Bölüm 33

1.7K 115 10
                                    


....

Burcu'nun  konuşmasından sonra kısa bir sessizlik olurken  Çınar "Asıl bu kokoşun burada ne işi var.  " dedi ve bir süre düşündükten sonra çapkınca  gülerek  konuşmasına devam etti "Ahh ! Benim ki de soru ? Sen de diğer kızlar gibi cazibeme dayanamayıp beni takip ettin değil mi ? Bu kadar uğraşa gerek yoktu be güzelim " dediğinde Burcu da dahil olmak üzere herkes hayretle Çınar'a bakarken Buğra
" Senin ağzını si...." diye küfür ederek Çınar'ın yanına doğru hızla adımlarla yürüdü . Ben araya girerek Buğra'yı durdurdum ve
" Sakin olur musun ? O benim kardeşim " dedim .
Buğra "Başlarım lan kardeşine. Burcu da benim kardeşim . Düzgün konuşsun o zaman " diye bağırırken daha yeni gördüğüm 17 yaşlarında bir kız konuşmaya başladı .
Sanırım Buğra'nın en küçük kardeşi idi.
"Bütün suç Burcu ablamda trafikte dikkat etmediği için oldu kaza  ." dediğinde bu sefer bütün bakışlar Burcu'ya döndü .
Burcu hemen "Yani şey oldu . Ben simdi giderken Buse şey etti .." Burcu saçmalamaya devam ederken hemen araya girdim .
Yoksa olay hiçte iyi bir yere gitmiyordu. "Amaan neyse ne canım. Sonuçta herkes iyi .Hadi artık oturalım " dediğimde Burcu hemen "Aynen .bencede .hadi " diyerek koluma girdi ve içeri doğru yürümeye başladı .
Kulağıma eğilerek sessizce "Teşekkür ederim .yenge " demeyide ihmal etmemişti.

Gece boyunca Buğra'nın kardeşim Çınar'a öldürecekmiş gibi davranmasını saymazsak iyi vakit geçirmiştik.

Buse " Sevda nasıl oldu da abimin yakasından düştü .hayret doğrusu " dediğinde ben direk Buğra'ya bakarken o kardeşini "Buusseee" diye uyardı.
Buğra'nın bakışları bu sefer bana döndü tam bir sey diyeceği sırada çalan telefonum ile susmak zorunda kaldı .
Hastaneden arıyorlardı.

Kısa bir telefon görüşmesinden sonra hızla ayağa kalkarak "Benim acilen gitmem gerek " dedim.
Hazal ,Burak'ın omzundan kalkarak "Bu saatte mi ?" diyerek saate baktı .
Saat on ikiye  geliyordu. .
Ben onu başım ile onayladıktan sonra kapıya yöneldim.
Buğra " Seni, ben bırakırım ." diye arkamdan gelirken hiç itiraz etmeden dışarı çıktım .

Hastaneye geldiğimizde ben beyaz önlüğümü giyerken Hemşire hasta ile ilgili  bilgi veriyordu " Mehmet Gencer .Silahlı yaralanma . Kurşun kalbinin yakınına denk gelmiş. Şuuru kapalı " diye anlattıktan sonra Buğra "Mehmet abii" dedi şaşkınlıkla sedyeye yatan adama bakarak .
Tanıyor muydu ?

(Diğer kitabım Mutluluğum sana emaneti okuyanlar bilirler . Mehmet Gencer .Ayşe Sümeyye Gencer'in babası " bu vurulma konusunu diğer kitabta ayrıntılı bir şekilde işleyeceğim ")

Buğra yı şuan için görmezden gelerek
  "Acil 8 numaralı amaliyathaneyi hazırlayıp . ailesine haber verin .Kan takviyesi gerekli olabilir " diyerek bende amaliyathaneye yöneldim ..

  Yazardan devamı; 

Nefes ,canla başla Mehmet Gencer'in amaliyatını sürdürken hasta kolidoruna çoktan Mehmet'in ailesi de gelmişti .
Mehmet bey'in eşi ve kızı Ayşe Sümeyye birbirine sarılmış bir şekilde ağlarken Buğra Karahan'da hala hastane de idi .. Sabah, saat sekizi gösterirken  hastane kolidoru da kalabalıklaşırken Ayşe'nin yakın lise arkadaşları da gelmişti .

Buğra Karahan , Kardeşi Burak'ı arayarak "Mehmet Gencer vurulmuş . Acilen kimin yaptığını bul " diyerek, telefonu kardeşine cevap hakkı tanımadan kapattı .

Burak Karahan ise biraz şaşkınlık birazda sevdiği kadının yanından ayrılmanın verdiği hüzünle "Bayanlar benim bir işim çıktı .Gitmem gerek" diyerek  ayağa kalktı . Hazal da hemen "Nereye " diye ayağa kalkarken Burak ensesini kaşıyarak yalan düşündü ve Hazal'ın da kendi şirketinde çalıştığını unutarak aklına gelen ilk yalanı söyledi "Ya en son girdiğimiz işte bir sıkıntı olmuş . İnşaat işçileri isyan mı etmiş . Tam bende bilmiyorum " diye saçmaladıktan sonra hızla kendini dışarı attı .
Hazal ,Burak'ın arkasından "Ama o işi ben halletmiştim geçen gün  " diye mırıldanırken Burak çoktan karanlık işlerin peşine düşmüştü bile ...

BİR MASAL GİBİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin