Giriş

160 18 19
                                    

Gece gizli derinlerinde. Okyanus kadar derin gözlerin, uzay kadar sonsuz olduğun gibi. Gözlerinin denizi gecende ay ışığı ile parlıyor. Çok derin.
Okyanusu alev aldı, alevler okyanusa karıştı. Biribirlerine karıştılar da buhar olmadılar.

**

"Merhaba sevgilim. Sensiz çok boş her şey. Şuanda sana sarılmayı, kokunu içime çekmeyi ne çok isterdim."dedi genç kız beyaz mermer taştan bakışlarını kaçırarak. Gökyüzüne baktı. Hava rüzgarlı ve soğuktu. Sevgilisinin üşüyüp üşümediğini düşündü. Kara bulutlar gökyüzüne destek olurken genç kızın ruh hali de en az kara bulutlar ve gürleyen gök kadar berbattı. Hüzünle toprağa baktı. Elindeki gülü toprağın üzerine bıraktı. Rengi kırmızıydı.
"Beyaz gülleri çok severdim senden önce. Herkesin aksine bende çok daha farklı bir yeri vardı beyaz güllerin. Çoğu insan kırmızı gülün aşkı temsil ettiğini söylerken sen bana gerçek anlamını öğrettin sevgilim. Tutku, hüzün ve kan. Kimisi tutkuyla sever kırmızı gülleri ancak dikeni battığında akan kanla canları yanar. Kırmızı güllerin masumluktan uzak kısmı görünür o anda. Hayal kırıklığı ve hüzne sebep olur bu. Biz ayrılamazdık ya hani sevgilim, tekrardan birleşmesini de bilirdik. "Bizimki ölene kadar değil" derdin ya hep. Sözünün gerçekliğiyle yüzyüzeyim ne kadar olduğunu bilmediğim bir süredir. Ve bu hissi hiç sevmedim."
Gözlerinden bir damla bile yaş akmasına izin veremezdi. Bir damla bin damlaya dönüşür, sonu gelmezdi. Dolan gözlerini elinin tersiyle sildi.
"Beni yalnız bırakmadığını biliyorum. Tam yanımda beni izliyorsundur şimdi. Gülümsüyor musun? Bu halime gülüyor bile olabilirsin. Sanki şu ağacın ardından çıkacak ve gülerek beni kollarının arasına alacakmışsın gibi.. Sen beni yalnız bırakamazsın ki zaten. Gözlerimi kapatsam gelir misin? Nefesini, kokunu, saçlarımla oynayan ve beni saran kollarını tekrardan hissedebilir miyim? Özgürlüğümün kanatlarım olmadığını öğrettin bana önce. Kanatlarım yoktu ki özgürlüğüm olsun. Ya da ben öyle sanıyordum. Cesaret olmadan özgürlün imkansız olduğunu öğrettin bana. Tek kalmayı göze alarak özğürlüğüme kavuşsamda sen olmadan anlamı olmuyor sevgilim. Sensiz olmuyor. Sen gelmezsen ben gelirim. Ama bu dünyadan ayrılmadan önce senden bir isteğim var. Sen al beni sevgilim. Sen karşıla beni!"
Dolan gözleri bulanık görüyordu son cümlelerini söylerken. Umursamazca yağan yağmur saçlarından elbisesinin eteklerine kadar ıslatırken genç kız daha fazla dayanamadı. Son kez gök gürlerken şimşek çaktı. Mavi gözleri kapanırken bedeni yağmur kokan toprakla buluştu.

Karanlıkta ParlayanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin