Hâlâ şoktaydım ve geri çekildim. O da geri çekildi. Gülümsemiştim. O da bana gülümsedi. Gülümseye gülümseye geçinip gidiyorduk.
" Herkes kalkmıştır. Merak etmesinler." dedi ve etrafına bakındı. " Saraydan o kadar uzak değiliz ki." dedim. " Nah değiliz. Sen nereye geldin böyle?" dediğinde telaşla etrafıma bakındım. " Saray nerde?" dedim. " Bilmiyorum." dediğinde " Bir yolunu buluruz mutlaka." dedim. " Of ya telefonun var mı?" dediğinde kafamı olumsuz anlamda salladım. Güzel bir macera olabilirdi bu.
İki saattir yürüyorduk. Ayaklarım kopmuştu. Kesin merak etmişlerdir beni. En çok da Made. " Dexter artık dinlenelim." dedim ve yere oturdum. " Of ya kaybolduk." dedi. " Bilmiyorduk ya." dedim sinirle. Öpüşmenin tadını bile çıkaramadım.
" İyi dinlenelim biraz." dedi ve yanıma oturdu. " İlk kez geldim ormana. Kaybolmam normal de... Sen? Sen nasıl kayboldun?" dedim. " Ben bu kadar uzağa gelmemiştim." dedi. " Beni durdursaydın." dedim. " Dinleyecektin sanki." dediğinde güldüm. Doğru dinlemeyecektim.
" Dexter beni sevdiğin doğru mu?" dedim emin olmak maksadıyla. " Elbette." dedi ve beni kendine çekti. " Hadi, dinlendik. Yeter bence." dediği gibi ayağı kalktı. " Of ya." diyerek ofladım.
Madeline
Kalkmıştık ve salondaydık. Raven ve Dexter ise daha yoklardı. Nerdeler bunlar ya? Raven yatağında yoktu. Dexter da yokmuş. " Siz ne yaptınız bunlara?" dedi Kayu. " Biz ne yapalım ya?" dedi Briar cırlayarak. " Cırlama." dedi Kayu. " İstersem cırlarım." dedi ve daha çok cırladı.
" Raven en son nereye gitti?" diye sordum. " Ne bilelim biz ya?" dedi Pepee. " Bu şekilde bir yere varamayız." dedi Tilki. " Hımm o zaman kalkalım da Dexter'ları bulalım." dedi Ashlynn. Gözlerimi devirdim. " Hadi kalkalım." dedim ve kalktım. En iyi arkadaşımı bulacaktım. Yani bulacaktık.
Pepee ile ben sarayın kütüphanesine bakacaktık. Neden Pepee ya? " Made..." derken sözünü kestim. " Madeline." dedim ve bana Made diye seslenmesini istemiyordum. " Madeline bence Raven burda değil." dedi Pepee. " Bence burda. Hep kütüphaneye gidiyormuş." dedim kendimden emin bir şekilde. İçeriye girdik. Kapı kapandı. Kesin Pepee kapatmıştır.
" Sana söylemiştim burda değiller diye." dedi ve mindere oturdu. Kızgın bakışlarımla Pepee'ye baktım. " Niye kapıyı kapattın?" dedim. " Ben kapatmadım." dedi ve ayağı kalktı. " Kapattın ya." diyerek bağırmaya başladım. " Hayır, kapatmadım. Madeline neden anlamak istemiyorsun?" diyerek o da bağırmaya başladı.
" Sen yemeğimi zehir eden tek kişisin." dediğinde şaşkınca bana baktı. " Yemek buluşması... Yani söyleyecek başka lafın yok mu?" dedi sinirle. " Yok. Ne yapacaksın?" dedim ve gözlerimi devirdim. " Kapıyı kim kapattı?" dedi Pepee. " Sen!" dedim ve kapıyı açmak için kapıya yürüdüm.
Ama kapı açılmıyordu. " Kilitli." dedim ve biraz daha uğraştım. " Çekil ya. Ben açarım." dediğinde geri çekildim. " Açıl lan." diyerek bağırdı ve açmaya çalıştı. " Tel toka var mı?" dedi Pepee aptalca.
Briar
Kayu ile neden bilmiyorum labirent odasına girmiştik. " Burda asla bulamayız onları." dedim. " Sen bi sus." dediğinde gözlerimi kıstım. " Burası çok karışık." dedim çünkü bi sağa bi sola gidiyorduk. " Aynen ya. Çıkış nerde?" dediğinde yine gözlerimi kıstım.
" Ne biliyim ben aptal?" dedim sinirle. " Bu odaya girelim diyen sendin." dedim ve etrafa bakındım. " Hayır ya ben demedim. Sen dedin ya." dediğinde boş bakışlarla ona baktım. " Ben öyle bir şey demedim." diyerek bağırdım. " Sesin çıksa bağırman duyulur." diyerek dalga geçti. Buna sinirlenmiştim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVER AFTER LİFE
De TodoRaven sakar, bencil ve asla kimseye yardım etmeyen gibi biri olarak görünse de aslında nasıl şefkatlidir. Ama gerçekten onu birisi değiştirir. Hem de çok fena... Dexter ise kendini beğenmiş ve kızları sürekli eşya olarak görür. Aslında Dexter'ın hay...