"Aşka uçarsın kanatların yanar"
"Aşka uçmazsan kanat neye yarar?"
"Aşka varınca kanadı kim arar?"
'Seni ilk gördüğüm zaman'
"Eee"
Hiç birşey demedi. Lafı değiştirdi.
'Kahvaltı hazır mı?'
"Evet"
'Ne yaptın bakalım?'
"Seni seni seni"
Ben öyle deyince sırıtmaya başladı. Deli yaa.
Sofranın başına oturduk. Çayları koydum. Berdan sanki arkasından atlı kovalıyor gibi yedi.***
Artık son bulacak herşey. Yarın evime geri döneceğim ama hiç dönmek istemiyorum. Ben alıştım Berdan'a, kokusuna.
Berdan'a sordum:
"Beran"
'Efendim civcivim.'
"Yok bişey!"
Ben öyle deyince Berdan öküzü bağırmaya başladı (ÖKÜZ). İlla bağıracak. Beni duvara sıkıştırdı. Mine kurtarmaya çalışsada nafile. Bırakmıyor. Ellerini duvara yasladı. Suratını suratıma yaklaştırdı.
Kulağıma iyice yaklaştı ve çok kısık sesle kulağıma fısırdadı. Tabi banim kulağıma fısırdarken Mine'yi mutfaktan çıkartıp kapıyı kilitledi (Camış).'Benimle konuşmasını öğren artık.'
Şuan öyle titriyorum ki anlatılmaz. Sanki çarem yok. Kurtulmak için. Ben kaşları çattım. Hiç birşey söylemedim. Sanki söylesem dinleyecek. Berdan böyle yaparak hayatımı mahvediyor. Berdan'ın gülüşü cennet sanki.
Zorda olsa Berdan'ı üzerimden itmeyi başardım. Koşarak kilidi açtım ve doğru odaya gittim. Eşyalarımı topladım. Berdan durdurmaya çalışsada nafile. Dış kapıyı açtım. Ayakkabılarımı giydim. Mine de benimle geliyor tabi. Kız dayanışması var. Berdan ne kadar yalvarsada boş.Nihayet eve varabilmiştik. Mine de benimle geldi. Anne ve babamın elini öptükten sonra odama çıktık. Murat malı ayrı bir dert. Mine'yi görünce bebe 360 değişiyor. Odama çıkıp abdestimi aldım ve namazımı kıldım. Duamı yaptım. Mine çoktan uyumuş. Yatağımın başına oturdum. Telefonumda 16 cevapsız arama ve 31 tane msj vardı. Hepsi Berdan'dan. Msj lara baktım.
'Özür dilerim. Öyle demek istemedim.'
'Şu telefonu aç...'. Madem açmıyacan niye Telefon aldın?'
Gibi mesajlar.Hepsini okuyup telefonu kapattım. Gök yüzünde yıldızlara bakarak uyuya kaldım.
***
Güzel bir uykunun ardından yüzümüze vuran ilk gün ışıkları ile uyandık. Annem saolsun güzel bir kahvaltı hazırlamış.
Ben çayları doldurdum. Herkez sofranın başına gelince sofraya oturduk. Biz yemek yerken Murat ve Mine bön bön bakışıyorlardı. Masanın altından önce Murat'a daha sonra Mine'nin bacağına vurdum. Sert bir şekilde. İkisi birden bağırdı. Ben gülmemek için kendimi zor tuttum.
Murat bana pis pis baktı.Hahvaltı faslı bitmişti. Mine ve ben evi güzelce temizledik.
Mısır patlattık. O sırada Mine'nin telefonu çaldı. Arayan Berdan'dı (aşkım). Tabi ki şaka. Berdan konuştu konuştu telefonu kapattı. Mine'ye sordum:
"Ne dedi?"
'Akşam düğün varmış. Bizide bekliyor. Gelmezsek fena olurmuş.'
"O zaman bizim kızlarda gelsin yoksa gelmem."
'Gelsinler'Hemen kızlara haber verdim. Bizde hazırlanmaya başladık. Ben saks mavisi bir elbise, şal olarak da hardal sarısı bir şal yaptım. Yalnız Mine'de çok güzel oldu.
Evden çıktık. Taksi çağırıp dügün salonuna gittik. Berdan'da ordaydı. Yarım saat sonra dans etmeye başladı gelin ve damat. Berdan'da benim yanıma geldi ve
- Benimle dans eder misin ?
"Hayır!"Elimi tuttuğuyla beni kaldırdığı bir oldu. Biz dans etmeye başladık. Dans ederken kulağıma eğilip konuştu:
-Özür dilerim. Civcivim.
Öküz yaaa.
"Afettim"Ben hemen affettim yaa. O değilde güzel dans ediyo. Pislik..
Arkadaşlar vote ve yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar...
•_• ^_^ *_*

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sensiz Olmaz
Romance"Sevdasını gururuna yediremeyen Berdan'ın aşkını büyük bir şekilde itiraf etmesi. Ederse ne olur? Peki Nefes buna nasıl karşılık verir? Haydi BİSMİLLAH...