Buğra'nın sinir edici cümlesinden sonra bende sinirle üzerimdeki elbiseyi değiştirip rahat oldugunu düşündüğüm pantolon ve tşört giydim.
Saçlarımı da ev topuzu yaptıktan sonra Emir'in açılan üstünü örterek çıktım odamdan.Salona geçtiğimde Hazal'ın Burak'a "Keşke kurşun koluna değil kafana gelseydi . Gerçi sana o zaman da bir şey olmazdı malum sende beyin olmadığı için " dediğinde Burcu kahkaha atarken Burak "Kurşun kafama gelseydi o zaman güzel kızlar arkamdan çok ağlardı. Malum dünyaya bir Burak Karahan daha gelmedi " diye Hazal'a cevabı yapıştırdığında bu sefer ben kahkaha attığımda bütün bakışlar bana döndü .
Ben Hazal'a "En fazla beş beden büyük" dediğimde Hazal sinirle Burak'a bakarak " Ne beşi on beden büyük " dedi. Burak "Kızlar bu aksam yaşadıklarınız sizde şok etkisi yarattı sanırım .
Tanıdığım iyi bir psikolog var " dediğinde Hazal yine ve yine Burak'ın lafını ağzına tıkarak "Şu senin düzenli olarak gittiğin psikolog mu ?" dedi laf sokmanın verdiği mutluluk ile ..
Ben yine gülerek araya girdim ve
" Tamam neyse .Yani diyoruz ki Burak .Egon sana birkaç beden büyük" dediğimde bu sefer Hazal
" Saat baya geç oldu ben yatıyorum " diye ayaklanirken ben " Tamam o zaman malum bir tane misafir odası var orada Burak ile Buğra kalır .Senin odanda da sen Burcu ile kalırsın.
Ee bende Emir bey ile uyurum " dediğimde Hazal bana fark etmez bakışları atarken Burak "Desene bana bu gece sabah olmayacak .sabaha kadar abimin horlamasına maruz kalacağım " derken Buğra kardeşinin karnına öyle bir vurdu ki anlatamam , yani bana öyle biri vursa iki gün komada kalabilirdim.
Ama Burak pek etkilenmemis olacak ki " Sert çocuk " diye abisi ile dalga geçerken Buğra tam yine Burak'a vuracakken ben "Tamam hadi .herkese iyi geceler "diyerek odama girdim .
En son salondan duyduğum Burak'ın "Abi şaka yaptım valla .Ahh " diye bağırması idi ..Emir yine kendinde geçmiş bir şekilde uyurken gülümseyerek yanına yaklaştım ve düzgün yatmasını sağladım ve bir tane uyku hapı içerek Emir'in yanına kıvrıldım .
Zaten büyük olan yatağa kolayca sığmıştık.Sabah gözlerimi aralık kalmış perde den içeri sızan güneş ışıkları ile açarken Emir'in alınını öperek kalktım yataktan . Üzerime rahat bir şeyler geçirip salona geldiğimde henüz kimsenin uyanmadığını fark ettim .
Duvardaki saat 07: 18 geçerken oflayarak mutfağa ilerledim ve kahvaltı hazırlamaya başladım.Mutfakta cok becerikli bir insan olmadığım için (Evet malesef çok Beceriksizim bende 😕😕😕) sadece krep yapıp , çay demlemiştim.
Kahvaltılıklarıda masaya yerleştirirken mutfağa giren Buğra ile ona dönerek " Günaydın " dediğimde Buğra beni başı ile onaylayıp -öküz - şu içti.
Bende gözlerimi devirerek Hazal ve Burcu'nun kaldığı odaya yöneldim bu sefer kapıyı çalarak içeri girmiştim .
Malum evde misafir vardı .
Burcu saçını yandan örerken bana baktı ve uykulu sesi ile " Günaydın " dediğinde ben de gülümseyerek
" Günaydın " dedim ve ekledim
" Hazal Nerede " diye sorduğumda Burcu "Valla ben uyandığımda yoktu " derken dış kapının açılıp kapanma sesi duyuldu .
Ben direk oraya giderken Hazal elindeki taze simitleri ile "Günaydın " derken gülümseyerek onu onayladım .Bu kız tam bir simit canavarı idi.
Herkes uyanıp kahvaltı masasına geçtiğimizde Emir "Biz neden buraya geldik " dedi şaşkınca .Ee çocukta haklı akşam kendi odasında uyumuşken sabah benim odamda uyanıyordu.
Buğra ağzını açıp tam konuşacağı sırada ben konuşmaya başladım "Ben seni çok özledim o yüzden geldiniz tatlım " dediğimde Emir cevabımdan tatmin olmuş olacak ki gülerek kahvaltısına geri döndü .
Ben aklıma gelen şey ile hemen "Aaa Fatma hanım nerede . Ben onu hep unuttum " dediğimde Burcu "O izinliydi zaten . Bir kaç gün sonra oğlu askerden gelecekmiş sanırım " derken rahatlamıştım. Kadını o hengamede nasıl unutmuştum ya ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR MASAL GİBİ
Teen Fictionİki zıt karakter, iki zıt insan , iki zıt hayat Nefes Doğan ile Buğra Karahan'in hayatı .. Bu iki genç tıbkı siyahla beyaz gibi birbirlerinin tam zıttıydı. Fakat siyahın yanına en çok beyaz yakışıyordu. Peki Nefes ile Buğra'nın hayatı nasıl...