7. Bölüm

52 6 0
                                    

Multimedya = Naz Ölçal YOKSUN 

Okurken dinlemenizi tavsiye ederim.

İyi okumalar...

14 Kasım 2000

Yazarın Ağzından

"Anne, denize gidecek miyiz?" diye sordu küçük Deniz. Fazlası ile sabırsızdı.

"Bekle bir kızım. Şunları çantaya koyayım da sonra ineriz aşağıya."

"Tamam anne. Ama çabuk ol biraz. Can çoktan gelmiştir." deyip aynanın önüne geldi. Küçük boncuk boncuk gözlerini şaşı yaparak gülmeye başladı. Sonra bir ara durdu. Annesi gibi güzel olmayı istedi. Hızla anne ve babasının odasına koştu. Makyaj malzemelerini çıkarıp aynanın önüne döktü.Ama bir sorun vardı. Bunları nasıl kullanacağını bilmiyordu. O da eline gelen bir şeyi alıp yüzünü boyamaya başladı. Artık neşesi yerine gelmişti. Ne de olsa Can'a güzel görünecekti! Annesinin gelip elinden göz kalemini alması ile neye uğradığına şaşırdı. Üstüne üstlük ona bakarak kahkaha atmasına sinirlendi. Kendisine göre çok güzel olmuştu. Yüzündeki boyaları saymazsak tabi ki de güzeldi. Ama yüzünün her yerine bulaşmış bir boyayla bile bu kadar tatlı olmayı başarıyordu. 

Annesi sonunda kahkahalarını durdurmayı başarıp kenardan aldığı ıslak mendil ile kızının yüzündeki boyayı sildi. Sonunda da temiz bir havlu alıp yüzünü kuruladı. Elinden tuttuğu gibi kucağına aldı. Daha çok küçük olmasına rağmen biraz kilolu ve uzundu. Kilosunu pek belli olmuyordu boyu uzun olduğu için. Babasına bu kadar çok benzemesinden nefret etti Gülşen Hanım. Kapının önüne gelip vestiyerden sandaletleri kızına uzattı. 

Biraz sonra olanlar hiç yaşanmayacakmış gibi gülümsedi Deniz'e...

Deniz ise sandaletlerini giyip kapıyı açtı. Biraz ilerisinde onu bekleyen Can'a doğru koştu. Biricik arkadaşının, aynı zamanda da ilk aşkının boynuna kollarını doladı. Birbirlerine sarılırlarken o kadar tatlıydılar ki... Kimse biraz sonra olacakların onların başına geldiğini tahmin bile edemezdi. Can'ın annesi Mücella Hanım geldiğinde Gülşen Hanım'da geldi. Anneler dedikoduya başlarken, çocuklarda kumdan kalelerini nasıl yapacaklarını tartışıyordu. Şezlonglara geldiklerinin de ikisi de annesinin kucağına oturdu, sırtlarına, yüzlerine, bacaklarına, kollarına güneş kremi sürmeleri için. 

Deniz ile Can sonunda kalelerini bitirmişti ama aniden gelen büyük bir dalga kalelerinin yıkılmasına neden olmuştu. Deniz ağlamaya başladığında Can aniden ayağa kalktı.

"Şimdi ben şana gösteyiyim." diyerek hafif hafif gelen dalgalara kum atmaya, elleri ile vurmaya başladı. Anneleri bu olaya gülerken Deniz yüzündeki o kocaman sırıtışı ile Can'a doğru yürüdü. Hatta Can'dan epey uzağa doğru gitti. Böylelikle denize girmiş oldu. O da kum tanelerini denizdeki dalgalara atıp ayaklarıyla yere vuruyordu. Can'a doğru dönüp aklında bir şey varmışcasına konuştu.

"Can. Hadi denize giyelim." Can kafasını hızla sallayıp Deniz'in yanına geldi. Deniz'den biraz daha büyük olabilirdi ama sadece iki yaş büyüktü. Deniz'in elini tutup ileriye doğru gittiler. "Dikkatli olun!" diyen annelerini umursamazcasına koştular. Deniz Can'ın elini bırakıp su fırlatmaya başladı. Can'ın ona su fırlatmasına başlamadan ayağına bir şey sürtündü. 

Yosun... 

Ayakları birbirine dolanırken çığlık attı. Ama üzerine gelen büyük bir dalga sonucunda o cırtlak sesi duyulmadı. Hafif bir yankı yaptı sadece. Annesi ağlayarak gelirken, Mücella Hanım oğlunu sudan çıkarmış telaşlı gözler ile Deniz'i arıyordu. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 18, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Deniz KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin