6. Bölüm

3K 222 30
                                    

Perihan hanım, önündeki kahvaltı tabağıyla oyalanıyordu. Bu hali Yavuz beyin de dikkatinden kaçmamıştı. Aklınca karısı kendisini böyle cezalandırıyordu. Ama bu kez başarılı olamayacaktı. O hayta oğlu adam olana ve istediklerini yerine getirene kadar sürdürecekti oyununu. O kızla evlenmesi için son kozuydu bu. Elbet hizaya gelecekti Yağız Ata. İşin sonunda Erim şirketi de kârlı çıkacaktı hem.

Kravatını gevşeten adam kızgın görünmeye çalışarak baktı karısına.

'' Merak ediyorum da, ne zamana kadar sürdüreceksin bu grevi ? ''

Perihan hanım dolu gözleriyle eşine baktı.

'' Oğlumuz orada açken, nasıl olmamı bekliyorsun Yavuz ? ''

'' Aç mı ? '' dedi adam, kahkaha atma hissiyle dolmuştu o an. '' Perihan, oğlumuz aç falan değil. Keyfi de gayet yerinde. Sadece adam olması için bunun böyle olması şart, sen de biliyorsun. Söyler misin, ne zamana torunumuzu kucağımıza alacağız biz ? Dünyaya kazık çakmayacağız en nihayetinde. Eğer bu işi, Yağız Ata ve onun kararlarına bırakırsak, geri kalan ömrümüzü bunu beklemekle geçiririz. Seni bilmem ama ben soyadımızı yaşatmak derdindeyim. O yüzden çocuk gibi mızmızlanmayı bırak ve yanımda ol. Bu yaptıklarınla beni yumuşatmaktan ziyade daha çok sinirlendiriyorsun...''

Perihan hanım inanamıyordu duyduklarına. Olanlara bu kadar sıradan bakan eşinin rahatlığına bazen hayret ediyordu. Oğlunun adına kararlar alması da cabasıydı. Oğlunun mutluluğunun bir önemi yok muydu yani ? Mutsuz olacağını bile bile, onun hayatıyla ilgili bir kararı bir baba nasıl alabilirdi ki ? Bunu hangi sağlıklı düşünen bir ebeveyn isterdi ?

'' Akşama kadar toparlanırsın umarım,'' derken ayaklandı Yavuz bey. Ses tonu her zaman ki gibi sıradandı. Hiçbir duygu barındırmıyordu. Az önceki konuşmalarının üzerinde durmadığı öyle belliydi ki, Perihan hanım artık şaşıramıyordu olana bitene. Aynı yastığa senelerce baş koyduğu adam sayesinde yaşadığı hayal kırıklıklarını saymayı bırakalı çok olmuştu.

'' Bu akşam yemeğe Sercan bey ve eşi Nil hanım gelecek. Ona göre hazırlıkları yaparsın artık. Dünürümüz olacaklar ne de olsa. Şimdiden kaynaşmamız gerek.''

'' Yavuz,'' dedi son bir dirençle; ancak kocası diyeceklerini gözlerinden okumuş gibi davranıp bastırmıştı sesini.

'' Perihan, bence hiç zorlama. Ne diyeceğini biliyorum. Ama kararım net. Bu kez oğlunun istediği olmayacak!''

Ne zaman oldu ki, diye haykırdı içinden kadın; fakat bu sitemli sesini ona duyuramadı. Zaten o da diyeceklerini pek dinleyecekmiş gibi durmuyordu. Aceleyle çantasını almış, yanağından öpmüş, sonra da ardına bakmadan gitmişti işte. Perihan hanım sandalyeye çökerken başlamıştı ağlamaya. Oğlu için o kadar çok üzülüyordu ki, bazen yaşlı kalbi bu kadar derde dayanamayabiliyor, arada da böyle huysuzluk edip tekleyebiliyordu. Keşke onu bu durumdan kurtarabilecek bir şeyler bulabilseydi; bulabilseydi de oğlunu mutsuzluğa gözü kapalı teslim etmeseydi. Anneydi o. Hayatındaki tek değerli varlığı için daha iyisini isteyebilirdi ancak. Ama bu evlilik kararı için oynanan oyun biliyordu ki oğlunu asla mutlu etmeyecekti. Bunu bilip susmaksa en acısıydı.

******

Filiz ile Hasibe hanım tam bir işbirliği içinde çalışmıştı o gece için. Tek sorun vardı, o da kızına diktiği elbiseyi giydirmekti. Özüm'ün ne kadar inadım inat bir kız olduğunu biliyorlardı. Ama Hasibe hanımın da kendince silahları vardı.

'' Anne, bak, düğün işine tamam dedim ama bu olmaz. Lütfen ısrar etme artık. Ben bu elbiseyi hayatta giymem!''

'' Özüm, çok özenerek yaptım bunu ben annecim. Bir kerecik de olsa giyersin, ben de üzerinde görürüm diye ne heves etmiştim, biliyor musun ? Bu muydu mükafatı uykusuz kalan gecelerimin...Aşk olsun kızım yani...Aşk olsun.''

Yalandan Mutluluk (Mutluluk Serisi-1) TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin