12. Bölüm

2.4K 195 18
                                    

Yağız Ata, annesini karşısında görünce epey şaşırmıştı. Kendisini saran kollara istediği karşılığı ancak rüyada olmadığını idrak edince verebilmişti. Annesi, yüzünün her bir zerresine, gözleri kapalı şekilde kokulu öpücüklerini kondururken, eline şeker verilen çocuk kadar mutluydu. Ancak bu mutluluğu, yaşlı kadının hüzün kokan sesine kadar sürmüştü. Gözlerini aralayan annesi, yüzünün halini daha yeni fark etmişti.

'' Aman Allah'ım. Yağız Ata, bu ne hâl annecim ? ''

Yağız'ın derdi ise bambaşka idi. Annesinin abartılı tepkisi ve adını dillendirmesi onu korkutmuştu. Özümlerin evi ile evi arasında bir adımlık mesafe vardı. Duyarsa her şey tepetaklak olurdu. İnşa ettiği hayali, altına yerleştirilen dinamitle acımasızca yıkılırdı.

'' Annecim, hadi gel içeri geçelim. O kadar yol geldin sonuçta. Yorulmuşsundur.''

Allah'tan annesi itiraz eden tiplerden değildi. Onu çok uğraştırmamıştı. Ancak eve girdiklerinde kadıncağız daha da şaşırmıştı. Yüzünün şekli, dışarıdaki sevecenliğinden eser kalmayacak şekilde değişmiş, garip bir şekle bürünmüştü. Renkli gözlerinden okuduğu tek şeyse acıma hissiydi. Yağız, ağlamamak için direnen kadının eline dokunup onu bir yere oturttu. Kendi de yanına kuruldu.

'' Ben mutluyum anne. İyiyim. Gerçekten çok iyiyim.''

Kadın iç geçirirken tek yanağına yasladı elini.

'' Ben üzülmeyeyim diye böyle söylüyorsun Yağız. Burada nasıl iyi olabilirsin annecim ? Şu haline bak, süzülmüşsün de. Üstelik yüzün...Ne oldu da böyle oldu ? Kim yaptı ? Hangi cani ? ''

Yağız, yanağında bulunan elinin üzerine elini yasladı. Avucunun içine ufak bir öpücük kondurdu. Gözlerini araladığında sevgiyle annesine baktı.

'' Ufak bir kaza anne. Büyütülecek bir şey değil. İki güne geçer. ''

Annesi itiraza hazırlanırken engellemişti Yağız.

'' Anne, onu bunu boş ver, asıl sen nasıl geldin buraya ? Babam nasıl izin verdi buna ? ''

'' İzin verdiğini kim söyledi ki ?''

'' Ne yani, kaçtın mı ? ''

Yaşlı kadın başıyla onayladı. Oğlu kadar dert etmiyordu bunu.

'' Koskoca kadınım. Her şeyi ona soracak değilim. Zaten bunca zaman susmam hataydı. Artık buna daha fazla tahammül etmeyeceğim Yağız Ata. Buraya gelirken çok düşündüm oğlum. Buradan giderken seninle döneceğiz eve.''

Yağız, annesinin söylediklerine ne tepki vereceğini bilememişti. Belki bundan iki hafta önce şu cümleleri işitmiş olsaydı, ardına bakmadan ona ayak uydururdu ama şimdi bunu yapmak istemiyordu. Özüm ne çok şeyi değiştirmişti hayatında. Daha önce kimse için böylesi şeyler yapmamıştı. Şimdi onun için işkencelere katlanmaya bile hazırdı. Babasına minnet edeceği tek konu, onu aşk ile tanıştırması olabilirdi. Kendi kendine gülümseyen oğluna sesini duyurmak epey güç olmuştu Perihan hanım için. Söylediklerine karşılık tepkisiz oluşu da canını sıkmıştı. Oğlunu böyle bulmayı da beklemiyordu açıkçası. Onu, fiziksel görüntüsündeki dağınıklığı saymazsa epey neşeli bulmuştu. Bundan elbet şikayeti yoktu; ama kandırıldığını bilmeye hakkı vardı. Bu yolun sonunda bahşedilen şey, özgürlük değildi çünkü...

'' Yağız ? ''

'' Anne...''

'' Bir şey demedin annecim. Gelmek istemiyor musun yoksa ? Bak eğer korkun baban ise...''

'' Anne,'' dedi araya girip. Ellerini avucunun arasına hapsetti bu kez.

'' Sebep babam değil.''

'' Peki o zaman neden benimle gelmek istemiyorsun ? ''

Yalandan Mutluluk (Mutluluk Serisi-1) TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin