ARAF

Yağız

(Okuldan bir önceki gün)
Bizim grubu toplayıp her zamanki gittiğimiz kafeye gittik. Bizim grupta her cins insan mevcut. Çapkın Burak, esprili olduğunu zanneden Cemal, inek Eren ve ben. Ben okulun gizemli çocuğu olarak bilinirim. Gizemli felan olduğum yok. Sadece okuldaki kızlarla takılmıyorum ve tipimden dolayı böyle söylüyorlar. Genelde dışardan tanıştığım kızlarla takılırım o da bir iki gün sürer.  Böyle daha mutluydum.

İçeceklerimizi sipariş edip beklemeye başladık. Beklerken havadan sudan konuştuk. Birimiz hariç, adı lazım değil(Burak) yan masadaki kızı kesmekle meşguldü. Yaklaşık bir saat sonra sıkılmaya başladım ve dışarı çıktım.

Onu görmeyi beklemiyordum. O benim istisnamdı. Beril...

Lisenin başından beri onun bana bakışlarını yakalardım. Normalde itici gelirdi. Okuldaki çoğu kız bunu yaptığı için bıkmıştım. Ama o hiçbir zaman itici gelmedi bana. Benden hoşlandığından bile emin değilim aslında. Hoşlansa şimdiye kadar gelir söylerdi herhalde.

Bende ondan hoşlanmıyorum ama bazen onu izlediğim zamanlar oluyor. Yaptığı hareketler, konuşma tarzı, kendi oluşu beni gülümsetiyor. Bağlanmaktan nefret ederim o yüzden ona bakmayı bu yıl kesmeyi düşünüyorum. Şu andan başlasam iyi olur.

"Sevgilimle tanışmışsın." Burak... Ne saçmalıyor acaba yine.

"Ne diyorsun sen, o senin sevgilin değil."

"Evet, değil. Ama olacak. Beni tanırsın olacak dersem olur."

Sinirlenmeye başlıyordum ama. Kuralımız vardı. Grup içinde birinin hoşlandığı kız varsa ondan uzak durulur. Ama ondan hoşlandığını zannetmiyordum. Yeni oyuncak arıyordu.

"O senin tarzın değil dostum. Uzak dur ondan."

"Ondan hoşlandım. Seni ilgilendirmez, hoşlanıyorsan tabii."

"Saçmalama sadece o senin çıkıp iki gün sonra bırakacağın bir kız değil. Ondan uzak dur yoksa hiç iyi şeyler olmaz."

"Vaayyy... Yağız birini önemsiyor. Eğer hoşlandıysan senin olsun diyemicem bende hoşlandım. Kapışırız."

"Önemsediğim felan yok, umrumda değil !!!"

"Sana inanmadım. Ve inanmazsam uzak durmam biliyorsun. İnandır beni."

"Nasıl olacak o."  aklından ne geçtiğini bilmiyordum ama iyi bir şey olmadığı kesindi.

"2 hafta... 2 hafta içinde kızın güvenini kazan ve onu öp."

"Öpmek mi delirdin mi sen. Ne alaka şimdi."

"Senin şu kimseyi öpmem inadını kırmak istiyorum. Kızın güvenini kazan dedim. En azından insaflıyım. Kızın hoşuna gidecektir. Öpersen kız senin öpmezsen benim. Karar senin."

Lanet olası herif. Onu umursadığım, hoşlandığım yok ama göz göre göre onu Burak'ın eline bırakamam.

"Kabul. 2 hafta gözüme gözükmesen iyi edersin."

"Öyle olsun. İyi şanslar."

Buna ihtiyacım vardı. Benden hoşlanmadığını biliyordum ama büyük ihtimal hoşlanırdı. Kimse dayanamaz çünkü. Ama içten içe şansa neden ihtiyacım olduğunu biliyordum. Sorun benden hoşlanabilme olasılığı değildi. Sorun ondan hoşlanabileceğim olasılığıydı.

Bunun olmasına izin veremezdim. Kendime söz verdim. Bağlanmak yok!!!

Yeni bölümle karşınızdayım. İnşallah beğenmişsinizdir. Yorum ve votelerinizi bekliyorum. Görüşmek üzere. :))) LOL...