6. Bölüm

53 7 4
                                    

Öncelikle belirtmek isterim ki hepinizi çok çok çok seviyorum. Verdiğiniz oylar beni çok mutlu etti ama okuma sayısı bölüm sayısına göre birazcık az. Ama okuma sayısının az olması beni hiç kırmadı. Şunu belirtmek isterim ki bu benim için pek sorun değil. Demek istediğim şu ki az okunması bölüm yazmayacağım anlamına gelmiyor.

Ve de okulda arkadaşlarımın (Beyzoşum ve Ranam) "güzel" yorumlarını dinlemek bana çok çok çok umut verdi. O yüzden hemen bölüm yazmaya başladım. Beyza'nın ne zaman yeni bölüm yazacaksın sorunlarından bıkıp yeni bölüm yazmaya başladım. Onları ne kadar çok sevdiğimi de ayrıca belirtiyorum. 

Oy vermeseniz de sizin yorumlarınıza ihtiyacım. 

Sizleri çok çok çok seviyorum. Multideki şarkı bölümün sonuna süper gider. Okurken dinlemenizi tavsiye ederim.

-Sefgili yazarınız Dilek (E.B.)-

"Fotoğraftaki o kız sendin Deniz..." dedikten sonra bakışlarını benden kaçırdı. Yutkunmaya çalıştım. Benimle... Benimle derdi neydi ki bu katilin? Odadaki herkes nefeslerini tutmuş, bana kilitlenmişlerdi. Profesöre dönüp ağzımı aralamaya çalıştım. Ama aklıma bir şeyler gelmiyordu. Dünya durmuş gibiydi ama durmamıştı. Tek fark benim öyle hissetmemdi. 

Her şeyin üst üste gelmesi, çok kırıcıydı...

Hande olayından sonra bunların yaşanması. Hele de annemin bana cevap bile verememesi. O an... O an içimdeki tüm damarların parçalandığını, damarlarımın vücuduma ağırlık yaptığını hissettim. Tarif edilemez duygularımın önüne geçmeye çalıştığını hissettim. Şimdi ise damarlarımdan akan kanından boşaldığını, onun yerine sinsi zehirlerin damarlarımdan girdiğini hissettim. O zehir tüm damarlarımdan dolaşıp kalbime geldiğin de... Kalbim sanki duracakmış gibi hissettim. Nabzım artık daha yavaş atarken elim başıma gitti. Zonklamaya başladığında elimi yavaşça şakaklarıma getirip ovmaya başladım. Ağrı git gide artarken nefes almakta zorlandım. Sanki biri kalbimi eline almıştı ve sıkıyordu.

Gözlerim hafif buğulanırken göğsüme bıçak girer gibi oldu. Ayaklarımın üstünde durmakta zorlanırken koluma giren Samet ile koltuğa oturdum. Bir darbe daha hissettiğim de ayak parmaklarımdan tüm uvuzlarıma kadar titrediğimi fark ettim. Bedenimde bir dalga hissettiğim de kısık kısık nefesler alıp verdim. Kalbime bir ağrı daha girdiğinde ses tellerim kopana kadar çağırdım. Ta ki göz kapaklarıma siyah bir perde inene kadar...

Yazarın Ağzından

Samet'in omzuna düşmüş Deniz'i görünce çaldıracak gibi olan Can hızla Deniz'i alıp odadan çıktı. Ani reflekslerine karşı koyamamıştı Can. Kendisi bile bu yaptığına şaşırırken Deniz'in bunu görmemiş olması büyük bir mucizeydi. Derin bir nefes aldı. İlk defa... İlk defa, aldığı bu oksijenin kokusunun olduğunu fark etti. Öyle mayhoş bir kokuydu ki bu. İnsanı kendinden geçirmeye yetiyordu. Kokunun kaynağını merak etti. Derin bir nefes daha aldı. Kokunun kaynağını bulduğunda için de parçalanmaya yüz tutmuş duygular kabardı.

Deniz...

Kokunun kaynağının Deniz olduğunu anladığında içi milyonlar kere çığlık attı. Bu kıza bağlanmamak mümkün değildi ki. Hatta kendisi bile bu kadar çabuk bağlandığına inanamıyordu. Gecelerin yatmadan önce onu düşünmeyi günlük rutin haline getirmişti.Ama bağlandığı bu kızın bir psikopat tarafından sevildiğini öğrenmek. 

En acı verici tarafı da buydu ki...

Garaja inen Can arabasının anahtarına basıp kitlediği arabayı açtı. Deniz'i dikkatlice arka koltuğa yatırıp kapısını kapattı. Dolanıp sürücü koltuğuna oturdu. Anahtarı çevirirken gözlerini bir an olsun çekmedi Deniz'den. Gözleri kapalıyken bile güzel olmayı nasıl beceriyordu? Anahtardan elini çekip gaza bastı Can. Araba hızla ilerlerken aynadan tekrar Deniz'e baktı. O deniz mavisi gözlerine bakmayı nasıl da özlemişti? Daha on dakika bile olmamıştı ki.

Deniz KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin