanıştırmıcakmısın ARKADAŞINLA Azra." Dedi. Yaaa Sabır...
Barışcım bu Buğra tanıyosun zaten. Buğra buda barış.
Barış tanıştığıma memnun oldum dedi elini uzatarak Buğrada Barışın elini bir süre havada bırakıp bende tanıştığıma hiç memnun olmadı- diyordu ki ayağına tekme attım "Bende memnun oldum." diyip elini sıktı.
garson sparişleri almaya geldiğinde karnımdan gurultular yükseliyordu büyük osmanlı tostundan ve portakal suyu istemiştim Barış Frozen Buğra ise şekersiz Sert bir kahve spariş etti. Sparişleri beklerken sessizliği bölen Buğra oldu.

-Ee siz nasıl tanıştınız uçaktada beraberdiniz.

Barış cevap verdi."Aslında tanışmamız çokda ilginç değildi azra seninle tartıştıkdan sonra sen bayağ kıza sitem etmiştin bende Azrayı yerde görünce kaldırdım ve evine bıraktım öyle numaralarımızı aldık best olduk dedi.

Buğra ise "hmm demek öyle sen ilk kez tanıştığın insanlara numaranımı veriyorsun öyle."
Buğraya ters bir bakış atıp sparişlerim gelince tostuma gömüldüm.
biraz eskilerden felan sohbet ettikden sonra sahile gittik
-Barış " Azra seni eski günlerde ki gibi omzuma alıp pamuk şeker yiyelim mi ? tabi ki senin içinde bir sakıncası yoksa buğra." dedi.
Buğra tam cevap vericekken Olluurr sakıncası olmaz tabi bestiz sonucda diyip bankın üzerine çıktım. şuan Buğranın sikici bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Barışın omzuna çıkınca bir sürü fotoğraf çekildim. Barışın aldığı pamuk şekeri açmaya çalışırken bir yandan da dengede durmaya çalışıyordum.
Pamuk şekerden kocaman bir ısırık alıp bir parçada Barışın ağzına verdim. Vee kulaklarımı cırtlak bir ses doldurdu
-Buğraaa Buğraa dursanaağğ yaağğ.

kafamı arkaya cevirmemle cılız bir kızla karşılaşmam bir oldu koşarak Buğraya sarıldı SARILDI.!!! Ve Buğrada ona sarıldı. Ben bu kızı yolarım.
Barışın kulağına beni indirmesini soyledim ve Barış hic vakit kabetmeden beni sırtından indirdi.
Buğranın yanına gittiğimde kıza bakış atıp Buğranının koluna girdim. Buğra ise bana piç smile atarak
"Bak Azracım Arkadaşım Alev." dedi.
Ismini sikiyim oyle isimmi olur Alev nedir yaa tipe bak.
Kız beni baştan aşağı süzüp burnunu kıvırdı. "Buğracımmm bu kızı sana hiç yakıştıramadim ama hayatim sana benim gibisi yakışığğıırrr akşam gelde eski günleri yad edelim." Dedi.
Ben bu kızın ağzına sıçarım.
"Kızım sen ne diyosun yaa seni yolarım hee."

"Kolaydi." dedi
Tabi o oyle diyince bende sinirler tavan kızın o sarı saclarını tutup elime doladım kafasını dizime çarptırıp saçını daha da sıkıp yerde süründürdüm sonra üstüne çıkıp tokatladım tırnaklarımı yüzüne geçirip güzelce çizdim tam burnuna kafa atıcaktım ki birden ayaklarım yerden kesildi. Buğra beni o kaslı kollarıyla havaya kaldırıp kızdan uzaklaştırmaya çalışıyordu. Tepiniyordum bağrıyordum kollarından kurtulmaya çalışyordum ama nafile.

"Buğra bırak beni.!! Öldürücem o pis kaltağı."
Yaa bıraksanaaa
Bırakk beniiii.
Bak bidaha demicem
Bırak beniii.

Bir anda Adete yerle birleştip ahhh götüm. Canim götümü sanirim hissetmiyordum.

"Yaa malmısın Buğra niye bırakıyosun yaa"

"Bırak dedin ya Azra."

"Sus Buğra."

Arkamdan iki el ve havalanmam.
Kafamı çevirmemle Barışla karsılasmam bir oldu.
Sanki dejavu yaşamıştım ilk Buğrayla çarpışmamızda beni yine yerden Barış kaldırmıştı.
Barışa teşekkür edip önüme döndüm fakat Buğra yoktu ışınlanmışmıydı?
********
Bugün Barış bizde kalıcağı için evde küçücük kendi çapımızda eğlenelim diyoruz. O yüzden eve gitmeden markete uğradık canım Barışım beni market sepetine otuturup abur cuburların olduğu reyona sürdü kucağıma ne bulsam doldurup içki reyonuna girip bira,tekila gibi bir sürü icki alıp et reyonunda sparişlerimizi aldık ve kasaya gittik.
Kasada görevli aldıklarımızı geçerken ne kadar sıkıldığını hissedebiliyorum.
Sonunda her şeyi poşetlere doldurup taksiye atlayıp eve geldik.
Bütün herşeyleri öncelikle mutfağa yerleştirdikden sonra artik aç olan midemizi doldurma vakti diyerekden yemek yapmaya başladık kazamız mübarek olsun...
Barış etleri kızartırken bende pilavın pirinçlerini yıkamakla meşguldüm.
Pirincleri yıkayıp pilavı pişirmek için ocağın üzerine bıraktıkdan sonra patedezleri küp küp doğrayıp baharatlayıp üzerine biraz yağ gezdirdikden sonra fırına verdim.
Daha sonra 4 kişilik masa hazırlamaya koyuldum fakat tabakların olduğu kısıma boyum yetmediği icin şekilden şekile girip tabak alma çabalarına girdim. Barış halimi anlamış olacak ki beni omuzlarına aldı canım bestim....
Tabakları masaya yerleştirdikden sonra herşeyler hazırdı kendimizle gurur duyuyorduk. Bu anı ölümsüzleştirmek için snapchate girip savaş alanına dönmüş mutfağımızla fotoğraf çekilim hikayeme ekledim.
Biz mutfağı toplarken eymenle yağren coktaan gelmislerdi hemen yağrenin yapmış olduğu tom balıklı salatayı masanın ortasına yerleştirip hemen masada ki yerlerimizi aldık.
Öküz gibi tıka basa yedikden sonra kendimi nerdeyse fil gibi hissetiğim doğrudur.
Yağrenle Eymen masayı toparlarken bende akşam bize gelmeleri için Selin,irem,cenk ve cemi aradım.
Daha sonra Buğrayada
"Bugün nereye kayboldun bilmiom ama Akşam bizde küçük partimsi bişi var gelirsin." yazıp yolladıkdan sonra dolabımdan evde olacağımız için tayt ve uzun erkek tişörtlerimden birini çıkartıp yatağımın üzerine bırakdım. Odamın kapısını kilitleyip duş aldıkdan sonra hazırladığın kıyafetleri üzerime geçirip saçlarımı taradım ve topuz yaptım. Aşağı indiğimde herkez gelmişti herkezle hayvan gibi selamlaştıkdan sonra Buğraya sarılıp yanına oturdum. Buğra kulağıma çok güzel kokuyosun diye fısıldadığında biliyorum demek isterdim fakat sadece gülümsedim.
Daha sonra Buğra saçlarımadaki tokamı çıkartıp "hasta olucaksin yürü saçını kurutuyoruz". Dedi ve elimden sımsıkı tutup merdivenlerden yukarı sürüdü.
Gayet nazik hareketlerle saçımı kurutmaya başladı. Daha sonra güzelce saçlarımı tarayıp at kuruğu yaptı ve burnuma minik bir buse konudurup beni sırtına alıp aşağı indirdi.
Aşağı indiğimde herkezin tıkındığını gördüm bizsiz haaa.!!!
Hemen atlayip aralarina girdim ve minnak fakat çok şey sığan mideme cibsleri indirdim.

Saat gece 00:00'dı ve biz daire oluşturmuş içip içip özelden birilerini arıyoruz.
Salak Eymen sesini değiştirerek erkeklere yavşıyordu. Ve rastgele çevrilen bir numarada karşınıza yaşlı ve abaza bir amca çıkıyorsa korkun.!
Buğra telaşla kulaklarımi kapatıp bir yandanda eymeni telefonu kapatmasi için kötü bakışlar atıyordu ve eymende anlamış olucak ki usulca kapadı.
Birilerini aramakdanda sıkılınca neden denize gitmiyoruz diye düşündük gece sahil eğlenceli olabilirdi.
*********
Sahile vardığımızda yanımızda getirdiğimiz gitarı biraları bir kenara bırakıp. Ateş yakmak için getirdiğimiz çalı çırpılardan ateş yakıp etrafına oturduk. Cem eline gitarı alıp rastgele çalmaya başladı ve o iğrenç sesiyle bağıra bağıra sevdiği kıza yazdığı şarkıyı söylerken bir hayal edin. iğrenç! "Kesinlikle bu düşünceyi aklınızdan silin çünkü zihniniz bu iğrenclikle dolmasını istemem."

Cenk gitarı cemin elinden aldığı gibi kafasına geçirmeye çalıştı Cemin koşmasıyla birlikde Cenkinde onun kovalamaya başlaması. ve bunun sonunda kaçarken suya düşen bir adet Cem. Ve onu kovalarken Cemin düşmesiyle ona takılıp düşen Cenk ve Cemin kafasına düşen bir adet gitar. Ve hunlarca gülen biz. Ne kadarda harika bir sahne değilmi.

Bu bolum bu kadardi umarim begenmisinizdir int sıkıntısından dolayi cok bolum yayimliyaniyorum kb sizi seviyorum okuristler😍😍

Yaz Öküzüm.2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin