Su Hayvanı

4~M'den Mesaj

Multideki şarkı; Halsey-Control

"Yeter!" Diye bağırdım sonunda. Üç gündür Alaz ile didişiyordum. Evet, üç gündür.

Geceleri bile. Bir örnek olarak;

"Işıkları kapat."

"Sen kapatsana!"

"Ben şuan uyuyorum sen kapat."

"Alaz!"

"Zambak!"

"Efendim?"

"Işıları kapat."

"Mal!"

İşte durum böyle. Ve şimdi de didiştiğimiz konu cidden utanç verici. Sünnet.

"Ya küçük yaşta sünnet, küçük yaşta iman demek."

"Belki çocuk büyüyünce din değiştirecek!?" Alaz, şaşkınlıkla yüzüme baktı.

"Tövbe de."

"Tövbe." Biraz sustum ama kendimi durduramamıştım. "Ama belki çocuk henüz hazır değildir! Onun rızası olması lazım."

"Ya ucundan azıcık, neyin rızası!?" Dediği şeye kaşlarımı çattım.

"Biz az önce konuyu kapatmadık mı?"

"Kapatmadık!" Çatılan kaşlarım bu sefer kalktı.

"Vaay! Ben yeter dediğimi hatırlıyorum."

"Ben kapandı demeden kapanmaz konular." Alaz'ın kaşları çatılmıştı bu sefer. Ve Begüm'ün. İşte geliyor...

"Yeter be, yeter! Biz sizi çekmek zorunda mıyız!? Bir kokteyl içirmediniz arkadaş!" Elini masaya vurarak ayağa kalktı. Gidecek sansam da Alaz ve benim kulağımdan tutarak masadan kaldırdı.

"Ah, acıyor lan!" Diye sızlandı eli ile Begüm'ü itmeye çalışan Alaz. Ben de aynı şeyleri yapıyordum.

"Ah, Begüm! Bıraksana lan!" Bir palmiye ağacının altına gelince ikimizi de adeta fırlattı.

"Nedir bu didişmeler, anlatın bakalım!" Dedi annemiz gibi. Biz de başımız önümüzde, camı kıran masum çocuklar gibi bekliyorduk. "Bekliyorum," dedi Begüm. Ama o sözdeki 'Biraz daha böyle susarsanız kafalarınızı patlatırım!' Mesajını ikimiz de almıştık.

"Ama yaptığı hayvanlığı görmedin ki!" Dedim parmağımla Alaz'ı işaret ederek. Alaz'ın gözleri kocaman oldu ve kendini savunmaya geçti.

"Sadece şaka yapmıştım! Bu kadar büyüten sendin!" Ben de kızmıştım. Kızınca yanaklarım kızarıyordu ve lanet olsun ki Alaz bunu fark etmişti. Yüzünde sinsi ve muzip bir gülümseme belirdi.

"Yanakların o domates suyu gibi oldu." Omzuna tüm gücümle bir yumruk geçirdim. İnsanların yüzüne vuramazdım ama geri kalan her yerlerine hayvan gibi dalabilirdim. Bu da benim serseri serbest stilim.

"Hop! Burada dayağı sadece ben atabilirim." Diyerek Alaz'dan ayırdı beni Begüm. "Şimdi. Ben olaya çok Çikobugule kaldım, bana olayı anlatın." Derin bir nefes alarak konuşmaya başladım.

"Sen zaten şu küvete götürme olayını gördün, oraları geçiyorum. Bu salak buz gibi suyu açtı ve suratıma suratıma domates suyu sıktı. Sonra bir de dondum tabi. Bu bir de geçip beni kesmeye başlamasın mı?"

"Öyle olmadı!" Diye bağırdı Alaz. "Suyu açtım ama yanlışlıkla sıcak taraf yerine soğuk tarafı açmıştım. Küçük bir şaka yapmak için şampuana domates suyu ekledim. Zambak'ın duş alması için de banyodan çıktım. Böyle oldu." Yalancıya bak ya! Bakışlarımı Alaz'a atarken Begüm, ağzı bir karış açık şekilde ikimize bakıyordu.