*Sevgili okurlar 🙃 Oy veren ve yorum yapan herkese çok teşekkür ederim :)) Bu bölüm için de bütün okurların oy ve yorumlarını bekliyorum 😃 Hepinize iyi okumalar...*
*****
Sam heyecandan ne yapacağını bilemiyordu. Sonunda onu yakalamıştı. Yıllarını almıştı belki ama sonunda bulmuştu işte. Şimdi tek yapması gereken o kiracının evine gitmekti. Telefonu kapatıp Mark'a döndü. Mark sandalyesine daha da yayılmış, onu izliyordu. Bu adam ciddi anlamda sinir ediyordu onu. Tavırları hem onu gıcık ediyor hem de şüphelendiriyordu. Doğrusu konuşmaya başladıklarından beri katilin o olabileceğini düşünüyordu. Az önce aldığı bilgiye göre katil o değildi ama "Yine de fazla dikkat göz çıkarmaz." diye düşündü.
Mark gülümsemesini saklamaya çalışarak salak dedektifi inceliyordu. Bu bulmaca severin yüz ifadesine bakılırsa telefonu bulmuşlardı ve diğer kiracı şu an bir numaralı şüpheliydi. Mark dedektifin kafasını karıştırdığının farkındaydı ve bundan son derece zevk alıyordu. Ama onun bir suçu yoktu. Dedektif onu gıcık etmeden önce düşünecekti. Hem bir dedektif nasıl bu kadar salak olabilirdi ki? Mark gibi zeki birinin bunu düşünemeyeceğini mi sanıyordu? Gerçi o da haklıydı. Bazen haberlerde yakalanan suçluları görüyordu. Hepsi o kadar aptaldı ki...
Kendinden emin bir şekilde konuşmaya başlayan dedektife baktı.
"Şimdi gitmem gerekiyor. Vakit ayırdığınız için teşekkürler."
Mark gülümseyerek ayağa kalktı.
"Önemli değil."
Ve dedektif sonunda dükkanından gidiyordu. Bu sırada Robert dükkanı incelemekle meşguldü.
"Robert, gidiyoruz."
Sam'in mutlu ve kendinden emin tavırları, Mark'ın içinde onunla uğraşma isteği uyandırıyordu. Kim bilir, belki de ona yeni bir eğlence daha çıkmıştı.
Sam, Mark'a kısa bir süre baktıktan sonra Robert'la birlikte dükkanından çıktı. Bu dedektif dünyadaki tek zeki kendisi mi sanıyordu? O zaman bu "zeki" dedektifle biraz eğlenmesinde herhangi bir sorun yoktu.
.
.
.Hava kararmaya başlamıştı. Yeni gelen birkaç değerli parçayı da yerlerine yerleştirdikten sonra kameralar için gereken birkaç lamba dışındaki bütün ışıkları kapattı ve ceketini alıp dükkandan çıktı. Dükkanını kilitlerken yapacakları için gerekenleri düşünüyordu. Yüzünde istemsiz bir gülümseme belirdi. Bu dedektife gıcık olduğu bir gerçekti ama onunla uğraşırken epey eğlenecek gibi görünüyordu.
.
.
.Kolları ve bacakları bağlı bir şekilde bilinçsizce yerde yatan adama baktı. Birazdan kendine gelirdi. Sonra bir şeyi unuttuğunu farketti. Yanında duran koli bandından bir parça koparıp adamın ağzını bantladı. Çabuk bulunması için çok da tenha olmayan bir yer seçmişti. Sesini duyacaklarını sanmıyordu ama o bir profesyoneldi. Kendini sırf aptal bir dedektifle oyun oynamak için riske atamazdı. Yoksa o adamın çığlıklarını iliklerine kadar hissetmek istiyordu.
Bu sırada adam yavaş yavaş araladı gözlerini. Neler olduğunu anlamaya çalıştı bir süre. Beyni zonkluyordu. Başucunda bir çift ayak görmesiyle irkildi ama kalkamadı. Kolları ve ayakları bağlıydı. Korkuyla açıldı gözleri birden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
M.A.R.K.
Mystery / Thrillerİnsanlar katil mi doğarlar? Onların...vahşi insanların bir kalbi yok mudur? Yoksa onlar toplumun dışladığı zavallı, şanssız insanlar mıdır? Gerçekten suçlu onlar mı? Hayır, hayır gerçek suçlular hapiste değil. Gerçek suçlular dışarıda. İşte, orada...