Yine her Pazartesi olduğu gibi arabama binip , annemin mezarını ziyaret etmek için yola koyuldum .
Yolda giderken bir çiçekçi gördüm .Aklıma gelen şeyle arabamı kenara çekip yavaş adımlarla indim arabadan. Çiçekçiye girdiğimde gözümden rayban gözlüklerimi çıkararak uzun ve gür saçlarımın üstüne taktım .
Çiçekçi çocuk "Buyur abla"deyince çocuğa gülümseyerek
" Bir buket beyaz gül verir misiniz?"dedim . Çocuk gülüseyerek "Hemen abla "dedi ve beyaz gülerden buket hazırlamaya başladı .Anneme beyaz gül alıyordum .Çünkü annemde ben ! de beyaz gülü çok severdik .Daha doğrusu ben, annem bu kadar çok seviyor diye seviyordum .
Bir keresinde merakıma yenik düşerek anneme "Anne ,neden beyaz gülü bu kadar çok seviyorsun " diye sormuştum .Annemde bana sıcacık gülümseyerek " Çünkü güzel kızım .Beyaz saflıktır ,temizliktir."diyerek devam etti "Bak kızım ne olursa olsun .Hayatın boyunca hep saf ve temiz olacaksın . Bana söz ver Nefes"dediğinde ben o zamanlar çocukluğun verdiği heyecanla "Söz anne "demiştim .Hayatın insanlara bu derece acımasızca davrandığını bilmeden ...
Zaten annemle o konusmamızdan bir yıl sonra kanser hastalığına yakalanarak vefat etmişti.
Babam ise annem öldükten iki yıl sonra bana üvey anne getirmişti .Bende babamın böyle bir şey yapmasını hazmedemeyerek arkadaşım Hazal ile birlikte aynı eve çıkmıştım . Bazen sevgilim de bizde kalıyordu .Çağrı yani sevgilim ona o kadar minnet borçluyum ki anlatmaya kelimeler yetmezdi . Çağrı ile annem öldükten bir kaç ay sonra lisede tanışmıştık.
O zamanlar beni hiç yalnız bırakmamıştı .Hatta üniversite ye bile aynı okula gitmiştik .Gerçi o üniversite son sınıfta okulu dondurup babasının işlerinin başına geçmişti ama ben yinede okulumu birakmamıştım .Annem hep beni 'doktor kızım' diye sevdiği için bende doktorluk okuyordum .Alan olarak kalp bölümünü seçmiştim .Çünkü kendimi bildim bilesi kalp bana vücuttaki en ilginç organ olarak gelmişti ." Hey abla ! On saattir sana sesleniyorum . Güllerin hazır" dediğinde düşüncelerimden sıyrılıp çocuğa baktım ve gülerek
" Afedersin yakışıklı, dalmışım . borcum ne kadar "dediğimde çocuk "Elli tl abla " dediğinde gülerek parayı ödedim ve çiçekçiden çıktım .
Yol kenarındaki arabama bindikten sonra çalan telefonumu elime alarak arayana baktım .
'Sevgilim ' yazısını görünce tebessümle açtım telefonu "Efendim hayatım" dediğimde Çağrı "Nefes . ben bu aksam sizin eve gelemeyeceğim . İşlerim çok yoğun "dediğinde ben ."Ama ...."diye lafa başladığımda karşıdan gelen dıt dıt sesiyle nefesimi dışarı vererek telefonu yan koltuğa attım .Çağrı yı düşünmemeye çalışarak ..Arabayı yavaş yavaş mezarlığa sürdüğüm de her pazartesi olduğu gibi yine göz yaşlarım beni yalnız bırakmamıştı.
Gözlerimi silerek hızımı biraz daha arttırdım.Yaklaşık yarım saat sonra aile kabristanlığına geldiğimde arabayı park edip , elime beyaz gülleri de alarak arabadan indim.
Ayaklarım benden bağımsız olarak annemin mezarına gittiklerinde ,hala gözlerimden yaşlar akıyordu .Sonunda annemin mezarının başına gelince annemin mezar taşını öperek yere diz çöktüm.
Dün akşam yağan yağmur yüzünden her yer çamur içindeydi.
Ben yere çöküp annemin toprağına sarılınca kot pantolonum ve beyaz gömleğim çamur olmuştu ama bu benim umrumda bile değildi.
Annemin cevap vermeyeceğini bildiğim halde , annemin mezarına doğru "Anne, annem . Canım annem. bak ben geldim .Kızın geldi .hadi kalk ," diyerek çamurlu ellerimle göz yaşlarimi sildim ve devam ettim
" Hadi anne . Bak sana en sevdiğin gülleri getirdim , beyaz güller . Hadi beraber kavanoza koyalım da solmasınlar" diye bu sefer hıçkırarak ağlamaya başladım. Kafamı yine çamurlu toprağa koyarak daha çok ağlamaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR MASAL GİBİ
Teen Fictionİki zıt karakter, iki zıt insan , iki zıt hayat Nefes Doğan ile Buğra Karahan'in hayatı .. Bu iki genç tıbkı siyahla beyaz gibi birbirlerinin tam zıttıydı. Fakat siyahın yanına en çok beyaz yakışıyordu. Peki Nefes ile Buğra'nın hayatı nasıl...