8.BÖLÜM

16 2 0
                                    

Bu söylediği içime işledi resmen. Evet belki şu an değil ama yakında yengeleri olacaktı. O günleri de sağ salim bir görebilsek.

-İyi kendisi şu an pek yenge pozisyonunda değil ama o da olacak az kaldı.

-Neden ne oldu ki? Dedi birden ciddileşen sesiyle. Çocuk gibi falan diyorum ama bazen ciddileşebiliyor hem de hiç olmadık yerde ve zaman da.

-İtalya'ya gittim diye beni affetmedi.. Ama ne kadar inkar ederse etsin ben onun beni sevdiğini ve affedeceğini biliyorum.

-Nereden biliyorsun?

-Gözlerinden.. Ben onu gözlerinden anlayabiliyorum onunla konuşmadan bile gözlerle iletişim kurabiliyorum. Gözümü bile kırpmadan onun gözlerinde hapsolabilirim.

-Peki ya gerçekten seni sevmeseydi ya da senden vazgeçseydi o zaman ne yapardın? Dedi oldukça ciddi bir sesle.

Bu söylediği şey yutkunmamı engelledi, nefes almamı zorlaştırdı, boğazımda bir yumru oluşmasına neden oldu ve o mavi gözlerim daha fazla taşıyamayacağı yaşları birer birer kirpiklerimden düşürdü.. Zor da olsa ağzımdan tek bir kelime döküldü..

-Ölürdüm..

Evet ölürdüm ben onsuz yaşayamam çünkü ben onsuz bir hiçim siz hiç nefes almadan yaşayabilir misiniz? Evet işte o yüzden bende yaşayamam..

Eğer o yoksa bu ateşte yanmak bile boşa beni küle çeviren o olmadıktan sonra..

-O zaman yaşama sebebine her şeyi söyle geleceğiniz için geçmişinizin yarım kaldığını mesela. Çünkü zaman geçiyor bugün varız yarın yokuz geç kalmamak için erteleme pişmanlık çok kötü tecrübelere dayanarak konuşuyorum senin de Berilinde üzülmesini istemem sizin çok güzel bir aşkınız var. Harcamayın, harcanmayın..

Haklıydı böyle erteleye erteleye son nefesimde söyleyemem ki artık konuşmalıyım. Desteklercesine omuzuna vurdum ve tebessümle kafamı salladım.

-Artık pizzaları yesek mi? Diye sordu ve bütün kasvetli, yoğun, duygusal havayı toz duman yaptı. Bu da böyle bir adam ne yapacaksın artık elde ki malzeme bu alışacaksın.

-Tamam gel hadi açlıktan öldün dimi obur.

-Tabi oğlum o kadar yol geldim bir zahmet yemek yiyeyim değil mi? Ben senin gibi yediğim her şeye dikkat edemem ki. Dedi alayla. Bu söylediğine sadece kafa sallamakla yetindim.

Yemeği yedik etrafı topladık 'daha doğrusu ben topladım o oturduğu yeri tapuladı' konuştuk falan derken saat baya bir geç olmuştu ona 'iyi geceler' diyerek odama çıktım ve yatağa uzandım telefonumu çıkarttım ve Berile mesaj attım;

"Yarın seninle konuşmak istiyorum." Yazıp gönderdim ve aklımda o varken gözlerimi kapattım.

BERİL'İN ANLATIMI;

Serkan'la konuştuktan sonra bende şirketten çıkmıştım ve Damlayı arayıp buluşmak istediğimi söylemiştim bir akşamda yemeği dışarıda yiyelim diye düşünmüş çok iyi bir karar verdiğime emin olmuştum. Çünkü Damla'nın morali biraz bozuktu onunla konuşmuştum ama bana pek bir şey anlatmamıştı onun ağzından laf almak biraz zordu zaten. Onu zorlamadım ve daha sonra öğrenirim diye aklımın bir köşesine not ettim. Biraz dolaştık ve sonra taksiye binip eve gittik zaten. Damla'nın iyi olduğuna emin olduktan sonra onu öpüp iyi geceler dedim ve odama çıktım.

Üstümü değiştirdim, lavaboya girip yüzümü yıkadım kendime gelmek adına. Saçlarımı topuz yaptım ve odaya döndüm yorgun olduğum için direk yatağa girdim ve ışığı kapattım tam kafamı yastığa koyacağım sırada bir mesaj sesi geldi ışığı tekrar açıp mesaja baktım. Serkan'dandı ismini görmem bile beni heyecanlandırmıştı. Kalbim ritmini arttırmış aklım zaten uçup gitmişti. Hemen daha fazla  beklememek adına mesajı açtım;

"Yarın seninle konuşmak istiyorum" yazıyordu ay ben şimdi iyice meraklandım ne konuşacak acaba diye. Alarmımı kurup ışığı kapattım ve tekrar yattım kafamı yastığa koydum ama bir türlü uyuyamadım bir o tarafa bir bu tarafa dön yok uyku gelmiyor eskiden Serkan ile birlikte uyuduğum günler geldi aklıma ve gözümden düşen yaşlara aldırmadan gözlerimi kapattım en azından rüyalarda benimle, benim onunla olduğum kadar..

Sabah uyandığım da hemen hazırlandım siyah dar paça bir pantolon ve bir gömlek giydim gömleği pantolonun içine koydum ayağıma da spor ayakkabılarımı giydim saçlarımı düzleştirip at kuyruğu yaptım çok hafif de bir makyaj yaptım telefonumu çantama koydum ve hazırdım.. Aşağı inip hazır olan kahvaltıdan bir şeyler atıştırdım evet her sabah Damla gitmeden bana kahvaltı hazırlıyordu. Etrafı topladım. Çantamı aldım ve tam evde çıkacaktım ki telefonuma gelen mesaj buna engel oldu. Mesajı açıp baktım;

"Aşağıda seni bekliyorum.." yazıyordu hem de Serkan'dan gelmişti. Yine heyecanlanmıştım ama Serkan'ın aşağıda olduğu düşüncesi aklıma gelince bunu sonraya ertelemeye karar verdim ve hızla aşağı indim. Kapının önünde arabasına yaslanmış beni bekleyen Serkan'ı görünce kalp atışlarım hızlandı sakin ol heyecan yapma zaten her şey bitmişti diye kendimi uyarıyordum. Ama asıl sorun da buydu ya beni bırakıp giden adama hala aşıktım ve her şey aslında tam bitmemişti sadece yarım kalmıştı ve ben tekrar başlamasından deli gibi korkuyordum çünkü aynı şeyleri tekrar yaşamak istemiyordum ama korktuğum kadar istiyordum da bu da gözden kaçmaması gereken bir gerçekti. Ben bunları düşünerek yavaş adımlarla ona doğru ilerliyordum aynı gözlerimin ve kalbimin ona çekildiği gibi. Yanına vardığımda bana en sevdiğim şeyi yaptı gözlerimin içine bakarak en içten şeklide gülümsedi biraz daha böyle devam ederse oyunun kurallarını ihlal etmekten korkuyordum çünkü karşımda Serkan Beyi değil de Serkan'ı görüyordum. Bana melodi gibi gelen sesiyle;

-Günaydın.. dedi.

Bende ona samimi bir şekilde;

-Günaydın dedim.

-Seninle biraz konuşmak istiyorum bana ayıracak vaktin var mı?

-Tamam konuşalım bakalım gerçekten merak ettim bu kadar önemli olan şey neymiş.

Ben bunu söyler söylemez kalbimi tekletip nefesimi kesecek olan tek kelimeyi söyledi..

-BİZ..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 29, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Geçmişin İzleri..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin