Bölüm 9

48 4 1
                                    

Aslında iyi oldu demek isterdim. Ama yapamıyordum. Dexter son kez daha bana bakıp arkasını döndü. Ve müdürle gittiler. Made koşarak yanıma gelmişti. " Ne oldu?" dedi nefes nefese. " Dexter ceza alacak." dedim. " Ama istediğin bu değil miydi? Sevinsene." dediğinde ona anlamamış bakışlarımı yolladım. " Ama olmuyor. Ben de gideceğim." dedim ve Made'nin elini tuttum. 

Müdürün odasına gelmiştik. Bağırma sesleri duyuluyordu. " Dexter ben senden böyle bir halt etmeni beklemezdim. Bir kızı sıkıştırmak ne demek. Hele hele bu kız Raven'se..." diyerek bağıyordu. Tırsmıştım. " Ne oldu?" dedi Made şaşkınca. " Ben tırstım bu müdürden lan." dedim. " Raven hadi yaparsın sen. Olmazsa müdür zaten seni affeder." dediğinde sinirli bakışlarımı ona yolladım. " Aynısı olmayacak. Çünkü eğer yine bu odaya girip müdürü kızdırırsam okuldan atılırım." diyerek sesimi yükselttim. " Raven bağırma." diyerek eliyle ağzımı kapattı ve elimi tuttu. " I hope they didn't hear you." dedi Made. Bu ' Umarım seni duymamışlardır.' anlamına geliyordu. " Made I wish you go through English." dedim ben de ona eşlik ederek. Bu ' Umarım İngilizce'yi geçersin.' anlamına geliyordu. " Let's stop this now." dediğinde artık İngilizce konuşmayacağımızı anlamıştım. " Şimdi ne yapacağım?" dedim. " Made sen bana biraz kızgındın. Ama ben gerçekten sana sinirli değildim. Ben Dexter'a sinirliydim." dedim. " Acaba ona ne oldu? Neden yakalandı? Seni nasıl sıkıştırdı?" dediğinde ben sadece Made'ye baktım. " Ben ne olursa olsun gideceğim." dedim ve Made'nin elini tutarak yine müdürün odasına ilerledik.

Tekrar başlangıç noktasına geldik. " I hope you do this. ( Umarım bunu yaparsın.)" dedi Made. " I hope." dedim. Ve kapıyı tıklattım. " Gir!!!" dedi şiddetle. Derin nefes aldım. Belki bu son olacaktı. Belki buraları hiç göremeyecektim. Belki Dexter'ı hiç göremeyecektim. Gözlerimin dolduğunu hissettim. 

İçeri girdim. " Gel gel biz de senden bahsediyorduk." dedi Müdür. " Ben kendimi suçlu hissediyorum." dedim. " Neden? Sen ne yaptın ki?" dedi Müdür kahkaha atarak. Benim içimi korku kaplamıştı. Bunun sebebi Dexter'ın suskun kalmasıydı. " Ben... yani hepsi benim suçum. Dexter benden net bir cevap istemişti. Ama ben onu hep geçiştirdim. O da bana sinirlendi ve beni sıkıştırdı. Ama şimdi ona hak ettiği cevabı vereceğim. Dexter ben seni nedense kıskanıyorum. Aslında Ash'i... Çünkü aranızı yaptım. Ama bunun sebebi yine benim. Ben kendimi düşündüm. Bencillik yaptım. O bana başkanlık teklif etti ve ayakkabı teklif etti. Karşılığında seni istedi. Ben de kıramadım ve saf gibi inandım. Ama hatalı olduğumu geç fark ettim. Ama herkes bana nefretle bakıyordu ki yapayalnızdım. Ve ben de kendimin esiri oldum. Keşke bunlar olmasaydı dedim bir çok kez. Ama oldu ve suçlu olan benim. İşte duymak istediklerin bunlar. Benim sana olan düşmanlığım aşka dönüştü. Ama sen Ash'i seviyorsun..." derken müdür lafımı kesti. "Bu okulda aşk olamaz. Ah neyse Raven senin yaptığın daha fenaymış." dedi müdür. " Müdürüm onu okuldan kovamazsınız. Ash'le çıkan benim." dedi Dexter kendini feda ederek. " Ne yapacağımı şaşırdım yahu." dedi Müdür kafası karışmış bir şekilde. " Müdürüm şimdi ne olacak? İkisini de atmasanız olmuyor mu?" diyerek bir adım öne çıktı Made. " İyi fikir." dediğini duydum Dexter'ın. " Raven senin yaptığın daha ağır kalıyor. Hem bir çok suç işledin. Artık yolculuk zamanın geldi. Yarın bu okulu terk edeceksin." dediğinde ben şok ben manşet. Nasıl olur? Ama müdür beni dinlemişti. Şimdi Dexter var diye mi yani? " Ama ben bunları size de anlatmıştım. O zaman bana hak vermiştiniz. Şimdi ne oldu?" dediğimde müdür yine gözlüğünü oynamaya başladı. " Raven sen bana böyle detaylı anlatmadın. Ama ben demiştim ki yine dönüp dolaşacağın yer burası olursa seni okuldan atarım. Demiştim hatırladın mı?" dediğinde başımı ' evet.' anlamında salladım. " Siz haklıydınız. Hep ben hatalıydım. Ama size karşı çıkmayacağım. Çünkü ben hatalıydım." dedim ve çıktım odadan. Bir kapı sesi duyuldu. " Raven gitme." dedi Made. " Üzgünüm. Ama bensiz buralar daha iyi olur." dedim. " Ama Raven böyle gidemezsin." dedi Made. " Hem ilk dönem daha bitmedi." dedi ve bana sarıldı. Ben de ona sımsıkı sarıldım. " Ah olamaz Fizik Hocası sınavlar için yardım istemişti benden. Umarım sorun olmaz." dediğinde gülümsedim. " Sen git. Benim için sorun değil." dedim ve ona sarılmayı bıraktım. " İşimi çabuk yapacağım. Söz." dedi ve gitti. " Konuşmanız bitti mi?" dedi Dexter ve omzumu tuttu. Ben de arkamı döndüm. " Umarım mutlusundur." dedim kızgın bakışlarımı ona yönelterek. " Ben aslında sana teşekkür etmek için gelmiştim." dediğinde kızgın bakışların yerini şaşkın bakışlar aldı. " Ben üzgünüm." dedi ve omzumda ki elini kendine yavaşça kendine çekti. " Sorun değil." dedim. " Kim olsa aynı şeyi yapardı." dedim. " Hayır, kim olsa benim için aynı şeyi yapmazdı. Ben pisliğin tekiyim. Sen ama yine de kendini ateşe attın." dedi. " Ben eşyalarımı toplasam iyi olur." dedim. " Dexter ah müdür seni yakaladı mı? Üzgünüm Apple'nin yanındaydım. Ah Raven de burdaymış. Ne kadar güzel. Ama ikinizi bir arada görmeyi beklemiyordum." diyerek yanımıza geldi Ash. Ne kadar sinir bozucu bir kız. " Ben gitsem iyi olur." diyerek koşarak uzaklaştım. " Raven bekle..." dediğini duymuştum ama çok geçti.

ERTESİ GÜN

Eşyalarımı çoktan toplamıştım. Okulu terk etmek çok zor olacaktı. Burda bir sürü yıl geçirmiştim sonuçta. " Raven ben şu an hala inanamıyorum." dedi Briar. " Eh benden de kurtulacaksın." dedim. " Ama yine de üzüldüm." dedi Briar ve yanıma oturdu. " Nereye gideceksin?" dedi ve bana merakla baktı. " Önce annemin yanına gideceğim. Sonra yeni okul falan yani baya işim var." dedim. Telefonum çalıyordu. Arayan Made'ydi.

" Alo Made."

" Raven nerdesin?"

" Odamdayım. Birazdan çıkacağım."

" Ah hayır. Neden erkenden gidiyorsun?"

" Böylesi benim için daha iyi olur."

" O zaman hemen gel. Ben aşağıdayım."

" Tamam." 

Telefonu kapatmıştım. Gitmemi ne kadar da çok istiyormuş. Sesli bir şekilde ofladım. " Ne oldu?" diye sordu Briar. " Yok bir şey." diyerek geçiştirdim. Bana sarıldı. " Özür dilerim." dediğinde ne olduğunu anlayamadım. 

Bu da rüyaysa...

Sakin bir şekilde ben de sarıldım. " Ben de özür dilerim." diyerek ben daha sıkı sarıldım. " Neyse artık bırakalım." dedi Briar bana sarılmayı bırakarak. " Olur." dedim ben de onu bırakarak. Valizlerimi toplamıştım. " Briar senden son bir iyilik isteyebilir miyim?" dedim. " Elbette. Ne istiyorsun?" dedi. " Bana aşağıya kadar eşlik eder misin?" dedim nazikçe. Çünkü bu son isteğim olacaktı. " Tabi ki." dediğinde elimi tuttu. Derin nefes alarak yurt odama son bir kez daha bakmıştım. Bu yılın ilk günü her şey aynı demiştim. İnsan değiştirmez mi demiştim. Ama ben de böyle seviyormuşum. İnsan ayrılınca anlıyor kıymetini. Ben de kıymetini bilemedim bu okulun. 

" Hadi gidelim." dedi Briar. İçimden " Hoşçakal yurt odam." dedikten sonra koridorda yürümeye başladık. Herkes bana ' Ne lanet bir insan bu!' diye bakarken aldırmadım. Briar da öyle.

Aşağıya gelmiştik. Aşağıda Made ile beraber bizim tayfa vardı. Erkekleri de kastettim. " Raven seni uğurlamak istedik." dedi Pepee. Gülümseyerek baktım onlara. Onları göremeyecektim. Hem de hiçbirini. Teker teker hepsine sarılmıştım. En son Dexter kalmıştı. Ona 'arkadaşça' sarılmak zorunda kaldım. Onun kokusunu son bir kez daha çekerken kulağıma " İyi olacaksın. Ben biliyorum." diye fısıldadı. " Umarım." diyerek ben de ona fısıldadım. Beni sevdiğini söyleyecek sanmıştım. Ama o Ash'i seviyordu. Hem ayrılık daha iyi olur benim için. " Evine kadar eşlik edeyim mi?" dedi Made. " Gerek yok." dedim ve son bir kez daha onlara baktım. Bir taksi durdu önümde. " Hoşçakalın." diyerek bağırdım. " Güle güle." diyerek bana bağırdılar. Ve taksiye bindim.

LÜTFEN BU BÖLÜMÜ FİNAL OLARAK ALGILAMAYIN. YAZMAYA DEVAM EDECEĞİM. NEREYE KADAR GİDERSE...

EVER AFTER LİFE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin